İsrailli Milletvekili Cassif: Batı Şeria saldırısı faşist ana planın parçası
Evrensel’e konuşan İsrail Komünist Partili Milletvekili Ofer Cassif, Batı Şeria’ya saldırının “Faşist bir ana plan”ın parçası olduğunu söyledi. Uluslararası toplumu İsrail’e karşı sertleşmeye çağırdı.
Fotoğraf: Issam Rimavi/AA
Elif GÖRGÜ
İstanbul
Bir bölümü Mahmut Abbas yönetiminin kontrolünde olsa da asıl olarak 1967’den bu yana İsrail işgali altında bulunan Batı Şeria’ya yönelik son büyük saldırı can almaya devam ediyor.
İsrail hükümetlerinin silahlı paramiliter güçler olarak örgütlenen “yerleşimciler” aracılığı ile son Filistin topraklarını gasbettiği, evlerini yıktığı, tarlalarını ve zeytinliklerini yerle bir ettiği Batı Şeria için saldırılar yeni değil. Bölge el Fetih yönetiminde olsa da Filistinli gençlerin ağırlıkta olduğu yeni direniş gruplarının da bir süredir İsrail ordusuna karşı direndiği biliniyor.
İsrail, ABD’nin yardımı ile dünyayı Gazze’de bir ateşkes umuduyla oyaladığı bir süreçte Batı Şeria’ya son yirmi yılın en büyük saldırılarını başlattı. 28 Ağustos’ta başlayan saldırılarda ilk hedefler Batı Şeria’nın kuzeyinde Cenin, Tulkerim ve Tubas kentlerindeki mülteci kampları oldu. Kentler kuşatma altına alındı. Dozerlerle altyapı yerle bir edildi. Elektrik ve internet kesildi. Kamplar ve çevrelerindeki evler hem karadan hem de insansız hava araçlarıyla vuruldu. El Cezire’ye göre keskin nişancılar Cenin’de “hareket eden herkesi” vurdu. Cenin Devlet Hastanesi kuşatıldı ve ambulanslar engellendi.
Tubas kentindeki el-Faria ve Tulkerim’deki Nur Şems Mülteci Kamplarını yerle bir ettikten sonra çekilen İsrail’in Cenin saldırısı ise devam ediyor. AA’nın bugün geçtiği bir habere göre Cenin’e bağlı Zebabide köyündeki bir araca yönelik saldırıda 3 Filistinli daha yaşamını yitirdi.
CASSIF: SMOTRICH PLANI UYGULANIYOR
İsrail’in Batı Şeria saldırılarını Evrensel’e yorumlayan, İsrail Komünist Partili ve Hadaş İttifakından İsrail Meclisi (Knesset) Milletvekili olan Ofer Cassif, “İşgal altındaki Batı Şeria’ya saldırı ve İsrail hükümetinin rehine anlaşmasını bozması, faşist bir ana planın, yani (İsrail Maliye Bakanı) Smotrich’in ‘Kararlılık/Boyun Eğdirme Planı’nın iki bileşenidir” dedi.
Yaşananların “İsrail’in ve İsraillilerin güvenliğiyle (Dolayısıyla rehinelerin feda edilmesiyle) hiçbir ilgisi yoktur” diyen Cassif, hedefin Filistin topraklarının bir bütün olarak kontrolünü ele geçirmek ve İsrail’e ilhak etmek olduğunu söyledi: “Filistin halkını fiilen ve resmen ‘apartheid’a tabi kılmayı, mümkün olduğunca çok sayıda insanı sürmeyi ve hatta öldürmeyi amaçlıyor.”
SMOTRICH PLANINDA NE VAR?
İsrail’in Maliye Bakanı ve faşist Dini Siyonizm Partisi Lideri Bezalel Smotrich dün gerçekleştirilen Avrupa Birliği (AB) gayriresmi dışişleri bakanları toplantısında hakkında yaptırım uygulanması tartışılan iki İsrailli bakandan biri. Diğeri ise Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir.
Ancak Avrupa ülkeleri bu iki faşist bakana yaptırıma şimdilik yaklaşmadı. AB Dış İlişkiler Şefi Josep Borrell, toplantı sonrasında konuyu tartıştıklarını söyledi ancak “Kesinlikle oy birliği yoktu” dedi. Borrel, “Kararı bakanlar verecek. Her zaman olduğu gibi bu onlara kalmış bir şey ama süreç başlatılacak” ifadelerini kullandı.
Peki Cassif’in dikkat çektiği Batı Şeria’daki Smotrich planı ne içeriyor?
Smotrich’in geçtiğimiz haftalarda açıkladığı plan Batı Şeria’nın güneyinde yer alan Beytüllahim’de yeni “Nahal Heletz” adıyla yerleşim yeri kurulmasını, Hristiyan nüfusun da içinde yer aldığı Filistinlilerin topraklarının gasbedilmesini içeriyor. Böylece bu yeni yerleşim birimiyle bir diğer yerleşim olan “Gush Etzion”un coğrafi olarak Kudüs’e bağlanması amaçlanıyor. İşgal altındaki Filistin topraklarında İsrail ordusuna bağlı sivil idare de söz konusu yerleşimin kurulacağı alanın sınırlarını devlet arazisi ilan ettiklerini açıklamıştı.
Smotrich, 14 Ağustos’ta X hesabından yaptığı açıklamada, “Gush Etzion’u Kudüs’e bağlamanın ulusal bir görev” olduğunu iddia etmişti.
August 14, 2024
Filistin topraklarındaki “İsrail yerleşimleri” Birleşmiş Milletler ve uluslararası hukuk açısından “yasa dışı” sayılıyor. Ancak şu ana kadar İsrail’e bu konuda bir yaptırım uygulanmadı. Sadece son yıl birkaç yerleşimci hakkında ABD ve bazı Avrupa ülkelerine girmelerinin yasaklanması gibi etkisiz bazı kararlar alındı.
Batı Şeria’da yaklaşık 5 bin 640 kilometrekarelik bir alanda yaklaşık 2 milyon 750 bin Filistinli yaşıyor. Bölgede 200 binden fazlası Doğu Kudüs’te olmak üzere 500 binin üzerinde yerleşimci bulunuyor.
‘ULUSLARARASI TOPLUM İSRAİL’E KARŞI SERTLEŞMELİ’
Bu arada Gazze’deki İsrail katliamları da ara vermedi. Pazar günü Gazze’deki çocukların çocuk felcinden korunması için başlayacak aşı kampanyası için “insani ara” verileceği duyuruldu. İsrail ara öncesi saldırılarını yoğunlaştırdı.
İsrail ordusu ABD merkezli Anera adlı STK tarafından organize edilen yardım konvoyunu vurdu. Konvoy, Refah’ta Birleşik Arap Emirlikleri tarafından işletilen bir hastaneye tıbbi malzeme ve yakıt taşıyordu. Guardian’ın haberine göre Anera’nın Filistin Ülke Direktörü Sandra Rasheed “Bu şok edici bir olay. Anera tarafından koordine edilen ve İsrailli yetkililer tarafından onaylanan konvoyda, şans eseri yara almayan bir Anera çalışanı da bulunuyordu” dedi.
Gazze’deki son durumu yorumlayan İsrailli Milletvekili Ofer Cassif’e İsrail’e yönelik tutumun sertleşmesi gerektiğini belirterek şunları söyledi: “Gazze’deki soykırım katliamı, Batı Şeria ve Doğu Kudüs’teki etnik temizlik ve İsrail’in kendi içindeki faşizm ve siyasi zulüm derinleşip yaygınlaştıkça, uluslararası toplum İsrail hükümeti ve ortaklarına karşı sertleşmelidir.”
Ancak İsrail’in silahlarının yüzde 70’e yakınını sağlayan ABD’nin böyle bir planı yok. İktidardaki Demokrat Partinin kasım seçimlerinde yarışacak Başkan Adayı Kamala Harris, CNN Televizyonuna verdiği röportajda bir yandan ateşkesi desteklediğini iddia ederken öte yandan şu ifadeleri kullandı: “Açık konuşayım, İsrail'in savunmasına ve kendini savunma kabiliyetine olan taahhüdüm sarsılmaz ve kesindir. Bu değişmeyecek.”