29 Ağustos 2024 22:39

KESK İzmir Şubeler Platformu, 1 Eylül Dünya Barış Günü etkinliklerine çağrı bildirisi dağıttı

1 Eylül Dünya Barış günü kapsamında pazar günü Cumhuriyet Meydanı’nda düzenlenecek olan etkinlik için KESK İzmir Şubeler Platformu bildiri dağıttı.

Fotoğraf: Emirhan Durmaz/EVRENSEL

Reklam

KESK İzmir Şubeler Platformu, 1 Eylül Dünya Barış günü kapsamında pazar günü Cumhuriyet Meydanı’nda düzenlenecek olan etkinliğe çağrıda bulundu. İlk olarak Konak Kemeraltı Çarşısı girişinde basın açıklaması gerçekleştirilirken, akabinde ise çarşı gezilerek bildiri dağıtıldı. Açıklamada metni KESK İzmir Şubeler Platformu Dönem Sözcüsü Nihat Filiz okudu.

"İSRAİL’İN KATLİAMLARINA RAĞMEN AKP TİCARİ İLİŞKİLERİNE DEVAM ETMEKTE"

2.Dünya Savaşı’nın üzerinden 85 yıl geçtiğini hatırlatarak sözlerine başlayan Filiz, “Emperyalistler hala aynı barbarlık, gaddarlık ve acımasızlıkla yeni savaşların, çatışmaların, kutuplaşmaların önünü açıyorlar. Ortadoğu’da son 20 yıldır yaşanan çatışmalarda, insanlık tarihi ve mirasının en önemli kültürel, arkeolojik eserleri de yok olmakta, telafisiz bir yıkımı meydana getirmektedir. İsrail'in özellikle son bir yıldır Gazze’ye saldırması ile yaşananlar insanlığın utanç görüntülerine bir yenisini eklemiştir. Bu orantısız savaşta binlerce masum insan ya öldürülmekte ya sürgün yollarında tarifsiz acılar yaşamakta ya da sığındıkları ülkelerde insanlık dışı şartlar nedeniyle yaşayan ölüler haline getirilmiştir. İsrail'in Gazze'deki katliamlarına rağmen AKP hükümeti, İsrail ile milyarlarca dolarlık ihracat ve ithalat ilişkilerine devam etmektedir” diye konuştu.

"AKP İKTİDARI, FAŞİZMİ KURUMSALLAŞTIRMA ADIMLARINI DEVAM ETTİRİYOR"

31 Mart seçimleriyle gücünü kaybeden AKP-MHP iktidar bloğunun, meşruiyet krizini siyasal ve ekonomik baskıyla kapatmaya çalıştığını belirten Filiz, “AKP iktidarı faşizmi kurumsallaştırma adımlarını devam ettiriyor. Hukuksuzluklarla, gerici kuşatmayla var olmaya çalışıyor. Tüm dünyanın 1 Eylül vesilesiyle barıştan, demokrasiden, özgürlük ve eşitlikten yana söylem ve talepleri yükselttiği bir günde, 1 Eylül 2016 gecesinde, yayımladığı 672 sayılı KHK ile sorgusuz sualsiz şekilde 50 bin 875 kamu görevlisini ihraç ederek adeta kamu emekçilerine savaş açmıştır. O günden bu yana ihraç, açığa alma, adli ve idari soruşturmalar gibi her türlü zor ve baskı aracı aratarak devam etmiştir” dedi.

Kürt sorununda çözümsüzlük politikasında ısrar edilmesinin artık halaylara, düğünlere, müziğe müdahale etme, gözaltı ve tutuklama gerekçesi olma noktasına kadar geldiğini vurgulayan Filiz, “İktidar bloğu en ufak demokratik talebi, düşünce ve ifade özgürlüğü kapsamındaki eylem ve etkinlikleri gözaltı, tutuklama gerekçesi haline getirirken halkın seçme ve seçilme hakkını da gasp ederek üçüncü kez halkın iradesini gasp ederek yeniden kayyum politikasına sarılmaktadır” ifadelerini kullandı.

"ŞİDDET ODAKLI POLİTİKALARIN BEDELİNİ EMEKÇİLER ÖDEMEKTEDİR"

Son olarak AKP iktidarının silahlanmaya 15,8 milyar dolar harcadığını ve sınır ötesi operasyonları Irak’ta onlarca üs kurmaya vardırarak da göstermekte olduğunu kaydeden Filiz, şöyle konuştu: “Nitekim yıllardır içerde uyguladıkları savaş ve rant esaslı politikalar ile ülkeyi derin ekonomik ve toplumsal krizlere sürükleyen iktidar ekonomik krizin bedelini yoksul emekçilere keserken derin yoksulluğun altında ezilen halkları savaş kışkırtıcılığı, mülteci karşıtlığı, Kürt düşmanlığı üzerinden kışkırtarak, zaman zaman da tehdit ve zor ile taraftarlık ilişkisi içinde konumlandırma, toplumsal kutuplaştırma yaratma gibi özel savaş yöntemleri devreye sokmaktadır.

"EMEKÇİLER AÇLIK VE YOKSULLUĞA MAHKUM EDİLİYOR"

Ölüm, kan ve gözyaşı dışında bir sonuç üretmeyen savaş/şiddet odaklı bu politikalarda ısrarın bedelini emekçiler ve ezilenler olarak ülkenin yüzde 99’u ödemektedir. Ekmeğimize, geleceğimize, aşımıza, ormanımıza, suyumuza göz dikenler ile halkların bir arada yaşama iradesini hedef alanlar geriye kalan yüzde 1’lik sömürü odaklarıdır. Savaştan nemalananlar ile emekçileri açlık ve yoksulluğa mahkum edenlerin aynı çıkar çevreleridir. KESK olarak; tüm saldırılara, savaş ve kutuplaştırma, tek tip yaşam tarzı dayatmalarına karşın ısrarla ve örgütlü, kararlı bir mücadele ile dünyada, Ortadoğu coğrafyasında ve ülkemizde, barışı savunmaya devam edeceğiz. Adaletin, eşitliğin, kardeşliğin, laikliğin, paylaşımın, yardımlaşmanın, dayanışmanın, insanca bir yaşamın kalıcı hale getirildiği bir dünya ve ülke kuruncaya kadar barış mücadelesinden bir an olsun vazgeçmeyeceğiz." (İzmir/EVRENSEL)

Reklam