1 Eylül 2024 20:00
/
Güncelleme: 2 Eylül 2024 07:57

Mimar Gül Köksal: Koruma altında olması gereken alanda usulsüz çalışma

Gazetemiz yazarı ve Haliç Dayanışması Aktivisti Gül Köksal, bugün açılışı yapılan Rixos Tersane İstanbul’un yapım sürecindeki hukuksuzlukları ve projenin sorunlarını Evrensel'e anlattı.

Mimar Gül Köksal: Koruma altında olması gereken alanda usulsüz çalışma

Fotoğraf: Cemal Yurttaş/AA

Cmhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Haliç Port kapsamında inşa edilen Rixos Tersane İstanbul’un açılışına katıldı. Projenin sahibi Fettah Tamince ve eski AKP’li Milletvekili Abdulkadir Kart... Gazetemiz yazarı ve Haliç Dayanışması Aktivisti Gül Köksal, açılışı yapılan projeyi gazetemize değerlendirdi.

Haliç Tersanesi’ndeki dönüşümün 30 yıldır sürdüğünü belirten Gül Köksal, "Haliç Tersanelerinin, Camialtı ve Taşkızak Haliçport Projesi adı altında usulsüz olarak Fettah Tamince’ye verildi. Açılan davalar zaman zaman kazanılmasına rağmen halen devam ediyor. Arkeolojik değeri olan aynı zamanda endüstri siti olarak koruma altında olan bir bölge. Haliç tersanelerinin bütünü 15. yüzyıldan günümüze kalmış en önemli endüstri alanlarından... 1/5000’lik planlarda bu alanın işleviyle korunması ibaresi yer alıyor. Buna rağmen usulsüz olarak, meslek odalarının açtığı davalara rağmen devam ediyor. Projenin ilk adı Haliç Port’tu. 2019’da Erdoğan adını Tersane İstanbul olarak değiştirdi marka yaratmak için. Oysa Haliç Dayanışması olarak biz bu projeyi 'Tersanesiz İstabul' olarak nitelendiriyoruz." dedi. 

YASAL İZİNLER ALINMADAN SÜRÜYOR

Buradaki dönüşümün çok hızlı bir şekilde, alanın yapılarının nitelikleri dikkate alınmadan ilerlediğini ifade eden Köksal, "Çoğunlukla sadece cepheleri tutularak, binalar neredeyse yeniden yıkıp yeniden inşa edilerek yapılıyor. Yasal izinler alınmadan sürdürülüyor. Hali hazırda koruma kurulunda onay almamış projeleri var ama uygulamaları sürüyor. Bugün de açılışı yapıldı." diye belirtti.

EMEKÇİLER SÜRÜLÜYOR

Projenin aynı zamanda çevresindeki mahallelerin, özellikle Okmeydanı ve Kasımpaşa’nın soylulaşmasına ve dönüşmesine neden olacağını vurgulayan Köksal, "Nitekim hava fotoğraflarına bakıldığında arka tarafta bazı mahallelerin yıkıldığı görülüyor. Mahallelerin de direnişleri var ama onların da talepleri dikkate alınmıyor. Kıyı dolduruluyor, eko sisteme zarar veriliyor. Tarihi yarımada karşısında, silüet olarak da görüntüyü olumsuz etkiliyor. Bir de Galata Port gibi bu tür projelerin zemin altında da katları var. Oteller, rezidansların belli birimleri zemin altında olduğu için 5-6 kat aşağı iniyor. Deprem kentinde bunlar risk aynı zamanda." diye belirtti.

SANATÇILAR DA SÖMÜRÜLÜYOR

2013’teki ilk ihaleden sonra tepkiler artınca projenin içine müzeler eklendiğini hatırlatan Köksal, "Bir tür kültür sanat ruhuyla meşrulaştırmaya gidildi. Ama asıl olarak Ortadoğu sermayesini çekmek için tapu vermek ve toprak satmak üzerinden de sürdürülüyor. Sosyal medyalarına ve internet sitelerine baktığımızda da Türkiyeli zenginlere, yatırımcılara, Ortadoğu’daki yatırımcılara yönelik olduğunu anlıyoruz. Diğer yandan Contemporary İstanbul adı altında sanatın pazarlandığı bir yer haline getirildi. Birkaç yıldır burada düzenleniyor. Bu da bir tür dönüşümden, üretim ve tarihi değerini bilmeyenler için müzeleri ve sanat satış alanlarıyla kültür alanı yaratılmış gibi gösterilmeye çalışılıyor. Oysa bir emek sömürüsü var burada. İlk olarak emekçiler mahallelerinden sürüldü, bu bölgede çalışanlar sürüldü. Şimdi sanatçılar çok ucuza çalıştırılarak, buralarda emekleri sömürülüyor." diye konuştu. (İstanbul/EVRENSEL)

BİRİNCİSAYFA
SEFERSELVİ
RTÜK Başkanı “Ülkemizde olumlu olaylar olmuyormuş gibi haber servis ediliyor” deyip ‘yandık’, ‘bittik’ haberleriyle karamsarlık aşılandığını savundu, ceza tehdidinde bulundu.

Evrensel'i Takip Et