01 Eylül 2024 19:51

Kalküta protestoları ve Hindistan’da kadın hareketi  

Kalküta’da stajyer bir doktorun öldürülmesinin ardından düzenlenen protestolar, eyalet hükümetinin müdahalesiyle karşı karşıya. Kadın hareketi ise toplumsal bölünmelerden muzdarip.  

Fotoğraf: Amarjeet Kumar Singh/AA

Paylaş

Vedika DAWAR
counterfire.org

Hindistan’ın bağımsızlığının arifesi olan 14 Ağustos 1947 gece yarısına doğru Jawaharlal Nehru ülkenin ilk başbakanı olarak bir açılış konuşması yaptı. Konuşmanın başlangıç sözleri olan “Gece yarısı saatinde, dünya uyuduğunda, Hindistan hayata ve özgürlüğe uyanacak...” ülkenin geleceğine ‘müreffeh, demokratik ve ilerici bir ulus inşa etme ve her erkek ve kadına adalet ve tam bir yaşam sağlayacak sosyal, ekonomik ve siyasi kurumlar yaratma’ vaadiyle sesleniyordu.

Bundan 77 yıl sonra, 14 Ağustos 2024 gece yarısında, Hindistan’ın Kalküta kentinin sokakları, 31 yaşındaki bir stajyer doktorun devlet hastanesinde vahşice tecavüze uğrayıp öldürülmesini kınayan protesto gösterileriyle inledi. Her kadın ve erkeğe adalet sağlama sözü veren kurumların sorgulandığı ülke çapındaki protestoların ironisi apaçık ortadadır.  

Hindistan’da kadına yönelik şiddet nadir değil. Ulusal Suç Kayıtları Bürosu (NCRB) tarafından yayımlanan yıllık suç raporu, 2022 yılında Hindistan’da kadınlara yönelik 4 milyon 45 bin 256 suç vakası olduğunu ve bunun saatte 51 İlk Bilgi Bildirimi anlamına geldiğini ortaya koydu. Bu rakamın yüzde 7.1’ini tecavüz, geri kalanını ise eşler ya da yakınları tarafından uygulanan zulüm, kaçırma ve alıkoyma ile saldırı oluşturuyor.  

Kadınlara yönelik şiddetin şaşırtıcı boyutlara ulaşmasıyla ilgili hareketlerin, bu tür suçlara karşı yaklaşımları, talepleri ve adalet arayışına yaklaşımları bakımından çeşitlilik gösterdiğini kabul etmek önemli. Hintli kadınların farklı sosyal kolektif yapısı kast, ırk, renk, din ve dile yayılmış durumda. Bu faktörler Hint Kadın Hareketini uluslararası feminist hareketler tarafından ortaya konan çerçevelerin dışında tutuyor.  

Kalküta vakasının ise geniş çaplı bir kamuoyu tepkisine yol açtığı görülüyor. Protestocular sağanak yağmur altında “Geceyi geri al” ve “Meyera, raat dokhol koro” (Kızlar, gecenin kontrolünü ele alın) gibi sloganlar atarak yürüdüler. Delhi’deki Tüm Hindistan Tıp Bilimleri Enstitüsü (AIIMS) ve Ram Manohar Lohia (RML) Hastanesi’nde görev yapan Asistan Doktorlar Dernekleri (RDA) on bir günlük grev ilan etti, ancak Yüksek Mahkeme’nin temyiz başvurusu üzerine bu grev geçen hafta iptal edildi.  

Bengal Eyaletinin hem İçişleri hem de Sağlık Bakanı olan Mamata Banerjee ve eyalet hükümeti, ülke çapındaki protestolar ve doktorların grevleri nedeniyle suça yol açan koşullar ve sonrasında meydana gelen olaylarla ilgili kritik sorulardan sorumlu tutuluyor. Olay, Kalküta Yüksek Mahkemesi tarafından tanımlanan ‘devlet mekanizmasının mutlak başarısızlığının’ altını çizdi.  

Doktorun cesedi vücudunun alt kısmı açık, bacakları doksan derece açılmış ve on bir dış yara ile bulunmasına rağmen, polis önce kurbanın ailesini ‘ani rahatsızlığı’ nedeniyle hastaneye çağırdı ve daha sonra ölümünü intihar olarak rapor etti. Bunun ardından, doktorun ailesi saatlerce bekletildi ve çocuklarının cesedini görmelerine izin verilmesi için polise yalvarmak zorunda bırakıldı.  

HÜKÜMET ENGELİ

Dosyanın Merkezi İstihbarat Bürosu’na teslim edilmesinin ardından elde edilen bulgular, suçun örtbas edilmeye çalışıldığına dair şüpheleri daha da artırdı. Olaydan sadece iki gün sonra, suç mahalline yakın bir tuvalet, tadilatı kapsamında yıkılmaya başlandı. RG Kar Hastanesi’nin protesto alanında bir kalabalığın şiddetli saldırısı nedeniyle kanıtlar daha da tahrif edildi. Bağımsızlık Günü arifesinde, şiddeti protesto eden kadınlar daha da fazla şiddetle karşı karşıya kaldı ve polis bunu durdurmakta yardımcı olamadı.

Baş şüpheli, aynı zamanda bir trafik polisi gönüllüsü olan Sanjay Roy’un gece ve gündüzün her saatinde hastaneye açık erişimi vardı. Bunun ardından Trinamool Kongresi (TMC) hükümeti muhalefet, Bharatiya Janata Partisi (BJP) ve kamuoyu tarafından yoğun bir inceleme altına alındı. TMC’den, devlet hastanesi ve kolluk kuvvetlerindeki yolsuzlukların yanı sıra “Geceyi geri al” protestosunun yapıldığı alandaki şiddetli çete saldırısıyla bağlantısı olduğundan şüphelenilenlerin hesabını vermesi isteniyor.

Ancak Eyalet Başbakanı Mamata Banerjee olaylardan muhalefet partilerini sorumlu tuttu. Protestoculara, doktorlara, gazetecilere, eleştirmenlere ve sosyal medyadaki seslere baskı yapmak ve gözdağı vermek amacıyla 280 kişiye tebligat yapıldı ve birkaçı tutuklandı. Bu önlemler Hindistan Yüksek Mahkemesi tarafından kınandı ve barışçıl protestoların eyalet hükümeti tarafından engellenmemesi, olayın siyasileştirilmesinin durdurulması ve ‘hukukun gereğini yapması’ emredildi.

Soruşturma sürerken TMC hükümeti, kadınlar için ekli tuvaletleri olan dinlenme alanları, kolejlerde gece devriyeleri ve alarmları yakındaki polis karakollarına bağlayan mobil uygulamaları başlatan bir önlemler listesi açıkladı. Ancak bazı tedbirler ataerkil ve ters etki yaratan tedbirler olarak eleştirildi. Örneğin, bir kadının hastanedeki çalışma saatleri günde en fazla on iki saatle sınırlandırılacak ve hastaneler kadınlara gece vardiyası vermekten kaçınacak. Bu gibi tedbirler, Hintli kadınların iş gücünde güvenli ve eşit olma hakkı için verdikleri mücadelede karşılaştıkları içsel eşitsizlikleri ve toplumsal engelleri pekiştiriyor.

Ülkenin adalet bekleyen kadınları, 9 Ağustos’taki Kalküta tecavüz-cinayet olayından bu yana rapor edilen 900 tecavüz vakası gibi korkunç bir rakamla karşı karşıya. Stajyer doktorun öldürülmesine ilişkin protestolar ulusal ve uluslararası alanda dikkat çekerken, diğer çeşitli vakalar için adalet bekleyen dağınık hareketler de ülke çapında gerçekleşiyor.

Ancak ülkede birleşik bir kadın hareketi yok. Protestoların grup temelli çerçevesi, kendilerini mesleki, kast ve sınıf sınırları içinde örgütledikleri anlamına geliyor. Bu da ısrarcı bir soruyu gündeme getiriyor: Kadınları toplumsal bir bütünün parçası olarak gören bir sistem içinde bedensel özerklik için nasıl mücadele edeceğiz?

Çeviri: Evrensel Dış Haberler

ÖNCEKİ HABER

1 Eylül Dünya Barış Günü | Bölgede Diyarbakır ve Van'da miting, pek çok ilde yürüyüş

SONRAKİ HABER

Soma'da gözaltına alınan işçiler serbest bırakıldı

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa