26 Ağustos 2024 04:58

Ahlat’taki gösteri neyi perdeliyor?

Kabine 21 yıl sonra Ankara dışında, Ahlat’ta toplandı. Erdoğan ve Bahçeli’nin buluştuğu “Malazgirt Zaferi” etkinliğinin mesajlarını yazarımız ve Siyaset Bilimci Yücel Demirer değerlendirdi.

Fotoğraf: TCCB 

Paylaş

Kabinenin 23 yıl sonra ilk defa Ankara dışında toplandığı “Malazgirt Zaferi” buluşmasını değerlendiren Siyaset Bilimci Yücel Demirer, Cumhur İttifakı’nın yaşadığı ekonomik ve siyasal zorlukları “Birlikteyiz, ayaktayız” mesajının verildiği bu tarihsel kurgunun ardına gizlemeye çalıştığını anlattı.

Her siyasal rejimin varlığını gerekçelendirecek, kitlesel destek sağlayacak ve gidişatı halka kabul ettirmekte ona kolaylık sağlayacak ikna araçlarını sürekli bir biçimde kullandığına dikkat çeken Demirer, “AK Parti iktidara geldiğinden bu yana, bir yandan devraldığı kutlamalardan bazılarını öne çıkarırken, diğer yandan yeni kutlamalar icat etmeyi de sürdürüyor. Bu yıl 953. yıldönümü kutlanan ‘1071 Malazgirt Savaşı’ ya da resmi söylemde ifade edildiği şekliyle ‘Malazgirt Zaferi’ önceden devralınan kutlamalardan biri. Ancak öncesinden farklı olarak içeriğinden kutlama mekânına, devlet erkânının katılım düzeyinden Türkiye’nin dört bir yanından Ahlat’a taşınan katılımcılara kadar önemli farklılıklar içeriyor. Bu içerik geliştirme sürecinde ‘1071 Malazgirt Savaşı’nın bir ‘kurucu mit’ olarak tanımlandığını görüyoruz. Osmanlı Devleti öncesine uzanan bu çerçeve özellikle ülkücü camianın öncelikleri ve duyarlı olduğu motifleri içermesi açısından önemli. Burada ittifakın ihtiyaç duyduğu türden bir tarihsel algı üretiliyor. Kutlamanın özellikle son yıllardaki detaylarına ve orada yapılan konuşmalara bakıldığında Malazgirt Savaşı’nın Anadolu’nun kapılarının Türklere açıldığı bir başlangıç noktası olarak sunulduğu görülüyor. Ortak bir yurttaşlık algısı oluşturma süreçlerinde başlangıçlar, ilk adımlar önemlidir ve Malazgirt Savaşı çerçevesi, biraz eğip bükmeyi gerektirse de bu ihtiyacı şimdilik karşılıyor” dedi.

Ancak kabine toplantısının da Ahlat’ta yapılmasının bu tarihsel olgu üzerinden daha farklı, daha kuvvetli bir adımın atıldığını gösterdiğini dile getiren Demirer, “Malazgirt geleneğinin hem sosyal hem de siyasal açıdan seferber edildiğinin açık bir göstergesi. Çünkü Bakanlar Kurulu 21 yıllık bir aradan sonra ilk kez Ankara dışında toplanıyor. Yansıtılan simgesel detaylar bunlarla sınırlı değil. İki liderin Bahçeli’nin kendi imkânlarıyla Ahlat’ta yaptırdığı eve yapacakları ziyaret de önceden basına sızdırılmıştı. Yapılışı hayli tartışılan ve açılışı 2020 yılında yine bir Malazgirt kutlaması yıldönümüne denk getirilen Ahlat’taki ‘Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nden sonra Bahçeli’nin de burada bir ev sahibi olarak Erdoğan’a komşu olması, İttifakın kutlama kataloğunda Malazgirt’in tuttuğu önemli yerin devam edeceğini gösteriyor” dedi.

ESNEK ÇALIŞMA ÖNEMLİ GÜNDEM

Kabinenin Sivas Kongresi’nin 84. yıldönümü nedeniyle en son 2003 yılında Sivas’ta toplandığını hatırlatan Demirer, kabinenin ana gündem maddesinin orman yangınları, Gazze, Dışişleri Bakanı Hakan Fidan'ın ABD Dışişleri Bakanı Anthony Blinken ile yaptığı telefon görüşmesi ve ekonomideki son gelişmeler olduğunun duyurulduğunu ama basına dağıtılan haber bültenlerinde yer verilmese de, işçi sınıfının elinde kalan son kazanımlara “yapısal reform” adı altında saldıran, ‘esnek çalışma’yı yaygınlaştırmaya yönelik düzenlemelerin gündemde önemli bir yer tutacağını vurguladı. Patronları kıdem tazminatı ve iş güvencesi gibi yüklerden kurtaracak esnek çalışma gündeminin altını çizen Demirer, “Güncel sorunların Malazgirt Kutlamaları arkasına gizlenmesi yanında, bu toplantının Malazgirt’te yapılıyor oluşunun asıl nedeninin, AK Parti kurmaylarının mikrofon önünde itiraf etmek durumunda kaldığı açlık ve sefalet koşullarında gündemi dönüştürmek, algı yönetmek olduğunu düşünüyorum” dedi.

ERDOĞAN’IN KARARLARI, BAHÇELİ’NİN SİMGELERİ

Bahçeli'nin en son 17-25 Aralık saatini ofisinde göstererek Erdoğan’a çeşitli mesajlar vermesinin ardından ikilinin buradaki buluşmasının anlamı da tartışma konusu. Cumhur İttifakının siyasal anlamda bir koalisyon olmadığını ifade eden Demirer’e göre, “İttifakın ortaklarından biri Bakanlar Kurulunda temsil edilmiyor. İttifakın dayandığı bir metin, ilkeler üzerinden bir sözleşme elimizde mevcut değil. Başından itibaren Cumhur İttifakı’ndan, onun liderlerinin birbirlerine yaptığı ziyaretlere ilişkin kısa çekim ve bültenlerden haberdar oluyoruz. Bu nedenle Cumhur İttifakı’na ilişkin süreçlerde konvansiyonel iletişimin yerini sıkça simgesel mesajlaşmalara bıraktığını görüyoruz. Siyasal sisteminin en tepesinde duran Erdoğan, kararlarıyla mesajlaşabilme imkânına sahipken, Bahçeli’nin elindeki somut gereçler sınırlı. Bu nedenle bir yandan eleştiri oklarını sık sık savuran ama ittifakı bozmak da istemeyen Bahçeli, sıkça simgesel mesajlara başvuruyor. Kitlelerin açlık ve sefalet koşullarında yaşadığı, asgari doyma koşullarını sağlamanın müthiş zorlaştığı, istikrarsızlık ve belirsizlik düzeyinin ekonominin başındaki kişiyi “istifa etmedim” mesajları yazmak zorunda bıraktığı koşullarda Malazgirt kutlamasına en üst düzeyde katılınarak İttifak için bir "birlikteyiz, ayaktayız" mesajı verilmek isteniyor. Ancak, buna paralel olarak, çiftçinin ürününü toplayacak kaynağı bulamadığı ve tarlasını sürerek ürününü kendi eliyle yok etmek zorunda bırakıldığı, şehirdeki kitlenin taze meyve ve sebze tüketemeden bir yaz geçirdiği günlerde bu adımın kuvvetle ihtiyaç duyulan bir algı yönetimi manevrası olduğu da apaçık ortada ve olup biteni güncel siyasetin düğümlendiği noktalarla ilişkilendirmek yanlış olmaz.” (POLİTİKA SERVİSİ)

ÖNCEKİ HABER

İzmir Bergama'da çamlıkta çıkan yangın kontrol altına alındı

SONRAKİ HABER

Samsun'da sağanak nedeniyle tarım işçilerinin kaldığı çadırları su bastı

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa