05 Eylül 2024 06:30

Emekçi kesimlerin üzerinden silindir gibi geçen program: Yoksullaştırıyor, mülksüzleştiriyor

Şimşek öncülüğünde uygulanan IMF patentli kemer sıkma programının işçisinden çiftçisine, esnafından küçük ve orta ölçekli sanayicisine geniş toplumsal kesimlerin omuzlarına bindirdiği yük ağır.

Fotoğraflar: AA, Düzenleme: Evrensel

Paylaş

Bülent FALAKAOĞLU
İstanbul

Hazine Bakanı Mehmet Şimşek dedi ki…  ‘Ekonomide dengelenme başladı…’ 

Dengelenen ne?.. Misal gelir uçurumundaki vahim tablo değişti mi… Bölüşüm daha dengeli hale geldi mi?

Sonra da… ‘İyileşen güven ve istikrar ortamını pekiştirmek için…’ diye devam etti? 

İyileşen ne?

‘Cari açık düştü’, ‘Risk primi azaldı’, ‘Sermaye girişi arttı’ gibi cevaplar veriyor.

İyi de….

Hayat pahalılığı krizi derinleşti.

Yoksulluk arttı.

Ekonomi durgunluğa sürüklendi.

İşsizlik, iflaslar, mülksüzleşme hızlandı vesair…

Bakan Şimşek öncülüğünde uygulanan IMF patentli kemer sıkma programının işçisinden çiftçisine, esnafından küçük ve orta ölçekli sanayicisine (KOBİ) geniş toplumsal kesimlerin  omuzlarına bindirdiği yük ağır!

***

Programın uygulamalarından biriydi; ücret ve maaşları baskılamak, alım gücünü düşürmek. 

Enflasyonu düşürmek’, ‘Fiyat istikrarı sağlamak’ iddiasıyla hayata geçirildi.

Fiyat artışları tam gaz sürerken, enflasyon tırmanırken ücret ve maaşlar o oranda artmadı; asgari ücrete ara zam yapılmadı.

Ara zam yapılmayan ücret eridi, alım gücünü kaybetti.

TÜİK hesabına göre 17 bin 2 TL olarak belirlenen asgari ücret, 8 ayda 5 bin 430 TL değer kaybetti.

Asgari ücret şu an açlık sınırının 3 bin lira altında.

Emekli maaş ortalaması ise açlık sınırının 6  bin lira altında.

Patronlar, hükümetin asgari ücrete ara zam yapmamasını fırsata çevirdi; ülke genelinde ücret artışları ya sıfır ya da cüzi düzeyde oldu.

Asgari ücretliler, emekliler, işçiler net yoksullaştı.

***

Çiftçiler de aynı politikanın kurbanı oldu!

Yüzde 100 enflasyonun olduğu ülkede bazı tarım ürünlerinin taban fiyatı sadece yüzde 10 arttırıldı.

Bazı ürünler de fiyat dahi açıklanmadı, üretici fiyat belirleme gücü olan tekellerin insafına terk edildi. Hem de mazot, gübre, elektrik gibi girdi maliyetlerinin hızla arttığı, üretim maliyetinin katlandığı bir yılda!

Geçen yıl 22 TL olan mazot şimdi 44 TL

Gübre ve ilaç maliyetleri enflasyonun üzerinde arttı; tarım ilacı, tohum, tarım makineleri fiyatı da…

Otoyol ve köprü geçişlerine yapılan yeni zam, ulaşım maliyetlerini artırdı.

Önce Bursa’da Burdur’da domates üreticilerinin… Sonrasında Maraş’ta domates ve biber üreticilerinin… Kavun, karpuz, patates, buğday, çay üreticilerinin ürünlerini maliyetlerin altında satmak zorunda kaldıkları gerekçesiyle sokağa çıkmaları boşuna değil.

Bir de işçilik maliyeti eklenmesin’ diye Konya, Manisa, Diyarbakır, Edirne ve Eskişehir’de ürünlerin tarlada bırakıldığı haberi de…

Kışın narenciye üreticisi de aynı dertten mustaripti!

Hükümetin ‘enflasyonla mücadelesi’ çiftçilerin de üzerinden silindir gibi geçti.  

FAİZİN BEDELİ: BORÇ VE İFLAS

Alım gücü düşenler daha çok kredi kartına başvurdu.

Kredi kartı kullanımı yükselirken ödeme oranı düştü. Takipteki kredi oranı son 1.5 yılda yüzde 433 arttı; 7 milyardan 40 milyar liraya ulaştı.

Yüksek faiz oranları hem bireylerin hem de işletmelerin borçlarını ödemesini güçleştirdi. Kredi ve kart borcunu ödeyememe hali özellikle son 3-4 ayda ciddi şekilde arttı.

Bu yılın sadece 8 aylık döneminde tahsili gecikmiş alacaklar geçen yılın tamamını neredeyse 2’ye katladı.

Tüketici kredilerindeki en fazla batık ihtiyaç kredilerinde! 44.4 milyar liralık batık tüketici kredisinin 43.6 milyar lirası ihtiyaç kredisi.

***

Batık sadece kredide değil! 2024 yılının ilk 7 ayında, 1554 firma konkordato ilan etti. Ağustos ayı adli tatil olmasına rağmen, 194 şirket için daha konkordato geçici mühlet kararı verildi.

Yılın ilk sekiz ayında, konkordato ilan edip mahkemece konkordato kararı onaylanan şirket sayısı 982’ye ulaştı.

Son yılların en yüksek aylık konkordato sayısına ulaşıldı. Borç ödemede zorlanan firmaların, işler düzelene kadar, alacaklılarının kapıya dayanmasını engelleyen konkordatonun yayılması ekonomiyi sarsıyor.

Konkordato kararı alan şirketler borçlularına karşı korunurken, yüzlerce günü bulan borç ödeme taksit kararları ödeme zincirini koparıyor; zincirleme iflasları tetikleyebiliyor.

Süreç karşılıksız çek, protestolu senet sayısının artışını tetikliyor.

Konkordatoların da etkisiyle ilk 8 ayda karşılıksız işlemi yapılan çek tutarı yüzde 247 oranında artarak 90 milyar TL’ye ulaştı. Protestolu senet tutarındaki artış yüzde 182’yi buldu.

***

Nitekim iflaslar da artmış durumda.

Mahkemeler yılın ilk yarısında 55 iflas kararı verdi.

Öte yandan kapanan şirket sayısı da artıyor.

TOBB verilerine göre… Ocak-temmuz döneminde… Geçen yılın aynı dönemine göre kapanan şirket sayısı yüzde 28.3 arttı. Buna karşılık açılan şirket sayısı yüzde 14.5 oranında geriledi.

İŞLERİN KÖTÜYE GİDECEĞİNİN İŞARETLERİ

Her türlü işsizlik artıyor; dar tanımlısı da gerçek işsizliği yansıtan geniş tanımlısı da…

TÜİK’e göre işsiz sayısı sadece 234 bin arttı, 3 milyon 305 bin oldu.

Ama işsiz sayılmayan ‘umutsuz’, iş aramayan fakat iş bulsa çalışmaya hazır milyonlar… Haftada bir iki saat, geçici iş bulduğu için işsiz sayılmayanlar… Hepsi dahil edildiğinde işsiz sayısı 12 milyona dayanıyor!

DİSK’in hesabına göre son bir ayda 1.7 milyon kişi dahil oldu bu kervana! Geniş tanımlı bu işsizlik oranı pandemi döneminin üzerinde, yüzde 29.2’lik oranıyla

***

İşsizlik, alım gücünün düşüşü vatandaşı giderek tüketemez hale getirdi. Tüketim bu yılın ikinci çeyreğinde geçen yüzde 16 düzeyinden 1.6 düzeyine geriledi.

Vatandaş tüketemez hale geldikçe sanayi geriliyor.

Bakın imalat sanayine… Yüzde 2.5 büyüme döneminde yüzde 2.9 küçüldü. Bu pandemi yılı olan 2020’den beri görülen en kötü performans.

Sanayi artışı bir önceki çeyreğe göre yüzde 0.07 oldu. Yok hükmünde. Durgunluğun göstergesi.

***

Kapasite kullanım oranı da yüzde 75.4’e geriledi.

Bu veri dışında işlerin daha da kötüye gideceğinin başkaca göstergeleri var

Misal… Ekonomik büyümenin öncü göstergesi olan İstanbul Sanayi Odası Türkiye imalat PMI raporu.

Rapora göre; ağustos ayında, iki yıldan biraz uzun bir süredir ilk kez, takip edilen on sektörün tamamında üretim daralması yaşandı.

Üretimde en sert gerileme tekstil ürünlerinde kaydedildi!

Yeni alınan siparişler aylardır geriliyor. İmalatçılar, gelecek 3 aya ilişkin karamsar!

Reel kesim güven endeksi, işlerin giderek bozulmaya başladığını gösteriyor; ekonomiye güven 39 ayın dibinde.

İç pazar daralırken gelecek üç ayda ihracat siparişlerinin azalması da bekleniyor, dış pazarlar da daralıyor. 

İşsizlikte görülen artışlar, Şimşek programının ekonomik sonuçlarının acı çıktısıydı! Lakin bu göstergeler de işsizliğin artacağının göstergesi.

Firmaların gelecek üç ayda istihdama ilişkin beklentileri bozulmuş durumda; Bu ‘İşsizliği artıracağız’ beyanı olarak okunabilir.

İYİ Mİ KÖTÜ MÜ?

‘Cari açık küçülüyor’ diye övünüyor Bakan Şimşek.

İşlerin iyi gitmediği dönemlerde, ekonominin küçüldüğü ya da durağanlaştığı dönemlerde cari açık küçülüyor; ithalata bağımlılığın göstergesi.

Örneğin ekonomik büyümenin yüzde 1 bile olmadığı 2019’da 15 milyar dolar cari fazla verildi.

2024 ocak-haziran döneminde ara malları ithalatı yüzde 14.5 azaldı… Ekonomik yavaşlamanın etkilerinin ortaya çıktığının göstergesi…

Ekonomik soğumayla birlikte kış aylarında dar tanımlı işsizlik oranının 3-4 puan daha yükselmesi kuvvetle muhtemel.

***

TL ticari kredilerde faizin yüzde 59 olması şirketler için döviz ile borçlanmayı cazip kılıyor. Sadece mayıs ayında şirketlerin döviz borçları 10.5 milyar dolar arttı.

Şimşek cari açığın küçülmesiyle övünedursun… Şirketler olası bir kur sıçramasının yaratacağı krize zemin hazırlıyor.

***

Öte yandan tüketim mallarının ithalatı ise artıyor. Üst gelir grubunun keyfi gıcır! Dayağı ‘aşağısı’ yiyor.

Program, ekonomiyi krizden çıkarmak için emekçileri krizden krize itiyor: Yoksullaştırmak, işsiz bırakmak gibi…

Aynen devam’ diyerek orta vadeli program hazırlayan hükümet reform diye de…

Çoğalan işsizleri, cep harçlığıyla, geçici istihdam edip oyalamak… Ekonomik durgunluk koşullarında öğrencileri patronlar için ucuz emeğe dönüştürmek… Emeklilik yaşını 70’e yükseltip emekliliği fiilen kaldırmak gibi yeni silindirler ekliyor, emekçilerin üzerinden geçen!

ÖNCEKİ HABER

Akcanlar Tekstil direnişi 19. gününde: İşçilere yapılanları bütün dünyaya duyuracağız

SONRAKİ HABER

Direnişteki Menemen Belediye işçilerine polis barikatı

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa