05 Eylül 2024 05:45

Çevre yasaları rant için düzenlendi

Ormanlar, tarım alanları ve kıyılara ilişkin sermayenin yağma planları git gide hızlanıyor. Yağmacı şirketler teşviklerle zengin edilirken yağma yasallaştırılıyor.

Fotoğraf: AFAD

Paylaş

Uluslararası tekellerin Türkiye topraklarına göz dikmesinin ardından iktidar yasal hazırlıklara başladı. Sermayenin önündeki taşları temizlemeye kalkan iktidar, genel seçimlerin ardından maden ve enerji kanunlarında değişiklikler içeren teklifi Meclise getirdi. Uluslararası maden ve enerji tekellerinin talepleri doğrultusunda hazırlanan yasanın Meclise getirildiği günlerde Kanadalı maden tekeli SSR ve iktidara yakınlığı ile bilinen Çalık ortaklığındaki Anagold Madencilik’e ait Çöpler Altın Madeninde olması gerekenden fazla yığın yapılan pasa dağı çöktü. Dokuz işçi pasa altında kaldı. İşçilerin cansız bedenlerine günler, hatta aylar sonra ulaşılırken şirketin ilk işi çöken ve içerisinde cevher bulunan pasayı başka bir yere taşımaya kalkmak oldu.

Fırat Nehri’nin yanı başındaki madende kullanılan siyanür çevredeki tarım arazilerini ve insan sağlığını tehdit etmeye devam ediyor. Facia sonrası madene ilişkin daha önce meslek odaları ve bilim insanlarının yaptığı uyarıların dikkate alınmadığı anlaşıldı.

ÇED raporunda Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum’un da imzasının bulunduğu maden faciasına ilişkin ne üst düzey bir şirket yetkilisi ne de imzası bulunan devlet görevlisi yargılandı. Üstelik Kurum’un bakanlığı döneminde şirketin 7.2 milyonluk vergi borcu silinmişti.

FACİA İKTİDARIN TALAN HEVESİNİ ENGELLEMEDİ

İliç maden faciası iktidarın 16 maddelik talan yasasını Meclisten geçirmesini de engellemedi. Yasa faciadan birkaç ay sonra yeniden Meclise getirilerek AKP-MHP oylarıyla Meclisten geçirildi. Maden, doğal gaz, yenilenebilir enerji sektöründeki sermayedarlar için pek çok avantaj sağlayan yasa, ülke topraklarının yerli-yabancı tekellerin emrine sunulmasının önündeki bürokratik tüm engelleri kaldırdı. Yasayla Bakanlığın enerji şirketlerini yüzde 30 oranında desteklemesinin önü açıldı, IV grup hariç maden aramalarında raporlama zorunluluğunun kaldırıldı, şirketlerin lisanssız üretim yapabilmesi sağlandı, nükleer sızıntı durumunda tesisi işleten şirketin yargılanmasını engellemek için zırh getirildi.

ENERJİ SANTRALLERİ VE MADENLER HIZ KAZANDI

Yasanın Meclisten geçmesiyle birlikte güneş enerji santrallerine verilen çevresel etki değerlendirme (ÇED) gerekli değildir kararları, GES projeleri hız kazandı. Göllerin ve akarsuların üzerine güneş enerji panelleri kurulmasına ilişkin onlarca proje yapıldı. Rüzgar enerji santralleri ile ormanlar ve üretici köylülerin geçimlerini sağladıkları tarım alanları da talan edildi. ÇED gerekli değildir kararlarının hız kazandığı tek alan enerji santralleri değildi. Başvuru yapılan maden projelerinin birçoğuna ÇED gerekli değildir ya da ÇED olumlu kararı her gün Resmi Gazete’deki yerini aldı.

Koza- İpek Holding dahil 12 şirket, başkanlığını Erdoğan’ın yaptığı Varlık Fonuna devredildi. Devredilen şirketlerin ise daha önce el konulan ve Gülen Cemaatine yakınlığı ile bilinen şirketler olması dikkat çekti. Koza-İpek Holding Türkiye’nin en büyük altın madenlerinden biri. Şirketin ve iştiraklerinin Ovacık, Kaymaz, Mastra, Himmetdede, Çukuralan’da maden ve tesisleri var. Koza Altın İşletmelerinin açmak istediği madenler için 8 ayda 8 kez “ÇED gerekli değil” kararı verildi.

Aynı zamanda pek çok il maden ruhsat arama sahası ilan edildi. Afyon, Artvin, Bayburt, Erzincan-Dersim, Erzurum, Eskişehir, Giresun, Gümüşhane, Rize, Trabzon, Maraş, Karaman, Kütahya, Muğla, Ordu, Siirt, Şırnak, Batman, Sivas, Tekirdağ, Kırklareli, Tokat, Uşak, Zonguldak, Bartın, Kaz Dağları ve çevresi büyük oranda maden talanına açıldı. (HABER MERKEZİ)

ÖNCEKİ HABER

"İşsizlik, ekonomik belirsizlikler riski artırıyor"

SONRAKİ HABER

Tasarruf kamusal kültür sanat etkinliklerinden yapıldı

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa