Yolbulan Metal’de grev sürüyor: İşçinin ücreti bir ton demir fiyatı
Çalıştıkları dönemde günde 1000 ton demir ürettiklerini dile getiren grevdeki Yolbulan Metal işçileri, “1 ton demirin fiyatı 22-23 bin lira. Yani işçinin bir aylık ücreti 1 ton demirle çıkıyor” diyor.
Fotoğraf: Evrensel
Mert AKYILDIZ
Hatay
Hatay’da, Özçelik-İş’in örgütlü olduğu Yolbulan Metal’de işçilerin başlattığı grev tüm zorluklara rağmen 77 gündür sürüyor. En düşük işçi ücretinin 30 bin lira olması talebiyle toplu iş sözleşmesi (TİS) masasına oturan işçiler, “30 bin lira bu fabrika için hiçbir şey” diyor. Günde ortalama 1000 ton demir ürettiklerini dile getiren işçiler, “1 ton demirin fiyatı 22-23 bin lira. Yani işçinin bir aylık ücreti 1 ton demirle çıkıyor” diyor.
Grevlerinin öyküsünü dinlemek için uğradığımız Yolbulan’da, Befesa’daki gibi sendika temsilcileri ile birlikte bir grup işçiyi sohbet ederlerken buluyoruz. Osman Sert 40 yaşında, 5 çocuk babası bir işçi. Çalışma hayatına 6 yaşından itibaren yaz aylarında yaptığı çeşitli işlerle başlamış. Lise mezunu olan Sert, 1 yıl başka bir metal fabrikasında çalışmasının ardından 22 yaşında Yolbulan’da işe başlamış. Fabrikanın en eskilerinden olan Sert, kule operatörü olarak çalışıyor. Sert, ilk sendikalaştıkları dönemi şöyle anlatıyor: “2016’da biz sendikada örgütlendik. Ücretlerimiz iyice erimişti. Asgari ücretin 1300 lira olduğu zamanda bizim ücretimiz onun da altında kalmıştı. En son yılda üç sefer aldığımız ikramiyeyi maaşlara yansıtıp bize zam diye sundular ve iki yıl boyunca zam vermediler. İlk başta sendikanın ne olduğunu bilmiyorduk. Patron bize ‘Çalışırsan bu, çalışmazsan sen bilirsin’ diyordu. ‘Ağlayacak yerimiz yok, gidecek yerimiz yok’ derken yol gösterenler oldu, biz de sendikalı olduk. Sendikalı olunca değerimiz bilindi. Yoksa doğruya doğru, hangi fabrikada işçi patronun karşısına çıkabilir. Bilerek ya da bilmeyerek ortaya çıkan sonuç bu oldu. İsterim ki her fabrikada sendika olsun…”
"PANDEMİDE 16 SAAT ÇALIŞTIK"
Sert, çalışma hayatı boyunca ilk kez greve çıkmış. İşçiler arasında bardağı taşıran son damlayı şu sözlerle anlatıyor: “Davulun sesi uzaktan hoş gelir. Ben grevi görmüş geçirmiş değilim, bu kadar uzayacağını da bilmiyorduk ama mecburiyetten çıktık. Biz işimizi seviyoruz ama sevmek bir işe yaramıyor. Biz bu fabrikada pandemide 14-16 saat çalıştık, deprem oldu çalıştık. Şimdi elimizdeki maaş 19-22 bin lira arası. Bu parayla nasıl geçineceğiz? Bana sorarsan 30 bin lira vermek bu fabrika için hiçbir şey. Bizim şu durumda olmamızı gerektirecek hiçbir neden yok. Ücretler bu fabrikanın sorunlarından biri. Yoksa makineler hep eski, iş kazaları sürekli oluyor. Sendikanın önceki yaptığı üç sözleşme aslında bence iyiydi ama asgari ücrete ara zamlar olunca asgari ücrete yaklaştı bizim ücret. Bu sözleşmede altı ayda bir ara zam, enflasyon farkı istiyoruz.”
"GREVDE GÖRDÜK DAYANIŞMAYI"
Grev sürecinde hiç beklemediği yerden destek geldiğini, beklediği yerlerden ise destek gelmediğini söylüyor: “Ummadığımız insanlar geldi. Tanımam bilmem mesela, Sarıseki Mahallesi muhtarı geldi destek verdi. Komşum bana ‘Sen grevdesin, bir ihtiyacın olursa başkalarından isteme benden iste’ diyor. Adam beni 7-8 aydır tanıyor mesela, illa diyor destek vereceğim sana. Sen beni ne zamandır tanıyorsun da destek oluyorsun, mesela bunlar güzel şeyler. Grevdeyken gördük bunları. Bazen de bizim tanıdıklarımızdan, benim bizzat çağırdıklarımdan gelmeyenler bile oldu. Ama en çok da Emek Partisi Gaziantep Milletvekili Sevda Karaca ve CHP Hatay Milletvekili Nermin Yıldırım Kaya’ya teşekkür etmek istiyorum, onlar hep yanımızda oldu, sesimizi Türkiye’ye duyurdu.”
Kendisiyle birlikte ailesinin 7 kişi olduğunu söylüyor Sert. “70 gündür hesabıma para yatmadı, maddi olarak zorlanıyoruz ama kenetlendik, sonuna kadar gideceğiz. Sendikanın 10 bin 500 lira desteği oldu. Yardım, gıda kolileri geldi. Bizim ev 7 kişi. Hiçbir şey yapmasak kişi başı günlük 100 lira giderimiz olsa bile ayda 21 bin lira yapar. Okullar da açılacak haftaya. Elimizdeki maaş buna nasıl yetsin? 3 okuyan çocuğumuz var. En küçük olan ikizler seneye başlayacak okula. Yani işin özeti bu, elde ne vardı ki nereye yetsin?” diyor.
YOLBULAN İŞÇİLERİ ANLATIYOR
- Günde ortalama 1000 ton demir çekiyoruz. Bugün 1 ton demirin fiyatı 22-23 bin lira. Yani işçinin bir aylık ücreti 1 ton demirle çıkıyor. Tüm giderleri hesaplasak, tüm işçilerin maaşını hesaba katsak bile patronun maaliyeti 1 günde çıkıyor. 1 ayda diğer çalışılan günlerin hepsi kâr oluyor.”
- “Grev sayesinde dayanışma nedir, onu gördük. Benim mahalledeki bakkalım ben grevdeyim, maaşım yatmıyor diye benden para almıyor.”
- “Şimdiye kadar 4-5 arkadaşımız uzuv kayıpları yaşadı. Düğün olur, cenaze olur, patronun bir kez olsun arayıp sorduğunu bilmiyorum.”
- “Grevde faaliyetlerin durması lazım. Bu konuda yasanın olması lazım, biz burada üretim yaptırmıyoruz ama patron başka fabrikalarda üretim yaptırıp işine devam ediyor. Bu konuda neden bir önlem, yaptırım yok?”
- “Bazı kanallara haber yapsınlar diye ulaştık ama ne geri dönüş yaptılar ne de haber yaptılar.”