30 Ağustos 2024 16:00

​​​​​​​Prof. Dr. Doğan Yaşar İzmir’deki balık ölümlerini değerlendirdi: Körfezin ölümü son 25 yılın eseri

Prof. Dr. Doğan Yaşar İzmir Körfezi’nde yaşanan balık ölümlerinin körfezin foseptik olarak kullanılmasından ve arıtılmayan fabrika sularından kaynaklandığını söyledi.

Fotoğraf: Ramis Sağlam/Evrensel

Paylaş

Ramis SAĞLAM
İzmir

İzmir Bayraklı, Alsancak ve Karşıyaka sahillerinde görülen toplu balık ölümleri gözlerin körfez kirliliğine çevrilmesine neden oldu. Tarım ve Orman İl Müdürlüğü balık ölümlerinin nedenini araştırmaya devam ederken, Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği İzmir İl Müdürlüğü uzmanlarının balık ölümleri ile ilgili ilk açıklaması “Denizdeki mikroorganizmalarda ciddi artış olduğu” yönünde oldu.

İzmir Büyükşehir Belediyesi toplu balık ölümlerinin ardından Bayraklı sahiline 4 hidrosoft pompa kurdu. Pompaların çektiği deniz suyu filtrelenerek yeniden denize deşarj edilirken bu yolla su içindeki oksijen oranının da artırılması hedefleniyor. Deniz yüzeyindeki ölü balıklar kirliliğe ve kötü kokuya neden oldu.

Körfez’de yaşanan kirliliğin sürpriz olmadığını, son 25 yılın en kirli Körfez’iyle karşı karşıya olduğumuzu belirten Türkiye Bilimler Akademisi (TÜBA) Çevre, Biyoçeşitlilik ve İklim Değişikliği Çalışma Grubu Üyesi Prof. Dr. Doğan Yaşar ile sorunun geçmişini ve nedenlerini konuştuk.

“BİLİMSELLİKTEN UZAKLAŞMANIN FATURASI”

Körfez kirliliğinin bu seviyeye geleceğini bildiklerini ifade eden Yaşar, geçtiğimiz yıllarda yaşanan plankton patlamalarının 2023 yılında da görüldüğünü, az da olsa balık ölümlerinin yaşandığını söyledi.

Bu yıl toplu balık ölümlerinin had safhaya ulaştığını söyleyen Yaşar, “Zaten bu beklemediğimiz bir durum değildi. Körfez’in kızıla dönmesi demek plankton patlamaları anlamına geliyordu. Bunun anlamı ise denizde oksijenin sıfırlanması demek. Bu durumda balık ölümleri sürpriz bir durum olmadı. Son 25 yılın en kötü yılını yaşamamıza neden oldu” dedi.

“KİRLİLİĞİN EN ÖNEMLİ NEDENİ FABRİKA ATIKLARI”

İzmir Körfezi'nde yaşanan kirliliğin nedenlerini değerlendiren Yaşar, “Yaşanan kirliliğin en önemli nedeni arıtılmadan derelere bırakılan fabrika sularıdır. Bunun yanında son yıllarda yapılan baypasları unutmamak gerekir. Çiğli'deki arıtma tesisinin yetersiz kalması sonucu bypaslar oluştu. Tabii baypasların hiç olmayacağını söylemiyorum. Zaman zaman aşırı yağışların kaldıramayacağı dönemlerde baypaslar olur, sanırım bunun da etkisi oldu” diye konuştu.

Körfezin aşırı kokmasını ‘derelerin betonlanmasına’ bağlayan Yaşar, “2000'li yıllarda derelerin altının betonlanması en büyük yanlıştı. O zamanda körfezi öldürürsünüz demiştik dinletemedik. Toprakla suyun ilişkisinin kesilmesinin kaçınılmaz bir sonucunu yaşıyoruz. Böyle bir sonuç doğuracağı bilimsel bir gerçekliktir. Kokunun nedeni derelerin toprakla ilişiğinin kesilmesidir. Açıkça söylemek gerekiyorsa bu bilim dışılık, bilim tanımazlıktır. Bugün tam da bunu yaşıyoruz. Bir an önce betonlar sökülmelidir” ifadesini kullandı.

ARITMA TESİSLERİ KAPATILDI, KİRLİLİK PATLADI

Yaşar, 2004 yılında arıtma tesislerinin kapatılarak fabrikalardan yine kirli suların Körfez’e akıtılmasıyla, Körfez’in kirlenmesinin tekrar başladığını aktardı. 2008 yılına gelindiğinde Körfez’in tekrar kokmaya başladığının altını çizen Yaşar, “2010'nun ilk çeyreğinde makro algler, deniz marulları patlamaya başladı. Bu patlamalar devam ettikçe kirlilik bu seviyeye ulaştı” bilgisini paylaştı.

Gediz Nehri'nin Körfez’i kirlettiği düşüncesine karşı çıkan Yaşar, akıntı çalışmalarının bunu doğrulamadığına dikkat çekerek “Körfez'de akıntı sistemi yok. Karaburun'dan girer, güneyden dolaşır ve kuzeye doğru akıntı gider. Bizim buradaki kirlilikle hiçbir ilgisi yok. Çiğli arıtmanın da burayla bir ilgisi yok. Burası tamamen iç körfezden gelen kirli suların bir eseridir” hatırlatmasını yaptı.

İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay'ın balık ölümlerine ilişkin açıklamalarına da değinen Prof. Dr. Doğan Yaşar, “Sanırım yanlış yönlendiriliyor. Tugay'ın açıklaması bilimden çok uzak açıklamalardır. Daha ilk cümlesi kirliliğin 1965'li yıllardan sonra başladığıydı. İzmir Körfezi kirliliğiyle ilgili ilk makale 1930 yılında William Numan tarafından yazıldı. 1955’te ilk defa müthiş bir plankton patlaması yaşandı. Bu patlama Türkiye denizlerinde müthiş bir balık ölümüne neden oldu. Körfez devamlı foseptik olarak kullanıldı. İzmir'in foseptiği iç körfeze verildiği için 4-5 yıldır plankton patlamaları ve balık ölümleri gerçekleşti” dedi.

ÖNCEKİ HABER

Hakan Fidan: AB üyeliği stratejik perspektifi kararlılıkla devam ediyor

SONRAKİ HABER

EMEP’li Bayhan, Bakan Işıkhan’a sordu: Gelir vergisinin yüzde 10 oranında sabitlenmesi için bir düzenleme yapacak mısınız?

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa