30 Ağustos 2024 07:26

Evrensel'in manşeti | Hamaset gemisi su alıyor

Erdoğan Malazgirt’te savaş sanayi projelerinin 96 milyar doları geçtiğini, “güçlü Türkiye” için yeni savaş gemileri inşa edeceklerini duyurdu. O gemileri inşa eden işçiler ise: “Gemi artık su alıyor.”

Fotoğraf: Evrensel 

Paylaş

Hilal TOK
İstanbul

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Savunma sanayi projelerinin hacmi 96 milyar doları buldu” diyerek yeni denizaltı yapımı ve gemi projeleriyle övündü, ancak “Milli ve yerli savaş savunma projeleri” hamaseti artık işçilerin gözünü boyamaya yetmiyor. Özellikle de savunma sanayisinde çalışan işçilerin gözünü. Zira savunma sanayisinde çalışan işçiler çok uzun bir zamandır asgari ücrete yaklaşan ücretleri ile geçinmeye çalışıyor.

Ücretlerin düşüklüğüne karşı yeni bir ek çerçeve protokolü ile birlikte ek zam isteyen işçilerin ise taleplerine kulak tıkayıp, savunma sanayisi ile övünülmesi her geçen gün işçileri daha da öfkelendiriyor. Öyle ki savunma işçileri dün gibi, bu gelişmelere “alkışlarla” karşılık vermek yerine “Bunun bize ne faydası var” diye soruyor.

‘BUNUN BİZE NE FAYDASI VAR?​’

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kürsülerden “beka” nidaları, “Çelik Kubbe” projeleri, “donanmanın caydırıcı gücü” sözleri bugün savunma işçisine ne güvende olma hissi veriyor ne de “daha güçlü” hissettiriyor. Harb-İş’in örgütlü olduğu fabrikalardan, tersanelerden işçiler, tartışma gruplarında Erdoğan’ın dile getirdiği projelere özetle şöyle diyor, “Bu gemileri yapanlar neredeyse asgari ücret alıyor. Bu projelerde gemi yapacak adam kalmayacak. Yapacak personel ya emekli oluyor ya da istifa edip özelde çalışmaya başlıyor. Savunma işçileri 2 senedir seslerini duyurmaya çalışıyor. 10 senelik ustanın aldığı ücret 25-30 bin arası. Şimdi bu projelerin bize ne faydası var? Bizim adımız bile anılmıyor. Bedava işçilikle her şeyi yaptırıyorlar. Peki sonra? Yine açlık, yine borç batağı, yine sefalet. Böyle gitmez biliyorsunuz değil mi? Bir şeylerin artık düzelmesi lazım. Bu gemi çoktan su almaya başladı. Ne yapalım denizaltıyı, son faydası nedir işçiye?​”

Gemi projelerine, “Gemi çoktan su almaya başladı” diyen işçilerin çoğunluğu bugün geçinebilmek için ek iş yapıyor. Kamu tersanesinden çıkıp hafta sonu özel tersanelere gidiyor, pazara gidip sebze satanından, tekstil atölyesinde makine başında sabahlayanlara kadar işçiler geçinebilmek için türlü yola başvuruyor.

‘YAŞADIKLARIMIZI BİLE BİLE, KARŞIMIZDA BÖBÜRLENİYORLAR’

Bugüne dek bu koşullara karşı pek çok açıklama ve eylem yaptı savunma işçileri, genel olarak eylemleri; şimdi işçilerin yaptığı işlerle böbürlenenler tarafından engellendi. Sendikacıların alkış tutuğu, halay çektiği KÇP imzalamasının ardından; hükümeti, sendikacısı, konfederasyonu el birliğiyle işçilerin tepkilerini bastırmak üzere hamleler yaptı. O süreçte tepkiyi sindirmek için, sendika merkezi, eylem yapan işçilere “terörist” bile dedi. Şimdi ise, Erdoğan son konuşmasında, tüm bu hareket yeniden filiz vermesin diye olduğu çok açık; “Savunma sanayi duraklamayı kabul etmeyen, sürekli ve yüksek tempolu çalıştırmayı gerektiren bir alan” sözlerini sarf etti. Görüştüğümüz işçiler ise şöyle karşılık veriyor bu sözlere, “Şimdi sendikacılarımız bu duyurulara davul zurnayla karşılık verir. Ama biz davul zurnalı, halaylı bir karşılık veremiyoruz. Çünkü dün bize hakkımızı istediğimizde ‘terörist' dediler. Sanki vatana ihanet ediyormuşuz gibi muamele yapıp eylemlerimizin önüne polis, barikat koydular. Şimdi övünüyorlar hizmete giren gemilerle, denizaltılarıyla. Onları biz yaptık. Ekmeğini, alın terinin karşılığını vermediğiniz biz işçiler yaptı. Yaşadıklarımıza sendikacılar sessiz, hükümet sessiz. Biz çocuklarımız aç kalmasın diye ek iş yapıyoruz, sürünüyoruz. Onlar ise yaşadıklarımızı bile bile, karşımızda böbürleniyorlar.”

ERDOĞAN’IN ‘GÜÇ ÇARPANI’ PROPAGANDASI

Erdoğan, Ahlat Cumhurbaşkanlığı Külliyesindeki Cumhurbaşkanlığı Kabine toplantısının ardından yaptığı seslenişinde, savunma sanayi alanında yapılan hamlelerle Türkiye’nin çok önemli bir güç çarpanına sahip olacağını söyledi.

Kabine toplantısı öncesindeki haftada da Aksaz Tersane Komutanlığının açılışına katıldı, TF-2000 hava savunma muhribi gemisi için “beklenen” açıklamayı yaptı ve geminin İstanbul Tersanesinde yapılacağını duyurdu. Aynı hafta içinde, Gölcük Tersanesinde yapılan “ilk reis sınıfı denizaltı TGC’nin” Erdoğan’ın katılımı ile hizmete girdiği duyuruldu. Erdoğan buradaki konuşmasında, “Savunma sanayi asla ihmale gelmeyen, duraklamayı kabul etmeyen, sürekli ve yüksek tempolu çalıştırmayı gerektiren bir alandır” dedi.

KAMU İŞÇİSİNİN ÜCRETİ ERİDİKÇE ERİDİ

AKP iktidarı mayıs 2023’teki genel seçimler öncesinde; yaptığı ‘yerli ve milli’ araba, lokomotif, uçak, savunma sistemleri reklamlarıyla Türkiye’nin şahlandığını duyururken bu üretimin baş rolündeki savunma işçileri ücretlerinin insanca yaşanılır bir düzeye çekilmesini istiyordu. Ancak mayıs 2023’ten bu yana durumlarında herhangi bir iyileşme olmayan savunma işçilerinin maaşları üstüne katbekat eridi. Kamu tersanelerinde çalışan beş yıllık bir savunma sanayi işçisi, mayıs 2023 tarihinde 21 bin 800 lira ücretiyle asgari ücretin 2.5 katı daha fazlasını alıyordu. Aynı işçinin temmuz 2024 ücreti 25 bin 500 lira oldu, bu da bugün asgari ücretin 1.5 katı fazlasını aldığı anlamına geliyor. Kamu işçisinin eriyen ücretini birkaç ürünle basitçe anlamak da mümkün. Örneğin aynı savunma işçisi, 2023 mayısında 1500 paket makarna, 7569 adet yumurta, 3.4 adet çamaşır makinesi alabiliyorken, 2024 temmuzunda 1387 makarna, 6710 adet yumurta, 2.9 çamaşır makinesi, alabilir oldu.

İŞÇİLERİN SENDİKACILARA ÖFKESİ DİNMİYOR

700 bin işçiyi ilgilendiren ve 2023-24 dönemini kapsayan Kamu Toplu İş Sözleşmesi Çerçeve Protokolü ile maaşlara yansıyan zamlar, hükümetin izlediği ekonomi stratejisiyle erimiş, bu da kamu işçilerinin tepkisini artırmıştı. Asgari ücrete yapılan zammın ardından kamu işçisi de aynı oranda zam istemiş, Türk-İş’e bağlı sendikaların harekete geçmesi talep edilmişti. Ancak sendikalar bu talebi karşılamadığı gibi işçilerin eylemlerine de engel olmuştu.

Şubelerde tepki gösteren işçiler bastırılmış, Harb-İş Genel Başkanı Alaattin Soydan işçileri hedef göstererek “Karanlık odaklarla iş birliği” yapmakla suçlamıştı. Bunun üzerine işçiler Genel Başkan Soydan’ın ve her fırsatta işçiyi oyalama yoluna giden Türk-İş Genel Başkanı Ergün Atalay’ın istifalarını isterken, sessiz kalan şube başkanlarına da tepki göstermişti. Harb-İş Eskişehir ve İstanbul Şube üyesi işçiler, eylem öncesi Ankara girişinde polisler tarafından durdurularak meydana gidişleri de engellenmişti. Başta Harb-İş ve Demiryol-İş üyeleri olmak üzere kamu işçilerinin sendikacılara tepkisi sürüyor. Öyle ki önceki gün Türk-İş’in Çerkezköy mitinginde Konfederasyonun Genel Başkanı Ergün Atalay’a “istifa” sloganları da kamu işçilerinden geldi.

ÖNCEKİ HABER

"Cumartesi Anneleri'nin mücadelesi unutulmamalı"

SONRAKİ HABER

The course of the AKP government: US-EU-NATO Axis

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa