26 Ağustos 2024 04:05

İşçiler kapatıldıkları kör kuyudan bir çıkış arıyor

"İskenderun, Payas, Dörtyol, Osmaniye bölgesindeki diğer işçiler de kendileri için örgütlenmedikçe, kendileri için mücadele etmedikçe açlık sınırındaki ücretlerden kurtulamayacaklar."

Fotoğraf: Dilek Omaklılar/EVRENSEL

Paylaş

Halil İMREK
Emek Partisi GYK üyesi

İskenderun Türkiye’nin en önemli metal sanayi merkezlerinden biri durumunda. İskenderun, Payas, Dörtyol ve Osmaniye Organize Sanayi Bölgesi’ne kadar olan hat ağırlıklı metal fabrikalarının olduğu bir bölge. Başta yassı demir olmak üzere, saç, doğal gaz boruları, beyaz eşya ihtiyacı gibi birçok demir çelik ürünü buradan temin ediliyor.

Bölge’de İSDEMİR, MMK Metalürji, Tosyalı, Ekinciler, Yazıcılar, Atakaş gibi büyük demir çelik fabrikaları var. Osmaniye ilini de kattığımızda bölgede çalışan metal işçilerinin sayısı 20 bini buluyor. İstanbul Sanayi Odası tarafından hazırlanan Türkiye’nin en büyük 500 sanayi kuruluşu (İSO 500) listesinde Hatay’da üretim yapan 12 şirket yer alıyor. 12 sanayi kuruluşu Hatay bölgesinde 218 milyar liralık üretimiyle kendinden söz ettiriyor. Ancak bu kârları ve ciroları gerçekleştiren işçiler her geçen gün düşük ücrete, yoksulluk içinde yaşama ve geleceksizliğe itiliyor.

Yüzlerce fabrikada üretim yapan işçilerin ürettikleri, ülke içinde ve uluslararası pazarlarda milyon dolarlarla ifade edilen paralara dönüşüyor. Patronlar yeni yatırımlarla yeni fabrikalara sahip olurken, işçiler çok çalışıp az ücret alır hale geliyor. İşçilerin çalıştıkça ekmeği küçülüyor. Kaç yıl çalışırlarsa çalışsınlar ücretleri asgari ücretten 3-5 bin lira ancak fazla oluyor. İSDEMİR, MMK Metalürji, Yücel Boru, Çayırova, Ekiciler ve Yazıcılar gibi; Özçelik-İş, Türk Metal ve Birleşik Metal-İş’in örgütlü olduğu ve sözleşme imzalayan iki elin parmak sayısını geçmeyen iş yerlerini saymazsak metal işçilerinin çoğunluğu sendikasız.

İşçilerin 8 saat çalışarak aldığı ücret en zorunlu ihtiyaçları bile karşılamaya yetmediği için olabildiğince fazla mesaiye kalıyorlar. Bazı işçiler ise ek iş yapmak zorunda kalıyor, daha fazla çalışarak eksiği tamamlamaya çalışıyor. Bu çalışma temposu işçileri ailelerinden, sosyal hayattan koparıyor, onları makine haline getiriyor. Bu çalışma temposu sağlıklarını da tüketiyor.

Kısacası patronların her türlü zenginliğinin kaynağı olan işçiler, sürekli çalışarak insanlığını kaybederken ay sonunu dahi getiremiyor. Birçok işçi, “Abi çalışıyoruz, yoruluyoruz ama aldığımız ücret geçinmeye yetmiyor, her geçen gün alım gücümüz düşüyor ve huzurumuz kalmıyor” diyor. İşçiler, kapatıldıkları bu kör kuyudan bir çıkış arıyor. Payas ilçesinde kurulu Atakaş Çelik’te çalışan 700 işçi, geçtiğimiz günlerde sefalet ücretine karşı DİSK/Birleşik Metal-İş’te örgütlendi. Fabrikada, çoğunluk sağlayan Birleşik Metal-İş yetki başvurusuna olumlu yanıt aldı.

İskenderun Organize Sanayi Bölgesi’nde bulunan Befesa Silvermet işçileri, sendikaları Birleşik Metal-İş’le bir ayı aşkındır, Dörtyol’da bulunan Yolbulan Metal işçileri sendikaları Özçelik-İş’le iki ayı aşkındır grevde.

İşçilerin gücü üretimden gelir. Grev, işçilerin emeğinin değer kazanması ve dünyayı daha yaşanabilir hale getirmesinin mücadelesidir. Yolbulan Metal ve Befesa Silvermet işçileri insanca bir ücret almak için grevdeler. İşçiler, açlık sınırında çalışmak istemiyor. Yaşadıkları açlığın kader olmadığının farkındalar. Onun için işi, ekmeği ve geleceği için sendikaları ile greve çıktılar.

İskenderun, Payas, Dörtyol, Osmaniye bölgesindeki diğer işçiler de kendileri için örgütlenmedikçe, kendileri için mücadele etmedikçe açlık sınırındaki ücretlerden kurtulamayacaklar.

Hiç emek harcamayan patron zenginliğine zenginlik katıp, birden fazla yalı dairesine sahip olurken, işçiler ise asgari ücrete talim. Bu gidişatı gören kimi işçilerde mücadele ve sendikalaşma eğilimi artıyor. ‘İnsanca bir yaşam mümkündür’ diyen işçiler, bunun için kafa yorup, birleşip, örgütlenip mücadele yolunu tutuyor.

Bütün olarak bölgedeki işçiler bu gidişatı değiştirebilir, bunun ilk adımını greve çıkan Yolbulan ve Befesa işçileri ile dayanışmada bulunarak atabilir. İşçiler bilmeli ki Yolbulan ve Befesa işçileri kazanırsa bütün işçiler kazanmış olacak. Geleceği, giderek daha az sayıdaki ellerde toplanan servete ve zenginliklere sahip olanların değil, biz işçi ve emekçilerin şekillendirmesi gerekiyor. Ya cehennem gibi bir gelecek ya da sınıfsız, sömürüsüz bir toplum ve dünya için mücadele.

ÖNCEKİ HABER

Erkunt işçileri: Çalışma koşullarını birliğimizle değiştirebiliriz

SONRAKİ HABER

Hakkımızı alana kadar mücadeleye devam edeceğiz

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa