Kiralık ev: Arayan değil, parası olan bulur
Gebze'den bir işçi mesai arkadaşı Ahmet'in kiralık ev ararken başından geçenleri yazdı.

Arşiv | Fotoğraf: Salih Büyüksamancı / DHA
Gebze’den bir işçi
Aşağıda okuyacaklarınız uydurma değildir. Bizim fabrikada çalışan Ahmet’in kiralık ev ararken başından geçenlerdir.
Ahmet: Beyefendi ben kiralık ev için gelmiştim. Kiralık bir eviniz varmış da.
Ev sahibi: Öf be! Tam da gelecek zamanı buldun. Evimi kiraya çıkardığıma pişman oldum. Ne kapı duruyor ne telefon. Bıktım ya.
Ahmet: Acaba evin kirası ne kadar efendim?
Ev sahibi: Ben insaflı bir ev sahibiyim. 400 dolar.
Ahmet: Nee 400 dolar mı! Dolar da ne demek oluyor? Türk parasının suyu mu çıktı? Hem de 400 dolar ha?
Ev sahibi: Ne o, çok mu buldun? Sen hiç hayatında böyle bir ev sahibi oldun mu?
Ahmet: Olsaydı, hiç kiralık ev arar mıydım?
Ev sahibi: Eeee?
Ahmet: Beyefendi Gebze gibi bir yerde ev kirası hiç dolarla olur mu?
Ev sahibi: Neden olmazmış? Ankara'da, İstanbul'da, İzmir'de oluyor da Gebze'de niye olmasın? Bizim başımız kel mi?
Ahmet: Ev kaç oda?
Ev sahibi: İki oda, bir mutfak.
Ahmet: Bu paraya göre ev biraz küçük değil mi?
Ev sahibi: Ne olacaktı? At mı koşturacaksın? Yoksa öğrenci yurdumu yapacaksın? Büyük evin büyük derdi olur. Sana yeter de artar bile.
Ahmet: Mutfak, banyo durumu nasıl?
Ev sahibi: Satın mı alacaksın? Nasıl olacak basbayağı bir mutfağı ve banyosu var. Mutfakla, banyoya birer musluk taktın mı tamam.
Ahmet: Demek ki evin eksikleri var?
Ev sahibi: Canım bunlar eksiklik mi?
Ahmet: Ne yapsam bilmem ki? İki aydır ev arıyorum, bulamıyorum. Ama kirayı çok istediniz, 400 dolar çok fazla. Üstelik dolar sürekli yükseliyor.
Ev sahibi: Bana ne yükseliyorsa! Doları, borsayı ben mi yükseltiyorum ya. Ama istersen kirayı altın olarak da verirsin. Bu kıyağımı da unutma!
Ahmet: Başka çarem yok, maaşımın yarısı tutayım bari.
Ev sahibi: Dur bakalım dur daha şartları konuşmadık.
Ahmet: Bir de şartlarınız mı var?
Ev sahibi: Olacak tabii. Öyle tanımadığım, bilmediğim kişilere ev vermem ben. Eşin çalışıyor mu?
Ahmet: Yok çalışmıyor, ev hanımı.
Ev sahibi: Ben eşi çalışmayana ev vermem. Senin maaşın ne kadar?
Ahmet: 25 bin lira.
Ev sahibi: Tek maaşla benim kiramı zor ödersin. Eşin çalışmıyor kesin mahallede güne girer. Yok altın günü, yok dolar günü olmadı kahve günü.
Ahmet: Yok efendim merak etmeyin eşim öyle güne falan giremez. Ben ona zırt-pırt nasıl gün parası vereyim?
Ev sahibi: Eşine gün parası veremeyen benim kiramı nasıl verecek?
Ahmet: Beyefendi size söz veriyorum. Maaşımı aldığım gün, iki elim kanda olsa bile gelip kiranızı vereceğim.
Ev sahibi: Niye iki elin kanda oluyormuş? Sen kabadayı mısın? Hapse falan mı girdin? Eli kanlı kiracı istemem ben!
Ahmet: Ne münasebet beyefendi. O lafın gelişi. Fabrikada çalışıyorum ben.
Ev sahibi: Çoluk çocuk var mı?
Ahmet: Var efendim, ellerinizden öper iki kızım var.
Ev sahibi: İşte bu da olmadı.
Ahmet: Neden olmadı?
Ev sahibi: Neden olacak, belki erkek olur diye, Allah bilir bir çocuk daha yaparsınız siz. O da kız olursa bir daha, eder dört çocuk.
Ahmet: Beyefendi bir maaşla hem kira hem dört çocuğa bakılır mı? İki çocuk yeter bize. Eşim de ben de başka çocuk istemiyoruz.
Ev sahibi: Sen şimdi iki kira bedeli olan depozitoyu da veremezsin. Yok senle anlaşamadık, benim sana verecek evim yok. Hadi sana uğurlar olsun. Sıradaki gelsin.
NOT: Ahmet kiralık ev aramaya devam ediyor.
Evrensel'i Takip Et