EMEP'ten zeytin direnişine destek: Talana karşı direnişi güçlendirmeye devam edeceğiz
Hatay’da zeytinleri için 38 gündür direnen Çiğdem Arslan ile bir araya gelen EMEP Milletvekili Karaca, “Hukuksuzluğa, talana karşı nerede bir direniş varsa onu güçlendirmeye de devam edeceğiz” dedi.
Hatay’ın Defne ilçesinin Ballıöz mahallesinde kendisinden habersizce sökülen zeytin ağaçlarından geriye kalanları korumak için 38 gündür direnen Çiğdem Arslan’ı, Emek Partisi Gaziantep Milletvekili Sevda Karaca ve Emek Partisi heyeti ziyaret etti. Karaca, “Her türlü talanı hukuk kılıfına uydurmaya çalışanlar ihtiyaç duyduğunda hukuka bile ihtiyaç duymuyor. Buna izin vermeyeceğiz. Bütün bu hukuksuzluğa, talana, yalana karşı nerede bir direniş varsa o direnişi güçlendirmeye de devam edeceğiz” dedi.
“BU ŞEHRİN HER KÖŞESİNDE HALKA KARŞI SUÇ İŞLENİYOR”
Çiğdem Arslan ile bir araya gelen Sevda Karaca, “İlk günden itibaren Hatay halkına karşı işlenen suçlara bir yenisinin eklemesinin karşısında dimdik duran bir kadın Çiğdem hanım. Biz de Emek Partisi heyeti olarak onu direnişinde yalnız bırakmamak için buradayız, yanındayız. Bu alan her biri birer can olan zeytin ağaçlarıyla dolu bir alandı ve bu alanı TOKİ konutlarına yol açmak üzere ansızın, tebligatta bulunulmadan, kaşla göz arasında hukuksuz bir biçimde zeytinleri sökerek bu yolu açıp devam ettirmek istedi devlet. Bu şehrin dört bir köşesinde halka karşı suç işleniyor. Rezerv alanlarla işleniyor bu suçlar, yaşam alanlarının hemen kenarında taş ocakları kurularak işleniyor. İnsanların yarın neye uyanacaklarını bilmedikleri bir belirsizliğe sürüklenmeleri ile işleniyor. İşte, tarım arazilerinin zeytinliklerin ranta kurban edildiği bu düzene hayır böyle olmaz diyen bir ses Çiğdem hanımınki” diye konuştu.
“NEREDE DİRENİŞ VARSA ONU GÜÇLENDİRMEYE DEVAM EDECEĞİZ”
Arslan’ın bir kadın olarak yürüttüğü bu direnişin sadece kendi zeytin ağaçları için değil, ‘biz yaptık oldu’ diyen zihniyete karşı da olduğunu belirten Karaca, “Biz onun direnişinin yanında olacağız. Her türlü hukuksuzluğu bu halka uygulamaya reva görenler bizim güçsüz olduğumuzu, ses çıkarmayacağımızı, başımıza gelenleri kabulleneceğimizi düşünerek yapmaya çalışıyorlar. Ama şehrin her köşesinde insanlar hayatlarına, topraklarına, ağaçlarına, mahallelerine, yaşamlarına sahip çıkmak için mücadele ediyor” dedi.
Geçtiğimiz günlerde 2 yıl işlenmeyen tarım arazilerine el koyabilmeyi mümkün kılan yönetmeliğin Resmi Gazete’de yayımlandığını hatırlatan Karaca son olarak şunları söyledi: “Her türlü talanı hukuk kılıfına uydurmaya çalışanlar rant söz konusu olduğunda da gerektiğinde hukuku bile ayaklar altına alıp ona bile ihtiyaç duymayacaklarını bize göstermeye çalışıyorlar. Buna izin vermeyeceğiz. Bütün bu hukuksuzluğa, talana, yalana karşı nerede bir direniş varsa orada olmaya, o direnişi güçlendirmeye de devam edeceğiz.”
Fotoğraf: Evrensel
“DİRENİŞİM SADECE KENDİ AĞAÇLARIM İÇİN DEĞİL"
Çiğdem Arslan ise yaşadığı süreci anlatarak, “Tarım bizim için çok kıymetli, 100 yaşını aşkın ağaçlarımızın katliamı yapıldı ve yapılmaya devam ediyor. Onları koruyarak da bizler yol yapabiliriz. Onları korumamız gerekiyor. Onlar bizim milli servetimiz, barışın simgesi. Herkesi zeytinlerimizi korumaya davet ediyorum” diye konuştu.
Ellerinde herhangi bir kamulaştırma kararının olmadığını söyleyen Arslan rezerv alan uygulamasına benzeterek, “Gültepe’de de ayrıştırma alanı ilan etmişler kendilerine, yaşamın tam ortasında. Elindeki yetkiyi soruyorsunuz, yetki yok. Bu kez araştırıyorsunuz, gerçekten yetkisi yok” diye ekledi.
Hukuki süreci de aktaran Arslan “Buradaki vatandaş kırsal kesimde yaşıyor, hayvancılık ve tarımla uğraşıyor. Kendi haklarını aramasınlar diye hiçbir şey yapamazsınız boşuna uğraşmayın demişler. Benim amacım sadece kendi alanım veya bu bölge değil. Burada ciddi kıyımlar yapılacak. Kaç köy delip geçinecek. Şu ana kadar yapılan yapıldı, ama bundan sonra bir yol projesi yapılacaksa da doğaya, ağaca zarar vermeden yapılmalı” dedi. (Hatay/EVRENSEL)
