Sağlık için spor, spor için para lazım!

Ömer Enis ÖZER

Denizli

Birkaç yıldır aralıklarla fitness sporuyla uğraşmaktayım. Özellikle ileri yaşlarda yaşanılacak olan kas kaybını en aza indirmek için, kalp sağlığımızı, karaciğer sağlığımızı vs. korumak için sağlığımız yerinde olduğu sürece ağırlık kaldırmayı ve kardiyo yapmayı hayatımızın rutinine eklememiz gerek. Elbette ağırlığı bilinçli kaldırmak önemli, yoksa herhangi bir inşaat işçisi de mermer işçi de tonlarca ağırlık kaldırıyor. Bel fıtığı gibi meslek hastalıkları bu rutinlerin sonucu olarak ortaya çıkıyor. Malum KYK'nın öğrencilere hak gördüğü para 2 bin TL olunca, ortalama bir gencin sosyal hayatı bile neredeyse hiç yokken, ki insan sosyal bir varlıktır, sosyal olmalıdır, bu sporu rutine eklemek epeyce zorlaşıyor. Sağlıklı spor kadar sağlıklı beslenme de önemli. Hatta sağlıklı beslenme olmadan spor sağlıksız bir hal alabiliyor. Kas gelişimi için gereken protein günlük yaşam için gereken kaloriyi yeteri derece almamız lazım. Spor salonuna gitmek, protein ağırlıklı beslenmek, vitamin takviyeleri kullanmak, kısacası sağlıklı olmak ülkemizde maalesef ki lüks.

GÜNDE 150 GRAM PROTEİNİ NEREDEN NASIL ALACAĞIZ?

Ortalama bir spor salonunun aylık başlangıç ücreti Denizli’de 2 bin lira. Bu sporu hakkıyla yapmayı kafanıza koyduysanız iş çokça detaya giriyor. Kilonuzun en az 1,5-1,7 katı protein almak gerekiyor. Önerilen miktarsa kilonuzun 2 katı. 75 kilogram ağırlığında bireyi baz alırsak bu spordan en iyi verimi alması için 150 gram protein tüketmesi gerekiyor. 1 adet yumurtada 5 gram protein bulunuyor. 1 koli yumurta 100 lira. Günde 4 yumurta tüketen bir sporcunun aylık yumurtaya vereceği para 400 TL. Pek çok kişi en kolay şekilde ve en az cep yakacak şekilde bu protein miktarını tavuk göğsü tüketerek karşılıyor.100 gram tavuk göğsünde 30 gram protein bulunuyor. Şu an zincir marketlerde 1 kg tavuk göğsü 180 lira. Kişinin günde 400 gr. tavuk göğsü tükettiğini varsayarsak aylık 12 kg tavuk göğsü tüketmiş oluyor. Aylık gideri 2160 TL. Ama proteini sürekli tavuk göğsünden almak çok da iyi bir karar değil. Diğer sağlıklı protein kaynaklarına göre daha ucuz olduğu için tavuk göğsü tercih ediliyor. Olması gereken, her gün olmasa bile 2 güne bir protein kaynağımızı değiştirmek. Kırmızı etin kilo fiyatı 820 lirayken, somonun kilo fiyatı 550 lira civarındayken bir fabrikatör çocuğu değilseniz rutin olarak kırmızı et tüketmek, balık tüketmek neredeyse imkânsız. Bunun yanında tüketilmesi gereken multivitaminlerin aylığı ortalama 350 TL civarında. Omega 3 yine aylık 300 TL civarında. Bunlar sadece temel olan ihtiyaçlar. Bu sporda ciddi hedefleriniz varsa iyice detaya giriyor. Yani daha çok gider…

ÖĞRENCİYSENİZ SPOR YAPMAK MÜMKÜN DEĞİL

Antrenmanlar sertleştikçe kas hasarı da fazla olacağı için kasların hızlı toparlanmasını sağlayan takviyeler var. Örneğin BCAA. Günde bir ölçek tüketileceğini varsayalım aylık 800 TL. Kas kütlesi büyütmeyi hedefleyenler için pirinç örnek verilebilir. Kaliteli bir marka değilse kilosu 100 TL. Günde 200 gr. tüketileceğini varsayarsak, aylık pirinç masrafı 600 TL. Her şey bu kadar pahalıyken, bir de öğrenciyseniz ek bir gelir olmadan bu sporu yapmak mümkün değil. Geçenlerde spor salonunda 17 yaşında bir çocukla konuştum. Sanayide çalıştığını ve spor parasını çıkardığını söyledi. Bu kez de sosyal hayat eksik kalıyor. Çalışmak, spor salonuna gitmek ve uyumak. Genç bir bireyin hayatı bu girdap içinde olmamalı. Yoğun ve kötü iş şartları sadece spora gitmesine izin veriyor. Zaman geçtikçe bu kişinin normali oluyor. Türkiye'deki çalışma şartları bireyi sorgulamayan, her şeye tamam diyen bir robot haline getiriyor. "Uzun süre çalış ki düşünecek zamanın kalmasın. Sosyal hayatın olmasın, farklı insanlar tanıma ki farklı fikirlere maruz kalma, okuyacak vaktin olmasın ki okuma, bilinçlenme. Duvardaki herhangi bir tuğla ol. Çark dönmeye devam etsin.” İktidarın isteği bu.

BİZE BU HAYATI REVA GÖRENLERİN ELİNDEN YÖNETİMİ ALMAK LAZIM

Pandemide ultra zenginlerden Hacı Sabancı’nın yalıda bisikletli fotoğrafının altına yaptığı “Sakin ol champ evdeyim” yorumunu hatırlarsınız. O saatlerde Sabancı’nın yüz binlerce işçisi sahada ter döküyordu. Ultra zenginler dilediğince sağlıklı spor ve beslenmeyle dinç bir yaşam sürerken işçilere ve gençlere salon parası ve tavuk masrafı hesabı yapmak düşüyor. Öte yandan sosyal bir hayatla birleşmediğinde salt vücut geliştirmenin de bir anlamı yok. Ev, spor ve iş üçgeninde gelişen vücut vitrindeki gereksiz biblo misali. Sosyal bir varlık olarak günde bir saat spor yeterli fakat kalan saatleri nasıl değerlendireceğiz? 8 saat iş, 8 saat dinlenme, 8 saat canımız ne isterse! Böyle bir günlük hayat için; sağlıklı spor, sağlıklı beslenme ve insanca yaşam için kısaca günümüzü ve geleceğimizi kazanmak için okumamız, tartışmamız, ülke yönetimini bize bu hayatı reva görenlerin elinden almak için çabalamamız gerekiyor.