EMEP: GGM’de tutulan Filistinli genç derhal bırakılmalı
Emek Partisi, TRT World panelinde Türkiye'nin SOCAR aracılığıyla İsrail'e petrol tedarik etmesini eleştiren ve GGM'ye gönderilen Filistinli gencin serbest bırakılması çağrısı yaptı.
Fotoğraf: @filistinicinbin/X
Emek Partisi (EMEP) Türkiye’nin İsrail’e, SOCAR aracılığıyla petrol tedarik etmesini ifşa eden Filistinli gencin Geri Gönderme Merkezine (GGM) gönderilmesine dair açıklama yaptı. "Filistinli bir gencin, kendi halkının yaşadığı işgali ve acıyı dile getirdiği için cezalandırılmak istenmesi, AKP iktidarının gerçek yüzünü ortaya koymaktadır" denilen açıklamada gencin derhal serbest bırakılması çağrısı yapıldı.
Emek Partisi tarafından yapılan yazılı açıklama şöyle:
"Türkiye’nin, Filistin’deki katliamların faili İsrail’e, Azerbaycan menşeli SOCAR aracılığıyla petrol tedarik etmesi de bunu ifşa eden Filistinli bir gencin bunu ifşa ettiği için adeta cezalandırılarak GGM’ye gönderilmesi de kabul edilemez.
TRT World’deki bir panelde bu gerçeği dile getiren Filistinli bir genç, İstanbul Arnavutköy’deki Geri Gönderme Merkezi’ne (GGM) gönderildi. Paneli protesto eden bir grup Filistinli genç İngilizce olarak 'Erdoğan, siyonizme petrol taşımaya ve soykırımla suç ortağı olmaya son ver.' yazılı bir pankart açtı. GGM’ye gönderilen Filistinli genç, 'Bu gerçeği bilmek zorundasınız. Azerbaycan şirketi SOCAR Türkiye üzerinden İsrail’e petrol sevkiyatı yapıyor. Türkiye bu soykırıma ortaktır… Burada iki yüzlü bir durum var. Bunu görmek zorundasınız' sözleri ile İsrail’le ticari ilişkilerin kesilmesini istedi. Bu sözleri söyleyen genç sonraki günlerde evinden gözaltına alınarak Arnavutköy’deki GGM’ye gönderildi. Bu uygulama Türkiye’de iktidara muhalefet eden yabancılar ve mültecileri baskı altına alabilmek ve susturabilmek için GGM’lerin nasıl kullanıldığını gösteriyor. Özellikle Filistinli bir gencin, kendi halkının yaşadığı işgali ve acıyı dile getirdiği için bu yöntemle cezalandırılmak istenmesi, AKP iktidarının gerçek yüzünü ortaya koymaktadır.
Türkiye’nin İsrail’le ticaretin bir parçası haline gelmesi ve bunun ifşa edilmesi sonrasında muhalif seslerin bastırılmak istenmesi Türkiye’nin emperyalist çıkarlarla nasıl iç içe geçtiğini gözler önüne seriyor. İsrail’e yönelik ticari destek, Filistin’deki işgalin ve katliamın; Filistin halkının çektiği acıların ve maruz kaldığı baskının da desteklenmesi anlamına geliyor.
GGM'lerin İdari gözetim altına alınan yabancıların barındırılmaları ve kontrol altında tutulmaları amacıyla kurulduğu iddia edilse de yıllardır bu merkezlerin iktidara muhalefet eden yabancılar ve mülteciler için bir tür cezalandırma aracı olarak kullanıldığına dair çok sayıda örnek söz konusu. Cezaevi gibi işlev gören GGM’lerde kötü muamele ve mültecilere gönüllü geri döndüklerine dair zorla belgeler imzalatıldığı da artık sır değil.
Bu tür uygulamalara karşı durmak, sadece Filistin halkının yanında yer almak anlamına gelmez; aynı zamanda ülkede insan hakları, adalet ve özgürlük mücadelesinin de bir gereğidir. Bu nedenle, hem Türkiye’nin İsrail’e verdiği ticari desteğe hem de Filistinli gence yönelik baskıcı uygulamalara karşı sesimizi yükseltmek emek ve demokrasi mücadelesi adına bir görevdir. Düşüncelerini ifade ettiği için GGM’de tutulan genç derhal bırakılmalıdır.
Geri Gönderme Merkezlerinde (GGM) tutulan insanlar, tecavüzden, şüpheli intiharlara, zorla geri gönderme uygulamalarına kadar hak ihlalleriyle karşı karşıya. Bu nedenle GGM’ler acil olarak denetlenmeli. Geri Kabul Anlaşması da iptal edilerek Göç ve iltica Kabul merkezlerine dönüştürülmelidir." (HABER MERKEZİ)
