MESEM'liler ölüyor, patronlar büyüyor
Devlet nitelikli, bilimsel bir eğitim alması gereken on binlerce MESEM’li için mi çalışıyor yoksa MESEM’lilerin emeğini sömüren bir avuç insan için mi?
Fotoğraf: Damla Kırmızıtaş/Evrensel
Deniz KEMEÇ
OSTİM/Ankara
Yaz tatili bitti, okullar açılıyor. Tatil demişken OSTİM’de birçok liseli, meslek liseli ailelerine destek olmak, cep harçlıklarını çıkarmak için yaz tatilini çalışarak geçirdi. MESEM’liler açısındansa ne yaz tatilinin gelmesi ne okulların açılması hayatlarında önemli bir değişiklikti. Kışın sabah erken yolunu tutup akşama kadar açlık sınırının yarısına çalıştırıldıkları atölyelerde yazın da çalışmaya devam ettiler. OSTİM’de zemheri soğuklarında atölye araları sağa sola koşturan malzeme taşıyan çıraklarla doludur. Yazınsa bu sayı artar. Bu yaz da sanayii çocuk işçilerle kaynıyordu. Tabii bu da patronların canına minnet!
PATRONLARIN İMDADINA İKTİDAR YETİŞTİ
İşte bu ucuz emeği, çocuk emeğini düzenli ve sürekli bir biçimde sömürmek isteyen patronların imdadına yetişen iktidar, MESEM programını ortaya çıkardı. Böylece patronlar, devletten aldığı teşviklerle bu ucuz emek üzerinden zenginliklerini katlayacak, çocuk işçilik devlet eliyle giderek artacaktı. Bu programa kaydolan öğrencilerin de hem mesleğini öğrenebilecekleri hem para kazanabilecekleri “en iyi” yolun bu yol olduğu söyleniyordu. Nitekim patronlar açısından öyle de oldu. OSTİM’de patronlar arabalarını son modellerle yenilerken, üretim yapılan tezgahlarına yenilerini eklediler, kârlarını katladılar. MESEM’liler içinse geçtiğimiz “eğitim-öğretim” yılı hiç de MESEM programıyla pazarlanan gibi geçmedi. Kimi MESEM’liyse stres, sıkıntıyla zor koşullarda iş öğrenmeye çalışırken kimiyse yaptırılan angarya işlerden iş öğrenemeyip mezun olduğundan beri iş arıyor. Kimi yalnızca devletin patronlara ödediği 5100 TL’ye çalışırken kimiyse bu ücretin birkaç bin lira fazlasına. (Üstelik devletin patronlara çalıştırdığı MESEM’li başına ödediği ücret de gene işçilerin cebinden oluşturulan İşsizlik Fonu’ndan karşılandı. Yani işçinin bir cebinden alıp patronun bir cebine koydu iktidar.) 12-13 saate varan uzun çalışma saatleri, yaptırılan angarya işler, ustadan ve patrondan yenilen azarlar, işçi sağlığı ve güvenliği önlemleri olmadan çalışma, iş kazaları ve iş cinayetleri de cabası…
MESEMLİLER SADECE CEBİNDEKİNDEN DEĞİL HAYATLARINDAN DA OLDULAR
Güvenli çalışmak için kullanılması gereken eldiveni satan patronları da gördü MESEM’liler, makine tezgahlarının korumalıklarını daha hızlı üretmek daha çok kar etmek için söken patronları da. Ya da henüz işi tam olarak bilmeden çalıştırılırken bindirdiği tezgâhın parası da ücretinden kesildi, atölyede kaybolan malzemenin parası da. Sadece cebinden alınmadı MESEM’lilerin. 1 yılda 9 MESEM’li iş kazalarında hayatını kaybetti. İş kazası geçirenlerin sayısı ise MEB’e göre 336, OSTİM’de neredeyse konuştuğumuz her MESEM’li iş kazası geçirmişken. İş yerleri denetlenmedi. Sonrasında MESEM’lilerin tepkileri ve Evrensel’in gündeme getirmesiyle yapılan denetimler sonucu MEB, 8 bin 406 iş yerinin sözleşmesinin feshedildiğini duyurdu. O günden sonra iş kazaları ve cinayetleri devam etse de MEB sessiz kalmaya devam etti.
PATRONLAR İŞ BİRLİĞİ YAPTIĞI DEVLETİN KURALLARINA BİLE UYMUYOR
Patronlar, “Burası sanayi ne izni koçum” diyerek iş birliği içerisinde olduğu devletin kurallarını dahi uygulamayıp MESEM’lilerin 30 günlük ücretli ve 30 günlük ücretsiz izin haklarını gaspetmeye çalıştı. Kimi MESEM’li haklarını bilip zorluklarla izin kullanabilirken kimiyse izin haklarını kullanamadı. Bunlar yetmez diyor iktidar. Patronlara “paydaşlarımız” dediği “Mesleki ve Teknik Eğitim Politika Belgesi” ile çocuk işçiliği yayma ve çocuk işçiliğin yaşını düşürme yolunda ilerliyor. Mesleki ortaokullar, 7 ve 8'inci sınıf öğrencilerinden başlayarak "Beceri Geliştirme Programı" (Zanaat Atölyeleri) açacaklarını söylüyorlar. MEB, Erdoğan-Şimşek ekonomi programı doğrultusunda bu belgenin hazırlandığını vurguluyor. Aynı ekonomi programı ile işçilerin vergi yükünü her geçen gün artıyor, patronlara vergi muafiyetleri, teşvikler yağdırıyor. Özel meslek liselerinin sahiplerine verilen teşvikler de her geçen gün artıyor. Son aşamada toplamda 151 bin öğrencinin olduğu özel meslek liseleri sahiplerine öğrenci başına 57 bin TL verilecek. Ne için? Bir avuç kapitalistin ucuz çocuk emeği üzerinden sermayesini büyütmesi için. Mesleki eğitimde sömürünün derinleşmesi için. Devlet nitelikli, bilimsel bir eğitim alması gereken on binlerce MESEM’li için mi çalışıyor yoksa MESEM’lilerin emeğini sömüren bir avuç insan için mi? MESEM’lilerin bir yılına ve bir avuç patronun bir yılına baktığımızda sorunun cevabı ortada. Devletin tüm eğitim, ekonomi politikaları sermayedarların ihtiyaçlarına göre şekilleniyor. İşte MESEM’liler için bu koşullarda yeni “eğitim-öğretim yılı” başlıyor. MESEM’lilere dayatılan bu koşullar değişmez değil! Uzun çalışma saatleri, yoğun mesai, yaptırılan angarya işler, alınmayan işçi sağlığı ve güvenliği önemleri, gaspedilen nitelikli mesleki eğitim hakkı… Hepsi değişebilir. Önümüzdeki süreçte iş kazalarının önlenmesi, denetimlerin yapılması, normal bir işçiyle eşit iş yaparken onun kadar ücret alması ve nihayetinde nitelikli mesleki eğitim hakkının sağlanması, ihtiyacı olan her MESEM’linin burs alması, MESEM programının iptal edilmesi için; MESEM’lilerin daha fazla bir araya gelerek tepkilerini ortaklaştırması ve ülkenin dört bir yanında OSTİM’den İMES’e sanayii sitelerinde bir avuç patronun karşısında birlikte mücadele etmesi büyük önem taşıyor.