‘Kültür sanat, ezilenlerin sözünü söylediği yerdir’
Kapanış konuşmasında Merve Karataş, "Kültür sanat alanlarının; kentteki tüm ezilenlerin kendini ifade etme, sözünü söyleme alanı olduğunu bilerek hareket ediyoruz" dedi.
Fotoğraf: Evrensel
Antep’te Nar Sanat Derneğinde “Habbe Kısa Film Günleri” kapsamında Yönetmen Nagehan Uskan’ın “Sweet Home Adana”, Yönetmen Serra Akcan’ın “Sevgili F” ve Zîn Kolektifin “Seslerin İzinde” filmleri gösterildi. “Yerinden Edilenler: Antep’ten Midilli’ye Göç Hikayeleri” başlıklı sohbetle başlayan etkinlik, gösterimlerin ardından yapılan söyleşiyle son buldu.
“VAHA II: Kriz Zamanlarında Kültür Yoluyla Ortak Zemin Oluşturma Programı” kapsamında düzenlenen Habbe Kısa Film Günleri, Gaziantep Nar Bilim Kültür ve Sanat Derneği ile Dersim Yenigün Kadın Dayanışma Derneğinin ortaklığında gerçekleşiyor. Film Günleri kapsamında çok sayıda kadın yönetmen, başta kadınlar olmak üzere pek çok izleyiciyle buluştu. Gösterimlerin Antep ayağı ağustos programıyla sonlanmış oldu.
Kino Göçmen Video Kolektifinden Yönetmen-Akademisyen Nagehan Uskan’ın modere ettiği “Yerinden Edilenler: Antep’ten Midilli’ye Göç Hikayeleri” başlıklı sohbette, Suriye’de yaşanan savaş sonrası göç etmek zorunda kalanların iki kritik durağı olan Antep ve Midilli’ye dair deneyimler ve kültür sanat alanlarının bu konudaki rolü tartışıldı. Sohbetin ardından filmlerin gösterimi yapıldı.
YAŞAMAK, YAŞANILANI ANLATMAK, HATIRLAMAK
Nagehan Uskan’ın yönetmenliğini üstlendiği Sweet Home Adana, zorla Müslümanlaştırılmış bir Ermeni olan Adanalı Marie'nin evine yapılan yolculuğu anlatıyor. Kökleri aramanın ve bulamamanın hikayesi olarak nitelendirilen belgesel, Adana'nın eski Ermeni hafıza mekanlarından Nantes'ın diplomatik arşivlerine ve hazine avcılarının yıkıcı arayışlarına uzanıp inkar ve unutmanın farklı yönleriyle ilgili parçaları bir araya getiriyor.
Serra Akcan’ın yönetmenliğini üstlendiği Sevgili F, Akcan’ın babasının büyükannesinin hikayesinin peşinde çıktığı yolculuklarda yaşadıklarının bir bölümü. Akcan’ın geçmişle ve bugünle yüzleşmesine dair notlar içeren video, fotoğrafçının saklananı aktarmak için kurmaya çalıştığı görsel ve sözel dilin bir tasarısı niteliğinde: Resmi tarihe karşı kendi tarihini anlatma çabası.
Gösterimin kapanışı olan, Zîn Kolektifin yapımını üstlendiği Seslerin İzinde ise susturulan ve göz ardı edilen ortak hikayelerin gün yüzüne çıkmasında önemli role sahip aşıklık ve dengbêjliği kadınlar üzerinden anlatıyor. Âşık Leyli ve kendisi gibi bir dengbêj olan Ermeni Gule'nin kılamıyla büyümüş, ondan güç alarak mücadelesine yön vermiş Dengbêj Gazin, “Kadın Dengbêj ve Âşıklar” projesi için bir araya gelerek aşk, barış, dostluk dolu bu ortak hikayelerin sözlerine ses veriyorlar. Sözü nesilden nesile aktarmak, yaşanılanı anlatmak, anlatırken yeniden yaşamak ve yaşatmak…
‘SADECE BENİM DEĞİL, MİLYONLARIN HİKAYESİ’
Film gösterimlerinin ardından yapılan söyleşide katılımcılar filmlere dair yorumlarını aktarırken yönetmenlere de sorularını iletti. Belgeseli yapma fikrinin nereden geldiğini aktaran Yönetmen Nagehan Uskan, “Anneannemin Ermeni olduğunu 27 yaşındayken öğrenmiştim. Aslında Adana’ya ilk gittiğimde böyle bir belgesel yapma fikrim yoktu. Kişisel hikayemi ortaya koymak beni çok ilgilendirmiyordu. Bu gerçekten de çok zor bir şeydi. Ermeni meselesi benim için her zaman politik bir tarafıyla var oldu. Aslında bu çok özel bir hikaye değil. Bunun gibi çok hikaye var. Bu sadece benim değil, milyonlarca insanın hikayesi” dedi.
‘KARDEŞLİĞE İNANANLAR OLDUKÇA BİR YOL DA BULACAĞIZ’
Kendi hikayesinin izini sürmeye başlayarak yola çıktığını anlatan Yönetmen Serra Akcan ise insanların kendi hikayelerini anlatmakta daha çok zorlandığını ifade etti. Yaşanılanlarla yüzleşmenin önemini vurgulayan Akcan, “Yüzleşmekten korkmamalıyız, barışın olduğu ya da ayrımcılığın, düşmanlığın yükseldiği zamanda da. Filmde de söyledik, aynı yerdeyiz. Peki niye? Demek ki bizim başka şeylere ihtiyacımız var. Her şeye rağmen yan yana gelip bunu istemeye, inanmaya ihtiyacımız var. İşte o zaman yaptığımız şeylerin bir anlamı olacaktır. Anlattığımız hikayeler yaşamın küçük bir parçası. Bizden sonrakilere bu hikayeleri anlatmamız gerektiğini düşünüyorum. Kardeşliğe ve barışa inanıyorum, buna inananlar oldukça bir yol da bulacağız. Yeter ki umudu koruyalım” şeklinde konuştu.
‘KADIN DENGBEJLER HATIRLANMALI’
Seslerin İzinde gösteriminin ise Dengbêj Gazin’in ölüm yıl dönümüne denk geldiğini söyleyen Akcan, Gazin gibi kadın dengbêjlerin sesinin duyulmasının, hatırlanmasının değerli olduğunu ve böyle mecralarda devam etmesi gerektiğini belirtti.
‘HİKAYELER KENDİ ÖZNELERİYLE GÜN YÜZÜNE ÇIKACAK’
Kapanış konuşmasını yapan Nar Sanat Derneği Başkanı Merve Karataş Habbe Kısa Film Günlerinin Antep için tamamlandığını ancak çeşitli temalarda gösterimlerin devam edeceğini hatırlatarak, “Anlatılan senin hikayendir diyerek çıkmıştık yola. Bu hikayeleri, sanatın farklı disiplinleriyle anlatmaya ve hatırlatmaya devam edeceğiz. Kültür sanat alanlarının; kentteki kadınların, gençlerin, işçilerin, göçmenlerin yani tüm ezilenlerin kendini ifade etme, sözünü söyleme alanı olduğunu bilerek, bu sorumlulukla hareket ederek çalışmamızı sürdürüyoruz. Bu hikayeler kendi özneleriyle gün yüzüne çıkmaya devam edecek” dedi. (Antep/EVRENSEL)