01 Eylül 2024 12:25

Bursa’nın göbeğinde 30 yıllık zehir: Nilüfer Çayı

Fabrika atıklarıyla kararan Nilüfer Çayı, Bursa’nın göbeğinde 70 bin kişiyi tehdit ediyor. Mahalle halkı, yetkilileri göreve çağırıyor.

Fotoğraf: Berkay Avcı/EVRENSEL

Paylaş

Berkay AVCI
Bursa

Bursa’nın Panayır mahallesinde 30 yıldır fabrika atıkları ile kirlenmiş Nilüfer Çayı, Panayır Deresi mahalle sakinlerinin sağlığını tehdit ediyor. Ezici çoğunluğunu işçi ve emekçilerin oluşturduğu mahallenin sakinleri hem bu dereyi kirleten fabrikalarda insanlık dışı koşullarda çalışıyor hem de o fabrikaların atıkları mahallelinin sağlığı ile oynuyor.

“MAHALLE SAKİNLERİ YILLARDIR HASTALANIYOR”

30 yıldır zehirli kokuyu soluyan Panayır mahallesi sakinleri durumu protesto etmek için eylem gerçekleştirdi. Eylemde basın açıklamasını Mukaddes Cansu okudu.

Yıllardır zehirli kokuyu soluyan mahalle sakinlerinin sık sık hastalandığını belirten Cansu, ‘’Panayır mahallesi, sebze ve meyve bahçelerini sulamak zorunda kaldıkları bu kirli sudan şikayetçidir. Özellikle yaz aylarında derelerden Uludağ’ın suyu değil, arıtılmadan atık su arıtma tesislerinin sözde arıtılmış zehirli, katran rengi sularının akmasına yetkililer senelerdir seyirci kalmaktadır” dedi.

“DEREYİ KİRLETENLERE CİDDİ CEZALAR VERİLMELİ”

Cansu açıklamanın devamında şu ifadeleri kullandı: “Yetkili kurumlar tarafından dere yatakları içinde adım adım denetimler yapılmalı. Kaçak sanayi atık su deşarjları engellenmeli ve dereyi kirletenlere bir daha kirletmeyi göze alamayacak şekilde ciddi cezalar verilmeli. Yasal deşarjlardan çıkan suyun anlık olarak denetlenebileceği sistemler kurulmalı.

“CEZALANDIRMA MEKANİZMALARI KURULMALI”

Anlık denetimlerin internette halkla paylaşılarak, sınırın aşıldığı durumlarda derhal müdahale edilerek, engelleme ve cezalandırma mekanizmalarının kurularak Deliçay’ın temiz akmasının sağlanmalıdır. Bayram tatillerinde, fabrikaların kapalı olduğu zamanlarda derenin nasıl temiz ve berrak aktığı görülüyordu. Bu da derenin nasıl kirlendiğinin en açık kanıtıdır.

Yetkili kurumlar, Bursa Valiliği, derelerden sorumlu Bursa Büyükşehir Belediyesi, sağlığımızdan sorumlu Sağlık Bakanlığı, sağlıklı tarımdan ve gıdamızdan sorumlu Tarım Bakanlığı, sağlıklı çevreden sorumlu Çevre Bakanlığına bir kez daha sesleniyoruz.

 Pek çok bilim insanının akademik odalarının çalışmaları göstermiştir ki çevre kirliliğine, bu arada sanayinin arıtılmadan derelere bırakılan kimyasal atık yüklü sularına, deriyle temas, soluma ya da yeme içme yoluyla maruz kalınan bölgelerde yaşayanların, kansere yakalanma oranları Türkiye ortalamasının çok üzerindedir.

“ÇÖZÜM YOLLARI DERHAL BULUNMALI”

Mahallemizin ortasından geçen bu kirli dere, halk sağlığı konusu olarak ele alınıp çözüm yolları derhal bulunmalı, yurttaşların ödediği vergilerle oluşturulan bütçeler yine halkın en önemli sorunlarından olan bu zehirli suyun akışının durdurulması için kullanılmalı. Mahalle sakinlerinin 1980’li yıllar öncesinde olduğu gibi içerisinde canlı yaşamı barındıran temiz sulara kavuşması en kısa sürede sağlanmalıdır.’’

Mukaddes Cansu basın açıklamasını okuduktan sonra, mahalle sakinleri mikrofonu devraldı.

İlk olarak Erkan Demir konuştu. Demir, 30 yıllık bir süreç içerisinde derenin adım adım katran rengine büründüğünü ve zehir saçtığını ifade etti. Ulusalar Arası Tekstil Fuarı Merkezi’nin derenin hemen yanı başında olduğunu belirten Demir, ‘’Bursa’nın iş insanlarının bu derenin hemen yanında toplantılar düzenlerken bu derenin böyle kirli ve zehirli akmasına göz yummasını kınıyorum’’ diyor. Derenin durumunun denetlenmesi ve ilgili önlem ve yaptırımların uygulanması talebinin yetkili kurumlarca reddedildiğini belirten Demir, Yıldırım Belediyesi gibi küçük bir belediyenin sınırları içinde olan İsmetiye deresi tertemiz akarken Bursa’nın tam kalbinde yer alan Panayır mahallesinden geçen derenin Osmangazi ve Büyükşehir belediyesi tarafından neden denetlenmediğini soruyor. Panayır halkının kaderine terk edilmesinin mahallelileri derinden üzdüğünü belirten Demir, ‘’ 70 bin kişinin yaşadığı bu mahallede biz bugün burada toplandıysak, bu mahallenin ve derenin kaderinin ilgisiz yetkililere kalmayacağını yetkililere duyurmak istiyoruz.’’ dedi.

“DERE YÜZÜNDEN BİRÇOK İNSAN KANSER OLDU”

Mahalle sakinlerinden Ali Keskin, bu zehirli dere yüzünden mahallede birçok insanın kanserden hayatını kaybettiğini ve bu derenin diğer mahallelere de zararının olduğunu ifade etti. ‘’Sadece Panayır’a değil derenin geçtiği diğer mahallelere de sesleniyorum. Mesela Balat’a… Bu derenin kokusunu Bursa’da herkes biliyor. Hiç kimsenin sesi çıkmıyor.’’ diyen Keskin, geceleri pencereleri açamadıklarını sivri sineklerden ve kokudan uyuyamadıklarını söyledi.

“GÖZ GÖRE GÖRE ZEHİRLENİYORUZ”

Son olarak 1992’den beri bu mahallede oturduğunu söyleyen Taylan Göker, geçmiş belediye başkanlarından Alinur Aktaş ile de bir camide toplantı yaptıklarını aynı sorunları o zaman da dile getirdiklerini ama hiçbir çözüm üretilmediği söyledi. ‘’Gelip giden tüm yönetimlerin kimi borç bıraktı, kimi de hiç mahalle ile ilgilenmedi. Biz bu mahallede zehir soluyoruz. Balkona bile çıkıp oturamıyoruz. Sivri sinekten balkonlarımızı unuttuk. Her gece 01.30, 02.00 civarında fabrikalar dereye zehir bırakıyor.  Çoluğumuz çocuğumuz uyku görmüyor, neredeyse her ay çocuklarımız hastalanıyorlar. Göz göre göre zehirleniyoruz’’ diyen Göker, geceleri bu dereye en büyük pisliği salanın da Uluslararası Tekstil Fuarı Merkezi bünyesindeki işverenlerin olduğunu da söylüyor. Göker, ‘’Üç dört fabrika bugün 15 bin kişi civarı istihdam sağlıyorken Panayır mahallesinde 70 bin insan yaşıyor ve yine o işçilerin aileleri bu mahallede oturuyor’’ diyerek sözlerini tamamladı.

Eylemde; “Denetim yapılsın hesap sorulsun” , “Panayır deresi temiz aksın” , “Zehir solumak istemiyoruz” , “Kirli derede burada yetkililer nerede?​” , “Havama, suyuma, toprağıma dokunma” ve “İnsanca bir yaşam istiyoruz” sloganları atıldı.

ÖNCEKİ HABER

Adıyaman’da kadın cinayeti

SONRAKİ HABER

Bayraklı’da orman statüsü kaldırıldı: 375 hektar yapılaşmaya açıldı

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa