"GÖÇİZDER'İ baskılarla fiilen kapatmaya çalışıyorlar"
Resmi Gazete’de 31 Ağustos’ta yayımlanan kararla mal varlıkları dondurulan GÖÇİZDER avukatı Ahmet Baran Çelik, derneğin faaliyetlerinin ve çalışma alanlarının hedef alındığını söyledi.
GÖÇİZDER logosu
Nisa Sude DEMİREL
İstanbul
Resmi Gazete’de 31 Ağustos’ta yayımlanan kararla Göç İzleme Derneğinin (GÖÇİZDER) mal varlıkları “Terör örgütlerini finanse ettikleri” gerekçesiyle durduruldu. Ankara 4’üncü Ağır Ceza Mahkemesi tarafından verilen kararın gerekçesinde GÖÇİZDER’in “PKK/KCK ile iltisaklı” olduğu iddia edildi. İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya ile Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in imzasıyla yayımlanan 28 Ağustos tarihli kararda şu ifadeler kullanıldı: “6415 sayılı Terörizmin Finansmanının Önlenmesi Hakkında Kanun'un 7'nci maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca, aynı Kanun'un 3'üncü ve 4'üncü maddesi kapsamına giren fiilleri gerçekleştirdikleri hususunda makul sebeplerin varlığına istinaden ekli listelerde adı geçen kişilerin Türkiye'de bulunan mal varlıklarının dondurulması kararlaştırılmıştır.” GÖÇİZDER’in yanı sıra 39 kişi ve 19 kuruluşun daha mal varlığı aynı gerekçe ile donduruldu.
"BU KARAR YARGI TANIMAZLIKTIR"
GÖÇİZDER Üyesi ve Derneğin Avukatı Ahmet Baran Çelik mal varlığın dondurulması kararına ilişkin Evrensel’e konuştu. Aynı kararla GÖÇİZDER’in yanı sıra 4 dernek üyesinin de mal varlığının dondurulduğunu aktaran Çelik, “Bu kararın hukuksuz bir karar olduğunu belirtmek isterim. Zira bu karara gerekçe olan iddialar nedeniyle derneğimiz ve arkadaşlarımız bir yargılama süreci geçirdiler. Bu yargılama neticesinde ise bütün arkadaşlarımız bütün suçlamalardan beraat etmiş ve bu beraat kararları kesinleşmiştir. Haliyle bir yargı kararı ortada iken iktidarın böyle bir karar alması hukuk ve yargı tanımazlıktır” dedi.
Bu baskıların nedeninin derneğin çalışma alanları ve çalışmaları olduğunu ifade eden Çelik, derneğin zorunlu göç alanında her türlü verileri toplayıp kamuoyu ile paylaştığını söyledi. ’90’lı yıllarda yaşanan köy boşaltmalardan Suriye, Afganistan ve Irak iç savaşlarından kaynaklı yaşanan göçlere ve 2015-2016 yıllarında Kürt illerinde yaşanan sokağa çıkma yasakları nedenli göçlere kadar GÖÇİZDER’in çalışma alanları içerisinde olduğunu vurgulayan Çelik, bu şekilde göçe zorlanan yüz binlerce insanın dernekçe görmezden gelinemeyeceğinin altını çizdi. Bu göç hareketlerinin gerçek nedenlerinin ve göç edenlerin sorunlarının bu baskının asıl nedeni olduğuna dikkat çeken Çelik, bu durumun iktidarı rahatsız ettiğini ifade etti.
"HERKESİ DAYANIŞMAYA ÇAĞIRIYORUZ"
Baskılarla derneğin fiili olarak işlevsiz hale getirilmeye çalışıldığını vurgulayan Çelik, derneğin kriminalize edilmeye çalışıldığını ifade etti. Bu baskıların derneğin çalışmalarını durduramayacağını altını çizen Çelik, “Savaşın ve sömürünün devam ettiği, milyonlarca insanın zorla göç ettirildiği bir ortamda GÖÇİZDER de diğer hak savunucusu kurum ve topluluklar gibi çalışmalarına devam edecektir. Hak mücadelesi her zaman zorlu bir yoldur. Onu kıymetli kılan biraz da budur. Bu karar ve baskılar işimizi zorlaştırsa da bizi vazgeçirmesi mümkün değildir” dedi. GÖÇİZDER hakkında devam eden kapatma davasını hatırlatan Çelik, bu kararın yargı sürecini etkilemeye yönelik olduğunu düşündüklerini ifade ederek davanın 11 Ekim’deki duruşması için GÖÇİZDER’le dayanışma çağrısı yaptı.
GÖÇİZDER’E YÖNELİK BASKI YILLARDIR SÜRÜYOR
2016 yılında İstanbul’da kurulan ve başta zorla göç olmak üzere göç süreçlerinde yaşanan hak ihlallerini izleyen GÖÇİZDER, uzun süredir baskılarla karşı karşıya. Dernek yöneticileri defalarca gözaltına alındı, tutuklandı, para cezası verildi. Derneğe ve yöneticilerine isnat edilen suçlar arasında Dernekler Kanunu’na muhalefet, devletin askeri veya emniyet teşkilatını alenen aşağılama vardı.
2020 senesinde derneğe İçişleri Bakanlığı tarafından denetim yapıldı. Denetimin ardından derneğe ait Türkiye’de yerinden edilenlere yönelik hak arama kılavuzu ile sokağa çıkma yasakları ve zorunlu göç sürecinde kadınların yaşadıkları hak ihlalleri ve deneyimleri raporunda geçen bazı ifadelere dair “Devletin meşru kurumlarının kendi vatandaşlarını zorla yerinden ettiği algısı oluşturduğu, bölücü terör örgütünü meşrulaştırma çabaları bulunduğu, devletin kurumlarının aşağılandığı” iddia edildi.
Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından açılan soruşturma sonucunda dernek yöneticilerine Dernekler Kanunu’na muhalefet suçundan 15 bin TL para cezası kesildi. 3 Haziran 2022’de ise GÖÇİZDER’in üye ve yöneticileri gözaltına alındı. Derneğe ait bazı raporlar hakkında toplatma kararı çıkarıldı. Baskının gerekçesi derneğin “Fonla örgüt propagandası materyalleri oluşturduğu” olarak iddia edildi. Operasyonda gözaltına alınan 16 kişi “silahlı terör örgütü üyeliği” suçlamasıyla tutuklandı.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının GÖÇİZDER eş başkanlarının da dahil olduğu 23 kişi hakkında hazırladığı iddianamede dernek yöneticilerinin ifadeleri, Avrupa Birliği’nden alınan fonlar ve derneğin rapor gibi çeşitli çalışmaları “PKK/KCK” söylemi olarak nitelendi, dernek faaliyetlerinin “Devletin aleyhine olduğu” iddia edildi. İddianamenin tamamlanmasının ardından ilk duruşma 13 Aralık 2022'de İstanbul 26. Ağır Ceza Mahkemesinde başladı. 9 Şubat 2024'teki duruşmada mahkeme 23 kişi hakkında kesin ve inandırıcı delil elde edilmediği gerekçesiyle beraat kararı verdi. Derneğin kapatılmasına ilişkin dosyanın son duruşması ise 26 Haziran 2024’te Bakırköy 15. Asliye Hukuk Mahkemesinde görüldü. Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığından MASAK araştırma tutanağına dayanak yapılan derneğin tüm yayın ve materyallerinin mahkemeye gönderilmesi istendi ancak Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığından yanıt gelmedi. Dernek üye ve yöneticilerinin “örgüt üyeliği” suçlamasıyla yargılandığı ve beraat ettikleri İstanbul 26. Ağır Ceza Mahkemesinden MASAK raporlarında yer alan yayın ve materyallerin gönderilmesini talep etti. Derneğin kapatılmasına ilişkin dosyanın bir sonraki duruşması 11 Ekim saat 09.30'a ertelendi.