Gaziantep Şehir Hastanesi işçileri yazdı: “Hastane değil Nazi kampı!”
Gaziantep Şehir Hastanesinde çalışan sağlık emekçilerinin ve işçilerin yaşadığı sorunlar hastaneyi gündemden düşürmüyor. İşçiler gazetemize yazdıkları mektuplarla yaşadıklarını anlattı.
Fotoğraf: Kamu Hastaneleri Genel Müdürdüğü
Gaziantep Şehir Hastanesi işçileri
Antep
1 yıl önce eksiklere rağmen açılan ve sağlık hizmeti vermeye başlayan Gaziantep Şehir Hastanesinde sağlık işçilerinin yaşadığı sorunlar bitmiyor. Hastane iktidar sözcüleri tarafından “bölgenin sağlık üssü” olarak ifade edilse de ekipmanların yetersizliği, teknik eksiklikler, sağlık emekçilerinin ve işçilerin yaşadığı sorunlar hastaneyi gündemden düşürmüyor. İşçiler gazetemize yazdıkları mektuplarla yaşadıklarını anlattı.
AĞIR ÇALIŞMAYA KARŞILIK BASKI, MOBBİNG, TEHDİT
Gaziantep Şehir Hastanesinde Tepe Şirket yönetiminde sular durulmuyor. Şehir Hastanesi Tepe Şirketine bağlı servis müdürünün istifası sonrası hastanenin hemen hemen bütün alanlarında istifaya zorlamalar devam ediyor. Güvenlik, hasta karşılama, temizlik, yemekhane, çamaşırhane, dezenfeksiyon gibi alanlarda personel hız kesmeden istifaya zorlanıyor veya istifa ediyor. Hastane çalışanları için bura ‘hastane değil Nazi kampı’ diye adlandırılıyor. Çalışma sistemi üç vardiya, birinci vardiyada her kata üç kişi bakarken ikinci ve üçüncü vardiyada bir kişi bakmaya zorlanıyor. En az beş kişinin yapacağı işi bir kişiye yüklüyorlar. Karşılığında ise verilen asgari ücret. Fazla mesaileri, resmi tatiller, bayramda çalıştırdıkları günler verilmiyor. İş akdi feshedilen veya istifaya zorlanan personelin hiçbir şekilde hakları verilmiyor. Hastaneye bir heyet geldiğinde baskıya, mobbinge maruz kalıyoruz, bunu dile getirdiğimizde baskılar daha da artıyor. Tehdit ediliyoruz, kırmızı kod ile çıkışımızın verileceği söyleniyor…
“HEM RUH HEM BEDEN SAĞLIĞIMIZ BOZULDU”
Geçtiğimiz aylarda Gaziantep Şehir Hastanesinde çalışanların WhatsApp grubu oluşturup sorunlarını konuşmasının ardından Kod 46 ile işten atmalar ve baskılar artmıştı. Hâlâ tehditler devam ediyor. Çalışan arkadaşlarımız tek tek istifa ediyor ve İŞKUR’dan yeni personeller alınıyor. Birçoğu işe başladığı gün istifa ediyor. Hastane açılalı bir yıl olmadı tavanlardan su patlıyor, tavanlar çöküyor. Hastane çalışanlarının ayakkabı giyme zorunluluğu var, terlik giyenlere tutanak tutuyorlar. Yoğun bakımda çalışan oda destek personeli yarım saatten fazla mola kullanamıyor. Verdikleri ayakkabılar ayakta mantar ve koku yapıyor, tırnak batmasına neden oluyor. Mobbing uyguladıkları yetmiyor bir de eziyet ediyorlar. Sağlığımız hem ruhen hem de bedenen bozuldu. Tepe Servis herkesin hakkını yiyor. İki gün rapor alsak beş günlük paramızı kesiyorlar.
“İŞTEN ATTILAR, HAKKIMI VERMEDİLER”
2023 yılı nisan ayında imzaladığım sözleşmeyle hastanede işe başladım. 2023 ekim ayına kadar bütün eziyetleri çektim. Kafamızda baret ayağımızda demir inşaat ayakkabıları, resmen işkenceydi, ayaklarım hep patladı. Ekim ayında hastanenin faaliyete geçmesiyle bakım, temizlik sorumluluğu bana verildi ama dört kişinin yapması gereken işi iki kişi yapıyorduk. Hasta alımı yaptım, hasta alımından bir hafta sonra çamaşırhaneye verdiler, temizlik yapılan bütün kirli mob ve bezleri yıkamakla görevlendirildim. Bir hafta sonra tekrar yoğun bakıma temizlikçi olarak verdiler. Orada bir hafta kaldıktan sonra oda destek olarak hasta bakımlarına girmeye başladım. Hasta çok olmadığı zaman temizlik personeline yardım etmek zorunda bırakıldım. İtiraz etmeye başlayınca göze battım. Müdürün hakeretine uğradım, beni başka alana göndermekle tehdit etti.
WhatsApp grubu kuruldu. WhatsApp grubuna 4-5 arkadaşımı eklediğim için ve tek bir kelime yazdığım için dört gün açığa aldılar, personel kartımı elimden aldılar. Dört gün sonra geri çağırdılar, çalışma performansımızın yüksek olduğunu söylediler ve işe geri başladık. Bebeğim olduğu için gece vardiyasına verilmiyordum ama işbaşı yaptığımda iki hafta gece vardiyasına verildim. Gece vardiyası bitti, sabah vardiyasına geçince yoğun bakımdan alıp servise temizlikçi olarak verdiler. İki hafta serviste çalıştım, vardiyam değişince bu sefer “Yoğun bakımda eleman yok” diye her gün başka kata yoğun bakıma verildim. Ve mobbinge maruz kaldım, gitmek istemediğimi söyleyince tutanak tutuluyordu ve çıkarılmakla tehdit ediliyordum. Ramazan Bayramı’nın birinci ve ikinci gününde izin yapmak işstediğimi izah ettim tam tersine üçüncü ve dördüncü gün izin verdiler. Arife günü ve bayramın birinci günü işe gitmedim. Bayramın ikinci günü devamsızlıktan çıkışım verildi. Yıllık iznimin sekiz günü ücretimi de vermediler ve hiçbir hakkımı da ödemediler…