Hopa’da yaralananların ifadesi ortaya çıktı: "Önce havaya, sonra bize ateş etti"
Hopa'da ormanı korurken saldırıda yaralananların ifadesi saldırının arkasında birilerinin olduğu şüphesi uyandırdı. Yaralı Ersan Koyuncu F. M’nin telefonla birine "Ne yapalım" diye sorduğunu aktardı.
Fotoğraf: ANKA
Özer AKDEMİR
İzmir
Artvin Hopa Cankurtaran ormanını korumak isterken ağaçları kesmek isteyen şirket çalışanlarının silahlı saldırısına maruz kalarak yaralananların ifadeleri saldırının arkasında başka birilerinin de olduğu şüphesini doğurdu. Yaralılardan Ersan Koyuncu silahlı saldırıdan önce tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakılan F. M’nin telefonla birini arayarak “Buralar karıştı ne yapalım” dediğini aktardı.
REŞİT KİBAR “BENİ DE BEKLEYİN DİYE TELEFONLA ARADI”
Reşit Kibar adlı köylünün yaşamını yitirdiği silahlı saldırıda yaralananlardan Gökhan Koyuncu’nun ifadesi Merkez Jandarma karakolunda, saldırının olduğu akşam saat 20.00 sularında ifadesi alındı.
İfadesinde TIR şoförlüğü yaptığını belirten Koyuncu, Çifteköprü köyünde yapılacak olan mesire alanına köylüler olarak karşı çıktıklarını, buna karşı zaman zaman eylemlerde bulundukları aktardı. 3 Eylül tarihinde bu mesire alanına iş makinelerinin gittiğini öğrenince bir araçla Borçka Çifteköprü köyüne gitmek için hareket ettiklerini dile getirdi. Bu arada saldırıda yaşamını yitiren Reşit Kibar’ın yanındaki Dursun Ali Koyuncuyu arayarak TIR’la Şavşat İlçesine gittiğini, TIR’da ailesinin de olduğunu ve kendisinin de mesire alanına gideceğini ve beklemelerini söylediğini ifade etti.
F.M: “BİZ EMİR KULUYUZ!”
Koyuncu sonrasını şöyle anlattı; “Biz bakımevi istasyonunun orda topladıktan sonra babama ait olana araca binerek mesire alanının yapılacak olduğu alana orman yolundan ilerlemeye başladık. Mesire alanının yapılacağı alana geldiğimizde olay yerinde F. M, Süleyman Bamya, Recep Bamya, Muhammet Ustabaş ve ismini bilmediğim bir şahıs daha vardı. Biz oraya gittiğimizde iş makinesinin çalışmadığını gördük. Biz hep birlikte araçtan indikten sonra burada bulunan F. M. ve Muhammet’e hitaben ‘Buradan pılımızı pırtınızı toplayın ve gidin, bizim bu işe karşı olduğumuzu bildiğiniz halde niye geldiniz’ dedik. F. ise cevaben ‘biz emir kuluyuz’ dedi. İş makinesinin yanında bulunan Süleyman ve Recep'e ‘makinenin yanından ayrılın buradan gidin' dedik. Süleyman'da bize bağırarak ‘makine zaten arıza yaptı’ dedi ve yanımıza geldi. Sonra aramızda tekrar sözlü tartışma devam ederken ben Süleyman ve Recep'e ‘bizim köyde yaşıyorsunuz, bizim bu işe karşı olduğumuzu bildiğiniz halde niye bize karşısınız” diye söylemlerde bulundum. Bu esnada bu sözlü tartışma yumruklu kavgaya dönüştü”
"USTABAŞ BACAKLARIMA ATEŞ ETTİ"
Çıkan tartışma sırasında araçların camının kırılması üzerine Muhammet Ustabaş’ın belinden tabancayı çıkararak havaya iki el ateş ettiğini aktaran Koyuncu, “Tekrar 2 el yere ateş edince ben kendisine doğru yöneldim. ‘Ne yapıyorsun sen, bize mi silah doğrultuyorsun’ dedim. Sonra benim bacaklarıma doğru 1 el ateş etti ama isabet ettiremedi. Ben sonra Muhammet'in üzerine giderek sakinleşmesini söyledim o benim kavga amacıyla üzerine gitmediğimi anlayınca başkaca ateş etmedi. Ben kendisinin yanaklarını tutarak ‘biz seninle aynı köylüyüz senin bizim yanımızda olman gerekir silahı kaldır at başımızı belaya sokacaksın’ dedim. Kendisi de ‘ben zaten sizin yanınızda olmak için buraya geldim’ dedi ve Muhammet silahı beline koydu” ifadeleriyle anlattı.
JANDARMA ADAMIN SİLAHINI ALIN DİYEN DURSUN ALİ’YE SAKİN OL DEDİ
Ortalık biraz sakinleştikten sonra tekrar tartışmanın başladığını belirten Koyuncu, o sırada bölgeye beyaz renkli araçla iki kişinin geldiğini anlattı. Koyuncu, “Beyaz renkli araç içerisinde bulunan iki kişi döneceklerini el işareti ile gösterdikten sonra Dursun Ali kendilerine ‘sonra dönersiniz adamın silahı var müdahale edin’ dedi. Onlar yine döndü ve oldukları yerde durdular. Bu esnada Muhammet Ustabaş aracın gidiş istikametinde alt tarafındaydı tabi bu esnada sözlü tartışma ve küfürleşmeler devam ediyordu. Bende araçtaki komutanlara adamın silahını almalarını söyledim onlarda bana sakin ol dediler. Devamında tartışma devam ettiği için Muhammet belinden silahı çıkarıp doldurdu. Reşit abi Jandarma aracının arkasına geçmeye çalışırken Muhammet bir el ateş etti. Ben Reşit abinin vurulduğunu o an anlayamadım. Sonra Ersan Koyuncu Muhammet'e doğru yöneldiğinde, Muhammet Ersan'ı bacağından vurdu. Ersan'ın yere düştüğünü gördüm ve Ersan'ın yanına gittiğimde Muhammet bana da ateş etti ve bende bacağımdan vurularak yere düştüm. O esnada Muhammet aşağı doğru kaçmaya başladı. Reşit abinin bulunduğu tarafa geçtik ve karnında kanaması olduğunu gördüm. Tişörtümü çıkartıp tampon yaptım, ambulans ve yardım diye bağırdım. Sonra Jandarma aracının Muhammet'in peşinden gittiğini gördüm. Muhammet'i yakaladıklarını akşama doğru öğrendim” diye aktardı.
"REŞİT ABİ TÜNELİ GEÇERKEN FENALAŞTI"
Koyuncu ifadesin de, babasına ait araçla ağır yaralı Reşit Kibar’ı da alarak Hopa Devlet Hastanesine doğru yola çıktıklarını, Cankurtaran tüneli mevkiinde aradıkları ambulansla karşılaşmalarına rağmen durmayıp hastaneye gittiklerini, Reşit Kibar’ın tüneli geçerken fenalaştığını söyledi.
“BEN KİME İSTERSEM ONA SIKAR”
Telefonla ulaştığımız diğer yaralı Ersan Koyuncu ise hastaneye gittiğini, kurşunun dizkapağına geldiği için durumunun kötü olduğunu söylemekle yetindi.
Koyuncu dün Sendika.org sitesine yaptığı açıklamada F. M’ün tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakılmasını “F. M nasıl bırakıldı, şok içindeyim. Arbede sırasında F. M telefonla birini arayarak “Buralar karıştı, ne yapmamızı istiyorsunuz?” dedi.
Daha sonra Muhammet Ustabaş araba içinden silahı aldı. “Ne oldu, bizi mi vuracaksınız?” dediğimiz de F. M’nin “Silah benim, ben kime istersem ona sıkar” dediğini duydum” dedi.