02 Eylül 2024 12:27
Son Güncellenme Tarihi: 02 Eylül 2024 15:50

Adli yıl açılışı | TBB: Savunma ayağı eksik bırakılarak adalet tesis edilemez

Türkiye Barolar Birliği ve 81 ilin barosu 2024-2025 Adli Yılı'nın başlaması dolayısıyla ortak açıklama yayımladı: "Savunma ayağı eksik veya güçsüz bırakılarak adalet tesis edilemez."

Fotoğraf: Burcu Yıldırım 

Paylaş

Yargıda toplu izin kullanımı anlamına gelen ve 20 Temmuz'da başlayan adli tatil sona erdi. Türkiye Barolar Birliği (TBB) ve 81 ilin barosu, 2024-2025 Adli Yılı'nın başlaması dolayısıyla ortak açıklama yayımladı.

"Yeni adli yılda da hukukun üstünlüğünü bağımsız yargıyı ve meesleğimizi savunmaya devam edeceğiz" başlıklı açıklamada, "Savunma ayağı eksik veya güçsüz bırakılarak adalet tesis edilemez. Savunma hakkının temsilcisi olan avukatlık mesleğinin sorunları çözülmeden yurttaşların adalet talebine karşılık verebilmek mümkün değildir" denildi.

Açıklamada ayrıca Gezi davasında 18 yıl hapis cezasına mahkum edilen, TİP'ten Hatay milletvekili seçildikten sonra vekilliği düşürülen ve AYM'nin hak ihlali kararlarına rağmen cezaevinde tutulmaya devam eden Can Atalay'a da isim vermeden değinildi: "Demokrasinin en önemli unsuru olarak seçmenin iradesine saygı duyulmasını, hukukun üstünlüğünü, yargı bağımsızlığını, anayasal düzenin de bir gereği olarak AYM kararlarına uygun hareket edilmesini savunduk."

Açıklamada şunlar kaydedildi:

"ADALET BEKLENTİSİNE CEVAP VERMEK HEPİMİZİN SORUMLULUĞUDUR"

"2024-2025 Adli Yılı’nı, yargı sistemimizin ve avukatlık mesleğimizin sorunlarını dile getirmek zorunda kalarak değil, yurttaşların adaletin sağlanacağına güven duyabilecekleri bir hukuk sisteminin unsurlarını hep birlikte inşa edebilmenin heyecanıyla karşılamak istiyoruz çünkü biliyoruz ki, sosyal kurumların birinci erdemi olan adalet beklentisine cevap vermek, hepimizin sorumluluğudur.

Türkiye Barolar Birliği ve Barolar olarak bugüne kadar bir yandan mesleğimizin ağır sorunlarına çözüm aramak için mücadele ederken öte yandan insan hakkı ihlallerine karşı onurlu yaşam hakkından, olağanüstü mahkemelere karşı bağımsız mahkemelerden, keyfiliğe karşı liyakatten, cezasızlığa karşı kanun önünde eşitlikten, darbe ve darbe girişimlerine karşı demokrasiden, şiddete karşı mağdurdan, baskı ve engellemelere karşı özgürlükten yana olduk. Demokrasinin en önemli unsuru olarak seçmenin iradesine saygı duyulmasını, hukukun üstünlüğünü, yargı bağımsızlığını, anayasal düzenin de bir gereği olarak AYM kararlarına uygun hareket edilmesini savunduk."

"BAĞIMSIZ YARGI VE ETKİLİ KULLANILABİLECEK BİR SAVUNMA HAKKI ŞARTTIR"

"Nereden geldiğine bakmaksızın her türlü terör eyleminin ve insanlığa karşı işlenen tüm suçların karşısında yer alırken gücümüzü hukuktan aldık. Hiçbir mağdurun kimliğini sorgulamadık ve adalet arayan her yurttaşımızın ve gerektiğinde uluslararası arenada mazlum halkların sesi olduk. Ortak dilimiz olan hukuk sayesinde evrensel değerlere aynı hassasiyetle, bölünmeden, parçalanmadan sahip çıktık.

Hukuk, adalete yönelmiş bir toplumsal yaşama düzenidir; dolayısıyla talebimiz, topyekün adalettir. Bunu sağlamanın ödülü ise toplumda adalete olan güven duygusunun artması, yurttaşlık bilincinin yerleşmesi, suçun azalması, toplumsal barışın ve refahın yükselmesidir. Adaletin sağlanması için adil yargılanma, adil yargılanma içinse bağımsız yargı ve etkili kullanılabilecek bir savunma hakkı şarttır. Savunma ayağı eksik veya güçsüz bırakılarak adalet tesis edilemez. Savunma hakkının temsilcisi olan avukatlık mesleğinin sorunları çözülmeden yurttaşların adalet talebine karşılık verebilmek mümkün değildir."

"AVUKATA DÖNÜK ŞİDDET VAKALARI ÖNLENMEDEN ADİL YARGILAMADAN BAHSEDİLEMEZ"

"Önemle ve altını çizerek ifade etmek isteriz ki diploma makinası haline gelen hukuk fakültelerine önlem alınmadan, Stajyer Avukatların Hakim Savcı Yardımcıları gibi devletten ücret alarak staj süreçlerini verimli geçirmeleri sağlanmadan, önleyici avukatlık modelinin geliştirilerek meslek alanlarını genişletecek yasal düzenleme yapılmadan, kamu avukatlarının özlük hakları mesleğin onuruna uygun olacak şekilde düzenlenmeden, bağlı çalışan avukatların hakları bakımından düzenleme yapılmadan, CMK Ücret Tarifesi mesleğin onuruna uygun olacak şekilde belirlenmeden, yargı faaliyetlerinde KDV oranı düşürülmeden, CMK ve Adli Yardım sisteminde ise tamamen kaldırılmadan, avukatların diğer yargı görevlileri ile emeklilikte yaşadığı ağır eşitsizlik ortadan kaldırılmadan, avukata dönük şiddet vakalarının önlenebilmesi ve caydırıcılık bakımından yasal düzenlemeler yapılmadan, savunma hakkının etkin kullanımından ve haliyle adil yargılamadan bahsedilemez.

Yargı sistemimizin sorunları karşısında, yeni adli yılda da, yurttaşların adil yargılanma hakkının bir parçası olarak mesleğimizin sorunlarının çözümü için mücadele ederken, adalete yönelmiş toplumsal yaşama düzeni olarak hukuku, hukukun üstünlüğünü, insan hak ve özgürlüklerini savunmaya devam edeceğiz." (HABER MERKEZİ)


İZMİR BAROSU: YENİ ADLİ YILDA DİRENMEYE DEVAM EDECEĞİZ

İzmir Barosu adli yılın açılışına ilişkin İzmir Adliyeci C blok önünde basın açıklaması yaptı. İzmir Baro Başkanı Sefa Yılmaz, “Biz avukatlar, bugün yeni bir adli yılın başlangıcında, bağımsız ve tarafsız bir yargı düzeni içinde, avukatın hakkının, hukukunun korunduğu bir yargısal ve toplumsal zeminde mesleğimizi ifa etmenin özlemini yaşamayı sürdürüyoruz” dedi.

"SALDIRILAR GİDEREK ARTIYOR"

Avukatlara yönelik saldırının giderek arttığına değinen Yılmaz, “Biz avukatlar, giderek daha çok öldürme, yaralama, tehdit, hakaret gibi suçların mağduru oluyoruz. Geçtiğimiz adli yılda da çok sayıda meslektaşımız bu saldırılar sonucu yaşamını yitirdi, birçoğu yaralandı. Bu saldırıların failleri ve sorumluları, yalnızca davaların ve icra takiplerinin karşı tarafı ya da müvekkiller değil, avukatlığın kamu hizmeti olduğu gerçeğini yok sayan kurumlar, cezasızlık politikalarının ürünü kararlarla şiddetin devamına yol açan yargı mercileri ve mesleğimizi, meslek örgütlerimizi itibarsızlaştırmayı, güçsüzleştirmeyi amaçlayan siyasal iktidarın temsilcileridir. Yaratılan bu durum tamamen politik bir tercihtir. Avukata yönelik şiddet politiktir” ifadelerini kullandı.

Avukatların fiziki şiddetin yanında aynı zamanda ekonomik şiddetin de mağduru olduğunu belirten Yılmaz, “İzmir Barosu olarak yıllardır avukatlarının meslek tekelinin genişletilmesi, vergi oranlarının düşürülmesi, CMK ve Adli Yardım ücretlerinin zamanında ödenmesi, genç avukatlar için faizsiz ya da düşük faizli kredi imkanı sağlanması, stajyerlerin kamu tarafından sigortalı hale getirilmesi, kamu avukatlarına yönelik mobbingin ortadan kalkması ve özlük haklarının iyileştirilmesi, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin günümüz ekonomik koşullarına göre güncellenmesi, CMK Ücret Tarifesinin Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi ile eşitlenmesi için mücadele ederken,  diğer tüm barolar ve Türkiye Barolar Birliği ile irtibatlı olarak idari başvurularda bulunup davalar açarken, avukatın ekonomik yükünü arttıran yeni düzenlemelerle karşı karşıya kalıyoruz” dedi.

TARAFSIZ VE BAĞIMSIZ BİR YARGIYI SAVUNACAĞIZ”

Türkiye’de yaşanan hak ihlallerine de değinen Yılmaz, “Avukatlık Kanunu’nun 76. maddesi barolara, ‘hukukun üstünlüğünü, insan haklarını savunmak ve korumak’ görevini hüküm altına almıştır. Ülkemizde yaşanan hak ihlalleri, özgürlükler, güvenlik ikileminde, hak ve özgürlüklerin kullanımına getirilen kısıtlamalar, toplumsal barışı da imkansız kılıyor” dedi.  

Yılmaz militarizmin aşılandığı bu süreçte, ırkçılık ve milliyetçiliğin yükseldiğini, ayrımcılık ve ötekileştirme politikaları ile toplumsal ilişkilerde hiyerarşi ve itaat dayatmasının yaratıldığınından da söz etti. “İzmir Barosu gerçeğin izinde, yasanın kendisine verdiği görevin de bilincinde olarak, hakların ve özgürlüklerin korunması ve genişletilmesi mücadelesinden hiçbir zaman vazgeçmedi, vazgeçmeyecek” diyen Yılmaz, son olarak şunları söyledi; “Yeni adli yılın başlangıcında, ısrarla ve kararlılıkla vurgulamak isteriz ki; avukatlık mesleğinin itibarsızlaştırılmasına, maruz kaldığımız ekonomik ve fiziksel şiddete, avukatların yoksullaştırılmasına asla boyun eğmeyeceğiz. Tarafsız ve bağımsız bir yargı ve özgür savunma, haklar ve özgürlükler, demokratik, laik, sosyal hukuk devleti ve Cumhuriyet değerlerini savunmak için, üyelerimizle birlikte direnmeye devam edeceğiz” dedi. (İzmir/EVRENSEL)

ÖNCEKİ HABER

CHP’li Gürer: Kavun üreticisi borç içinde, ürettiği para etmiyor

SONRAKİ HABER

Okullarda uyum eğitimi başladı

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa