05 Eylül 2024 11:00

PSAKD Ören Şubesi'nden "Barış" paneli: Barış hakkını ihlal ederek suç işliyorlar

Malatya'da Pir Sultan Abdal Kültür Derneği Ören Şubesi, "Dünya Barış Günü'nde Barışı Konuşuyoruz" başlıklı bir panel düzenledi.

Fotoğraf: Hasan Hüseyin Bozkuş/Evrensel

Paylaş

Hasan Hüseyin BOZKUŞ
Kıvılcım EFTELYA
Malatya

Pir Sultan Abdal Kültür Derneği (PSAKD) Ören Şubesi, Ören Konteyner Esnaf Çarşısı'nda, "Dünya Barış Günü'nde Barışı Konuşuyoruz" konulu bir panel düzenledi. Panele; 27. Dönem HDP Milletvekili Kemal Bülbül, EMEP MYK Üyesi Umut Yeğin ve filozof-yazar Mehmet Akkaya konuşmacı olarak katıldı.

Politik uygulamalardan kaynaklı bir barış sorunu yaşandığını söyleyen 27. Dönem HDP Milletvekili Kemal Bülbül, "Yani kastettiğim şu: devlet merkezli, AKP-MHP ittifakından kaynaklı faşizan bir tutumun toplumun zihnini berhava edip sürekli bir çatışma ortamı yaratması... İşte iki gün önce İstanbul'da Duhok'lu bir iş insanı, sırf Kürtçe konuştuğu için sokak ortasında bıçaklı saldırıyla öldürüldü" dedi. 

“BARIŞ HAKKINI İHLAL EDEREK SUÇ İŞLİYORLAR” 

BM'nin 26 Nisan 1945'te yayınladığı bildirgede barış hakkının var olduğuna değinen Bülbül, "Türkiye de bu sözleşmeye imza koyduğu için Anayasanın 90. maddesi gereği Türkiye'de bu yasa hükmündedir. Osman Kavala ve Selahattin Demirtaş hakkında AİHM'nin vermiş olduğu karar yasa hükmündedir. Şu anda Cumhurbaşkanı da Adalet Bakanı da AKP Hükümeti de tüm yargı yetkilileri de bu hakkı ihlal ederek suç işliyorlar” dedi.

"İKTİDAR, 'MİLLİ ÇIKAR' DİYEREK EMEKÇİLERİ İKNA ETMEYE ÇALIŞIYOR"

1 Eylül Dünya Barış Günü'nün 3. Dünya Savaşı tartışmalarıyla karşılandığını söyleyen EMEP MYK Üyesi Umut Yeğin, Ukrayna savaşında NATO'nun Rusya ile çatışma riski yaratacak hamlelerinin, Gazze'nin işgalinin ve burada İsrail'in özellikle İran'ı da savaşın içerisine çekmeye yönelik savaşı bölgeye yaymaya yönelik hamlelerinin 3. Dünya Savaşı tartışmalarını harlayan iki önemli sebep olduğunu belirtti. Dünyanın dört bir yanında silahlanma ve savaşa yönelik bir yatırımın olduğunu vurgulayan Yeğin, "Türkiye de bunun bir parçası haline gelmiş durumda. Dış politikası bakımından da hamaset söylemleriyle yıllardır devam eden Kürt sorunu ve Kürt halkının haklı taleplerini bastırma adına yaptığı işler var. Sınır ötesi operasyonları ya da silaha yönelik yaptığı yatırımları 'milli çıkar' diyerek işçileri, emekçileri, üretici köylüyü ikna etmeye çalışıyor” dedi.

Yeğin, iktidarın silahlanmaya ayırdığı payla işçileri, emekçileri sefalete sürüklediğini ve silahlanmanın, savaş yatırımlarının işçiler-emekçiler nezdinde hiçbir karşılığı, yararının bulunmadığını ifade etti. İşçilerin, emekçilerin çıkarının; bir savaş örgütü olan NATO'dan ve NATO'ya bağlı ilişkilerden çıkılması, bu ilişkilere tamamen son verilmesi olduğunu söyleyen Yeğin, "İzmir’deki savaş gemisinin bizim kıyılarımızda bulunması, Filistin'de, Gazze'de çocukların bombalanması bizim çıkarımıza değil. Ya da sınır ötesi operasyonlar ile Kürt halkının taleplerinin baskı altına alınması bizim çıkarımız değil. Başta Kürecik olmak üzere emperyalistlere ait bütün üslerin bir an önce kapatılması, İsrail ile olan tüm anlaşmaların iptal edilmesi bizim çıkarımızdır" diye vurguladı.

"BARIŞÇIL VE DEMOKRATİK ÇÖZÜM İŞÇİ VE EMEKÇİLERİN ÇIKARINA"

Yeğin "milli güvenlik", " ülkedeki huzur" denilerek sürdürülen sınır ötesi operasyonların bir an önce son bulması ve Kürt sorununun savaşçıl yöntemlerle değil barışçıl, demokratik çözümü için bir an önce adım atılması gerektiğini belirterek "Halkın muhatap alınması, halkın seçilmiş temsilcilerinin yerine yani belediyelerine kayyum atanmaması, cezaevinde bulunan siyasi tutsakların bir an önce serbest bırakılması ve başta anadilde eğitim gibi Kürt halkının demokratik ve eşitlik taleplerinin bir an önce kabul edilmesi işçilerin, emekçilerin çıkarıdır” dedi. 

"ARTI DEĞER SAVAŞLARIN YOL HARİTASINI ORTAYA ÇIKARIYOR"

Filozof-yazar Mehmet Akkaya ise, "Toplumda, sanki savaş her tarihsel dönemde varmış gibi söylenir. Oysa hem burjuva hem Marksist antropologlar bu görüşü yanlışlıyor. İnsanlık evrimleşme süresinde esas olarak klan/kandaş/kabile dediğimiz geleneklerden geliyor. Sınıfın, sömürünün, devletlerin, silahların olmadığı bir dönemden bahsediyoruz. Dolayısıyla barış dönemi bu komünal dönemdir. Yani öyle her zaman savaş vardı gibi bir yaklaşım gerçekleri yansıtmıyor” dedi.

Savaş tartışmalarında Anadolu ve Mezopotamya uygarlıklarına gönderme yapıldığını söyleyen Akkaya, "Çünkü klan ve kandaş toplumları eşitlikçi toplumlardı. Burada savaş söz konusu olmayacağı için bir barış tartışması da söz konusu değildi. Bir toplumsal üretim, toplumsal zenginlik açığa çıktığında, modern terimle söylersek artı değerin ortaya çıkması ve bunun bir birikime yol açması aynı zamanda savaşların da bir yol haritasını ortaya çıkarıyor” diye belirtti.

ÖNCEKİ HABER

Para halterde Nazmiye Muratlı, kadınlar 45 kiloda bronz madalya elde etti

SONRAKİ HABER

Onur Yaser Can davası: Sanık polislerin ifadeleri alınmalı

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa