03 Eylül 2024 04:03

10 maddede Doğu Almanya seçimleri ve aşırı sağın yükselişi

1 Eylül Pazar günü, Doğu Almanya’daki Thüringen ve Saksonya eyaletlerinde gerçekleşen parlamento seçimleri pek çok açıdan önemli mesajlar içeriyor.

Fotoğraf: Halil Sağırkaya/AA

Paylaş

Yücel ÖZDEMİR
Köln

1 Eylül Pazar günü, Doğu Almanya’daki Thüringen ve Saksonya eyaletlerinde gerçekleşen parlamento seçimleri pek çok açıdan önemli mesajlar içeriyor.

Bunları şu şekilde sıralayabiliriz:

  1. Her iki eyalette toplam 4.8 milyon seçmen bulunuyordu ve katılım oranı ortalama yüzde 74 seviyesinde gerçekleşti. Almanya’da eyalet ve yerel seçimlere katılım oranlarının genellikle düşük olduğu bilinirken, bu iki eyaletteki yüksek katılım, halkın seçimlere olan ilgisinin göstergesi olarak değerlendirilebilir. Özellikle, her iki eyalette siyasi kutuplaşmanın diğer eyaletlere göre daha yüksek olması da katılımı artıran bir faktör oldu.
  2. Federal düzeyde koalisyon ortağı olan SPD, Yeşiller, FDP ve Thüringen’de koalisyonun büyük ortağı olan Sol Parti (Die Linke) bu seçimlerin asıl kaybedenleri. Bu nedenle SPD’li Başbakan Olaf Scholz, seçim sonuçlarını “çok acı verici” olarak nitelendirdi. Daha da önemlisi, federal hükümet ortaklarının tümü oy kaybetti. Bu gidişle, bu partilerin önümüzdeki seçimlerde bu eyaletlerde barajın altında kalması mümkün görünüyor. Özellikle radikal neoliberal politikaların savunucusu FDP her iki eyalette de, Yeşiller de Thüringen’de barajın altında kaldı.
  3. 1990’lı ve 2000’li yıllarda bölgenin birinci veya ikinci büyük partisi olan Demokratik Sosyalizm Partisi (PDS) ve onun devamı Sol Parti (Die Linke), bu seçimlerde önemli kayıplar yaşadı. Bu kayıpların bir nedeni, Sol Parti’den ayrılanların kurduğu Sahra Wagenknecht İttifakı’nın (BSW) ilk kez katıldığı bu eyalet seçimlerde büyük bir başarı elde etmesi. BSW’ye oy verenler çoğunlukla Sol Parti’nin eski seçmenlerinden oluşuyor. Diğer yandan, Sol Parti’nin bölgede bir “protesto partisi” olma özelliğini kaybetmesi de bu sonucu etkiledi. 10 yıldır Thüringen başbakanı olan Bodo Ramelow, diğer burjuva partilerinden farklı bir adım atmadı, aksine SPD ve Yeşiller ile sürekli uyumlu bir politika izledi. Ramelow’un Sol Parti’nin Ukrayna savaşını desteklemesinde de önemli bir rolü oldu. Bu durum, partinin oy kaybetmesinin başlıca nedenlerinden biri olarak görülüyor. Merkezi hükümetin savaş ve silahlanma politikasına zayıf bir muhalefet göstermesi, hatta Ukrayna’ya silah göndermesine tam destek vermesi, oy kaybını artırdı.
  4. Almanya’nın popüler siyasetçilerinden Sahra Wagenknecht’in liderliğinde kurulan Sahra Wagenknecht İttifakı (BSW), Avrupa Parlamentosu seçimlerinde (yüzde 6.2) olduğu gibi bu seçimlerde de ciddi bir başarı elde etti. Ocak ayında kurulan ve seçimlerden sadece birkaç ay önce Thüringen ve Saksonya’da parti örgütleri kuran BSW, her iki eyalette de koalisyon ortağı olmaya aday. BSW Thüringen’de yüzde 15.8, Saksonya’da ise yüzde 11.8 oy aldı. Özellikle Thüringen’de BSW’siz bir koalisyon seçeneği bulunmuyor. Saksonya’da ise Sol Parti barajı geçemediği halde, kazandığı 6 doğrudan aday sayesinde CDU-SPD-Yeşiller koalisyonunun bir parçası olabilir.
  5. Hristiyan Demokrat Birlik (CDU) partisi, bölgenin önemli bir gücü olduğunu bir kez daha gösterdi. Her iki eyalette de yüzde 30’un üzerinde oy kazandı ve yeni dönemde hükümetleri kuracak parti olarak görünüyor.
  6. Aşırı sağcı, faşist Almanya için Alternatif (AfD) partisi, bölgenin kalıcı partilerinden biri haline geldi. Son birkaç yıldır Doğu Almanya’daki eyaletlerde az farkla ikinci gelen AfD, bu kez Thüringen’de yüzde 32.8 oy alarak açık farkla birinci parti oldu. En yakın rakibi CDU ise yüzde 23,6 oy alabildi. AfD’nin Thüringen’de birinci parti olacağı kamuoyu yoklamalarında öngörülüyordu, ancak oy oranı yüzde 30 civarında tahmin ediliyordu. Her iki eyalette de AfD’nin tahminlerin üzerinde oy alması, Solingen’de gerçekleşen bıçaklı saldırıların etkisi olarak değerlendirilebilir.
  7. AfD’nin her iki eyalette aldığı yüksek oylar pek çok açıdan önemli sinyaller içeriyor. Bunların başında, yüz binlerce insanın katıldığı büyük gösterilere ve “Remigrasyon” (Geri Gönderme) planına rağmen bu partinin Thüringen’de yüzde 9.4, Saksonya’da yüzde 3.1 oranında oylarını artırması geliyor. Bu durum, aşırı sağla mücadelenin yalnızca gösterilerle başarılamayacağını gösteriyor. AfD’ye oy veren işçi ve emekçilerin gelecek kaygıları giderilmedikçe, partinin kısa sürede oy kaybetmesi zor görünüyor. Bu nedenle, erken ya da beş yıl sonra yapılacak seçimlerde AfD’nin oyunu artırmaya devam etmesi olası.
  8. Bir diğer önemli tehlike ise AfD’nin eyalet meclislerini işlemez hale getirme potansiyeli. 90 sandalyeli Thüringen meclisinde kazandığı 32 sandalye ile üçte birlik çoğunluğu sağladı. Bu durum, eyalette üçte iki çoğunlukla alınması gereken kararların alınamaması anlamına geliyor. Benzer bir durum Saksonya için de geçerli. 120 sandalyeli mecliste AfD 40 sandalye kazandı. Bu nedenle, her iki eyalette kurulacak hükümetleri zor günler bekliyor.
  9. Her iki eyaletin parlamentolarında oluşan tablo, hükümet kurmayı zorlaştırıyor. Birbirine pek benzemeyen CDU ve BSW koalisyon ortaklığı yapmak zorunda kalacak gibi görünüyor. Sahra Wagenknecht, hükümet kurmak için Ukrayna’ya askeri yardımların durdurulmasını ve ABD füzelerinin konuşlandırılmamasını şart koştu. CDU’nun bir dönüş yaparak AfD ile koalisyon ortaklığı kurması ise pek çok alanda tabuların yıkılması anlamına geliyor. Bu nedenle, her iki eyalette koalisyon hükümetlerinin uzun sürmesi ya da erken seçim yoluna başvurulması muhtemel.
  10. Sonuçlar, elbette her iki eyaletin içinde bulunduğu özgün koşullarla açıklanabilir. Ancak ülkenin genel durumundan da bağımsız değil. Hükümet partileri, izledikleri militarist ve savaş politikaları nedeniyle sürekli eleştiriliyor. AfD ve BSW’nin oy kazanmasında, savaşa karşı söylemlerini öne çıkarmalarının payı büyük. Bu nedenle, Thüringen ve Saksonya seçimleri, Eylül 2025’te yapılması planlanan genel seçimlerin de bir ön habercisi olarak değerlendirilebilir. Hükümet partilerinin güç kaybettiği, Sol Parti’nin erime sürecinde olduğu bu koşullarda, AfD ve BSW’nin güç toplamaya devam edeceği görülüyor.
ÖNCEKİ HABER

ODTÜ mezuniyeti gerçekleşecek: Kayyuma karşı mücadeleye devam edeceğiz

SONRAKİ HABER

AYM kararlarına uymayan Erdoğan: Mahkeme kararları herkes için bağlayıcıdır

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa