25 Ağustos 2024 04:45

Belirli süreli çalışma: Güvencesiz çalışmanın daniskası!

YOİKK kararlarına göre ilk adım belirli süreli iş sözleşmesinin kolaylaştırılması olacak. Bu kapsamda bir veya iki yıla kadar yapılacak iş sözleşmelerinde somut bir gerekçe aranmayacak.

Hilal Tok/Evrensel

Paylaş

Aziz ÇELİK
azizcelik@gmail.com

İşçi haklarına yönelik kapsamlı bir budama girişimi gündemde. Sermaye örgütlerinin yıllardır tekrarlayıp durdukları esnekliği ve güvencesizliği artırmaya ve iş mevzuatında kalan son kırıntıları ortadan kaldırmaya dönük öneriler bir kez daha gündemde. Eğer bu girişim yasalaşırsa belirli süreli sözleşmelerin herhangi bir gerekçe olmadan iki yıla kadar yapılabilmesine olanak tanınacak. Bu girişimin özü “kullan-at” işçiliğin önündeki son yasal engelleri de kaldırmaktır. Belirli süreli iş sözleşmesinin yaygınlaşması kıdem tazminatı, ihbar tazminatı haklarının ve iş güvencesinin ortadan kalkması demektir.

Sermayenin çok uzun dönemdir hayali olan belirli süreli sözleşmelerin yaygınlaştırılması için yeni bir taarruzu söz konusu. İşverenlerin bu talepleri hükümet tarafından da sık sık gündeme getiriliyor. 2010 yılında Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı tarafından hazırlanan taslağa göre belirli süreli çalışmanın hem süresi esaslı bir neden olmadan 36 aya kadar uzatılıyor hem de üç kez üst üste yapılmasına olanak tanınıyordu. Ancak bu girişim başarılı olmadı. Konu 2012’de ulusal istihdam stratejisi ile yeniden gündeme geldi. Belirli süreli iş sözleşmelerinin yaygınlaştırılması ile diğer güvencesiz ve esnek çalışma biçimleri 16 Mayıs 2019’da toplanan Yatırım Ortamının İyileştirilmesi Koordinasyon Kurulu (YOİKK) Yönlendirme Komitesi toplantısında da kabul edilmişti. Konu son yıllarda orta vadeli programlarda da yer aldı. Şimdi bir kez daha gündemde. İşverenler çok ısrarcı. Hükümet de bu ısrarlarını kırmıyor tabii! Tatlandırıcı olarak bu kez çalışma sürelerinin kısaltılmasını kullanıyorlar.

ÇALIŞMA SÜRELERİ MANİPÜLASYONU

Yapılan haberlerle kamuoyu hazırlanıyor. Ancak bu kez konuyu ambalajlamak için daha çok çaba harcıyorlar. Acı ilacı bir tatlandırıcı eşliğinde sunmaya, manipülasyon yapmaya çalışıyorlar. Önce “Çalışma saatleri 40 saate düşürülecek” haberleri yeniden dolaşıma sokuldu. Bilindiği gibi Cumhurbaşkanlığı bünyesindeki bir idari birim olan Hukuk Politikaları Kurulu (HPK) kendi yetki ve görev alanında olmadığı halde tüm çalışma mevzuatını tek iş kanunu olarak birleştirmeye girişmişti. Bakanlığın, sendikaların ve işverenlerin dahil olmadığı hatta haberi bile olmadığı bu girişimi sevimli kılmak için çalışma saatleri düşürülecek haberi sık sık uçuruldu. Son günlerde bu yönde yeniden haberler yapıldı.

“Haftalık çalışma süresi 40 saate düşürülecek” iddiası işin sosu. Bir tatlandırıcı. Asıl hedef çalışma mevzuatını daha da esnekleştirmek. İş mevzuatını daha esnek ve kuralsız hale getirmek için, sendikaların yıllardır karşı çıktığı esneklik düzenlemelerini kabul ettirmek için çalışma saatlerini düşürme vaadini bir havuç olarak kullanıyorlar. Haftalık çalışma saatlerinin düşürülmesinin vakti geldi de geçiyor. O ayrı bir konu.

Nitekim önce “Çalışma saatleri düşürülecek” manipülasyonu ile başlayan girişimlerin iç yüzü kısa sürede ortaya çıktı: Amaç güvencesiz çalışmayı yaygınlaştırmak. Biçimlerini artırmak! Hükümete yakın gazetelerde yer alan haberlere göre esnek çalışmayla ilgili düzenlemenin detayları netleşmeye başladı. Konu YOİKK’de gündeme gelmiş ve karara bağlanmış. Konu daha önce de birkaç kez bu kurulda gündeme gelmişti. İşçilerin ve sendikaların tepkisi nedeniyle gerçekleşmemişti.

YOİKK kararlarına göre ilk adım belirli süreli iş sözleşmesinin kolaylaştırılması olacak. Bu kapsamda bir veya iki yıla kadar yapılacak iş sözleşmelerinde somut bir gerekçe aranmayacak. Bir gerekçe olmaksızın belirli süreli sözleşmeyle çalışan istihdam edilebilecek.

Bilindiği gibi İş Kanunu’nun 11. maddesine göre belirli süreli (geçici) çalışma sözleşmeleri esaslı bir neden olmaksızın birden fazla yapılamıyor. Yapılırsa belirsiz süreli sözleşmeye dönüşüyor.

İş Kanunu'na göre belirli süreli iş sözleşmesi yapılabilmesi için “Belli bir işin tamamlanması veya belirli bir olgunun ortaya çıkması gibi objektif koşullar” aranıyor. Objektif koşullar olmaksızın belirli süreli iş sözleşmesi yapılamıyor. Planlanan değişiklik ile objektif koşul şartı kaldırılacak ve iki yıla kadarki belirli süreli iş sözleşmelerinde bu şart aranmayacak. Belirli süreli sözleşmeler işçiler için koruyucu değil. Tersine güvencesizlik demek. Belirli süreli iş sözleşmesi günlük dilde geçici işçilik anlamına geliyor.

Çalışma saatlerini düşürmek iddiasıyla gündeme getirilen ve “tek iş kanunu” hazırlığı olarak bilinen hazırlıkların asıl amacının daha güvencesiz bir çalışma hayatı olduğu böylece bir kez daha ortaya çıkmış oldu. Çalışma saatlerinin düşürülmesi vaadi işin sadece sosu. Dolayısıyla YOİKK’de pişirilen güvencesiz çalışma modelleri ile HPK’de pişirilen tek iş kanununun ve çalışma sürelerinin kısaltılması bir madalyonun iki yüzü gibi. Güvencesiz çalışmayı yaygınlaştırırken “Cambaza bak” diyecekler.

HUKUKSUZ GİRİŞİMLER

Çalışma hayatına ilişkin son derece kritik konular gündeme getirilirken dikkat çekilmesi gereken bir diğer konu da bunların hukuksuz ve yetkisiz mekanizmalar eliyle yapılmasıdır. Çalışma hayatıyla ilgili iki önemli çalışmanın cumhurbaşkanı yardımcısı başkanlığında toplanan YOİKK ile Cumhurbaşkanlığı HPK eliyle yapıldığı görülüyor. Her iki kurul da bu konuda yetkisizdir.

YOİKK hükümet ve sermaye temsilcilerinden oluşan bir kurul. Kurul cumhurbaşkanı yardımcısının başkanlığında toplanıyor. Kurulda TOBB, TÜSİAD, MÜSİAD, TİM ve YASED gibi sermaye örgütleri yer alıyor. Kurulda tek bir işçi temsilcisi yok. Kısaca davul işçilerin boynunda, tokmak hükümet ve işveren temsilcilerinin elinde. YOİKK çalışma hayatı konularında yetkisizdir. Kurulun görevleri arasında çalışma hayatına ilişkin çalışmalar yapmak bulunmuyor.

Öte yandan tek iş kanunu dayatmasının esası kadar yürütüş yöntemi de sorunludur ve hukuksuzdur. Tek iş kanununa ilişkin yapay gündemin ve girişimin HPK tarafından yürütüldüğü görülüyor. Her şeyden önce iş kanunlarının kökten değiştirilmesi, birleştirilmesi vb. konular HPK’nin görevi değildir.

HPK de YOİKK de Cumhurbaşkanlığı kararnamesi ile kurulmuş ve yürütmeye bağlı istişari nitelikli birimlerdir. Bu kurulların anayasa ve yasalarla düzenlemiş kurulların yerine geçmesi söz konusu olamaz. İşçi sendikaları, HPK ve YOİKK’nin yetkisinde olmayan konularda faaliyet yapmasına itiraz etmeli ve yeni kölelik düzeni önerilerini bertaraf etmek için zaman kaybetmeden harekete geçmelidir.

ÖNCEKİ HABER

2024 yılı tarımsal destekler açıklandı: Destek diye açıklanan çiftçinin yangınına çare değil

SONRAKİ HABER

CarrefourSA işçilerinin direnişi 13’üncü gününde sürüyor

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa