02 Eylül 2024 03:53

Bu, işçi sınıfının mücadelesidir

"Eski bir Akcanlar Tekstil işçisiyim. Üç yıl boyunca sizlerle aynı makinenin çarklarını döndürdük. Çalışma koşullarına karşı dayanamayıp işten ayrılan bir arkadaşınız olarak dayanışma içerisindeyim."

Fotoğraf: Evrensel

Paylaş

Şireci Tekstil İşçisi

Başpınar’da yine işçi ile patron arasında kavga var. Bir avuç işçiye karşı valisiyle, polisiyle, sermayesiyle saldıran Akcanlar Tekstil patronu ve kendilerine dayatılan kölelik sistemini kabul etmeyen emekçiler karşı karşıya.

Vergi vermez, sömürgeci patronlarının dayattığı yedili sisteme karşı iki haftadır iş bırakma eylemi yapan Akcanlar Tekstil mücadelesini selamlıyorum.

Eski bir Akcanlar Tekstil işçisiyim. Üç yıl boyunca sizlerle aynı makinenin çarklarını döndürdük. Ve yine üç yıl önce yine bu aylarda ağır çalışma koşullarına karşı dayanamayıp ansızın işten ayrılan bir arkadaşınız olarak dayanışma içerisindeyim. 

İşçiler arasında genel kabul görmüş olan, “İşçiye güven olmaz. Herkes birbirini satar” düşüncesi vardır. İşçiler, dostunu da düşmanını da kavgalarda meydanlarda tanıyor. Sizler üç vardiya olarak birleştiniz ve bununla birlikte bütün ön yargıları kırdınız. Einstein diyor ya: “Ön yargıları kırmak atomu parçalamaktan zordur”. Sizler atomu parçalayarak elde ettiğiniz işçilerin birliği bombasını Akcanlar ve diğer patronların kucağına bıraktınız. Sizler gücünüzün farkına vardınız. 

Karşınıza çıkacak olan bütün zorluklara karşı göğüs gereceğinize hiç şüphem yoktur. Sizlere yakın tarihte Urfa OSB’ye damga vurmuş olan Özak direnişini örnek vermek istiyorum. 

Kölelik sistemine ve bürokratik sendikaya karşı başkaldırıp, işçi kardeşlerimizin kendi iradeleriyle kurduğu bağımsız sendika olan BİRTEK-SEN’e geçen işçilere karşı Özak patronu işçilerden birisini işten çıkardı. İçeride ve dışarıda örgütlenen işçiler 80 gün süren eylem yaptılar.  Müftüsü, valisi ve kolluk kuvvetlerinin tüm hukuksuzluklarına karşı yılmadan direndiler. Urfa tarihi Özak patronlarını yazmadı. Direnen Özak işçilerini yazdı. Yine benim de çalıştığım fabrika olan Şireci Tekstil’de geçen sene yaptığımız bir haftalık direnişi yazdı tarih, yazacak. 

Yedili sistemi kabul etmeyerek direniş başlatan Akcanlar işçilerinin mücadelesi bir nevi Başpınar’da çalışan yüz binlerce işçinin davasının sırtlanması anlamına geliyor. Daha az ücret ve az işçi ile daha fazla kâr etmeyi hedefleyen patronlar, pazar mesailerini ortadan kaldırarak pazar günlerini bedavaya getirmeye çalışıyorlar. Çağ dışı bu sistemi Akcanlar üzerinde deneyen patronlar Akcanlar işçilerine kabul ettirdiklerinde diğer fabrikalara da bu sistemi getirmeye çalışacaklar. 

İşçi sınıfı mücadele içerisinde gücünün farkında olduğu zaman burjuva sınıfı ile nasıl mücadele edeceklerini de öğreniyor. Onların hilelerine karşı oyunlarını bozacak bir yola giriyor, girmelidir.

BİRTEK-SEN etrafında örgütlenen Akcanlar çalışanlarının, dört bir yandan gelecek olan saldırılara karşı dimdik ayakta durarak sağlam iradeleriyle dirayetli duracağından şüphem yok. Patronlar, sermayeleriyle ne kadar güçlü olsalar da sınıf bilinci gelişen işçiler eylemleri ve örgütlülükleri ile daha fazla güçlüdür. Ancak şunu iyi biliyoruz ki bizler diğer fabrikalarda çalışan işçiler bulunduğumuz yerlerde Akcanlar işçilerinin mücadelesini anlatmalıyız ve onlarla dayanışma içerisinde olmalıyız. Hep beraber ve birlikte kazanacağız.

ÖNCEKİ HABER

Akcanlar direnişi: Bir avuç işçi, bir ordu destek

SONRAKİ HABER

TMMOB İstanbul İKK: Yaşanan insanlık suçunun takipçisi olacağız

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa