Saha araştırması: Kürt seçmen erken seçim istiyor
Kürt seçmenler ile yüz yüze yapılan saha araştırmasına göre Kürt illerinde erken seçime destek oranı yüzde 68, Türk illerindeki destek oranı ise yüzde 64,8 çıktı.
Azad Barış | Fotoğraf: Şerif Karataş/Evrensel
Kürt seçmenlerin tercihine yönelik yapılan saha araştırmasında erken seçim çıktı. Bin 508 kişiyle yüz yüze yapılan saha araştırmasına göre, Kürt illerinde Kürt seçmenin erken seçime destek oranı yüzde 68, Türk illerindeki Kürt seçmenin destek oranı ise yüzde 64,8 çıktı. Erken seçim talebi büyük oranda ekonomik sebeplerden kaynaklanırken, erken seçimi en çok dillendirenler ise düşük gelir grubundakiler oldu.
Spectrum House Düşünce ve Araştırma Merkezinin 15-28 Ağustos tarihleri arasında 12 ilde gerçekleştirdiği "Kürt Seçmen Eğilimi ve Performans Ölçümü Raporu" kamuoyu ile paylaşıldı. Raporun araştırma ve çalışma ekibinde Zeki Gürür, Dr. Azad Barış, Yusuf Buzgan; Saha Koordinasyonunda Demet Sabuncuoğlu; veri analizinde Deniz Nilüfer yer alırken, tasarımını Hunav Altun yaptı. Araştırma raporu Dr. Azad Barış tarafından basınla paylaşıldı.
Türkiye'nin son yıllarda sosyal, siyasal, ekonomik ve idari alanlarda çok yönlü krizlerle karşı karşıya olduğu ifade edilen raporda, 14-28 Mayıs 2023’te gerçekleştirilen genel ve cumhurbaşkanlığı seçimlerinin üzerinden geçen sürede, ülkenin temel sorunlarının çözülmediği aksine sorunların daha da kökleştiği vurgulandı. Ekonomik belirsizliklerin, toplumsal kutuplaşma ve bürokratik kurumların zayıflaması gibi yapısal krizlerin, Türkiye’yi her geçen gün daha kırılgan bir hale getirdiği, halkın siyaset kurumu başta olmak üzere siyasal aktörlere olan güveninin erozyona uğradığı kaydedildi.
MUHALEFETİN PASİF BEKLEYİŞİ
Muhalefet bloklarının, bu çoklu krizlerin çözümü ve Türkiye için yeni bir sayfa açmak adına gerekli olan proaktif stratejilerden uzak durduğu, iktidarın kendiliğinden yıpranmasını bekleyen edilgen bir politik tutum sergilediğine dikkat çekildi. Bu tutumun muhalefetin toplum nezdinde giderek daha zayıf bir konuma sürüklenmesine neden olduğu belirtilen raporda "İktidar blokunun zaman kazandıkça gücünü pekiştirme çabası, muhalefetin ise pasif bir bekleyişle yetinmesi, Türkiye’nin siyasal geleceğini daha da belirsiz hale getirmektedir” ifadelerine yer verildi.
Raporda araştırmanın Kürt seçmenlerin siyasal eğilimlerini, siyasi partilerin performanslarına dair algılarını, beklentilerini ve yarın bir seçim olsa hangi partiye oy verme eğiliminde olduklarını anlamaya yönelik olarak gerçekleştirildiğine dikkat çekildi.
21 KENTTE SAHA ARAŞTIRMASI
15-28 Ağustos tarihleri arasında, 18 yaş ve üzeri, kendini Kürt olarak tanımlayan bin 508 katılımcı yüz yüze ve ucu açık sorularla yapılan araştırma, Ağrı, Antep, Batman, Bingöl, Diyarbakır, Hakkâri, Mardin, Şırnak ve Van olmak üzere 9 Kürt ilinde ve İstanbul, Ankara ve Mersin olmak üzere 3 büyükşehirde gerçekleştirildi. Katılımcıların yüzde 53,8’i erkeklerden, yüzde 46,2’si ise kadınlardan oluştu. Yaş dağılımı ise şöyle oldu:
DEMİRTAŞ’A DESTEK YÜZDE 51,2
Araştırma bulgularına göre;
Kürt illerinde "Bu pazar cumhurbaşkanlığı seçimi olsa kime oy verirsiniz?" sorusuna kararsızlar dağıtıldıktan sonra verilen yanıtlar şöyle: Yüzde 51,2 Selahattin Demirtaş, yüzde 20,5 Recep Tayyip Erdoğan, yüzde 9,6 Ekrem İmamoğlu, yüzde 5 Özgür Özel, yüzde 3,3 Mansur Yavaş.
Kürt illerinde Demirtaş daha fazla desteklenirken, ana muhalefet partisi adaylarının toplam oy oranları Erdoğan’dan daha düşük oldu. Kürt illerinde milletvekili seçimlerine DEM Parti yüzde 60,8 AKP yüzde 21,2, CHP yüzde 10,1, YRP yüzde 3,3, Hüda Par yüzde 2 oranında destek alırken, Türk illerinde DEM Parti yüzde 49,8, CHP yüzde 24,7, AKP yüzde 18,6, YRP yüzde 2,4 destek çıktı.
CHP ve YRP’nin oylarında artış, DEM Parti oylarında kısmi durağanlık, AKP oylarında ise düşüş eğilimi gözlemlendi.
Seçmenlerin yaklaşık üçte biri kararsız ya da oy kullanmama eğiliminde.
MUHALEFET ALTERNATİF SUNAMIYOR
Yaklaşık her üç seçmenden birinin oy vermeme eğiliminde olmasının, seçmenlerin siyasi belirsizlik ve memnuniyetsizlik yaşadığını ortaya koyduğu vurgulanıyor: "Bu eğilim, özellikle iktidar bloğunda yoğunlaşmakta; seçmenler AKP’den uzaklaşıyor ancak alternatif bir partiye yönelmekte tereddüt ediyor. Bu durum, mevcut siyasi iklimde bir umutsuzluk ve kararsızlık hali olduğunu ortaya koyuyor. Seçmenlerin alternatif partilere yönelmemesi, muhalefetin etkili bir alternatif sunamadığını veya seçmenlerin mevcut seçenekleri yetersiz bulduğunu ortaya koymaktadır. Bu kararsızlık, seçim sonuçlarını köklü şekilde etkileyen, iktidar ile muhalefet dinamiklerini belirleyen bir faktör."
Kürt ve Türk illerinde oy verme davranışında belirgin farklar olduğuna dikkat çekilen raporda CHP Türk illerinde yaşayan Kürt seçmenlerden yüksek oy alırken, DEM Parti’nin Kürt illerindeki oy oranı ve seçmen katılımının düşüş gösterdiği belirtildi.
31 Mart 2024 yerel seçimlerinde katılımcıların oy vermiş olduğu partiyi tercih etmelerinin sebeplerine bakıldığında yüzde 30,1’i parti sadakatini, yüzde 27,6’sı parti liderini, yüzde 24,1’i parti programı ve politikalarını, yüzde 9,3’ü partinin yönlendirmesini, yüzde 8,8’i ise partinin adaylarını en önemli neden olarak belirttiği ifade edildi.
Kürt illerinde parti sadakati yüzde 34,2, lider yüzde 31, program ve politikalar yüzde 21,6, adaylar yüzde 7,9, yönlendirme yüzde 5,4 oldu. Türk illerinde ise parti sadakati yüzde 20,2, lider yüzde 19,7, program ve politikalar yüzde 30,5, adaylar yüzde 11,1, yönlendirme yüzde 18,5.
Kürt illerinde parti sadakati, Türk illerinde ise parti programı ve politikaları daha belirgin bir etken olarak öne çıkıyor.
Öte taraftan Türk illerinde yönlendirme etkisi de öne çıkıyor.
Türk illerinde yaşayan Kürt seçmenlerin oy verme davranışının esnek ve pragmatik tutumlarla birleşerek yeni bir fenomen ortaya çıkardığı da ifade ediliyor. Parti programı ve politikalarıyla ilgili memnuniyetsizlik sebebiyle parti tercihini değiştirenlerin oranı yüzde 27,6. Diğer nedenler arasında yüzde 20,8 işleyiş ve liderlik şüpheleri, yüzde 16,8 aday beğenmeme, yüzde 15,8 başka partilerin politikalarına yakınlık, yüzde 10,4 ittifak sorunları, yüzde 5,9 yerel yönetim performansına memnuniyetsizlik ve yüzde 2,8 dış politika ve güvenlik meseleleriyle ilgili memnuniyetsizlik yer alıyor.
YÜZDE 67,1 ERKEN SEÇİM İSTİYOR
Katılımcıların yüzde 67,1’i erken seçim yapılmasını desteklerken, yüzde 27,7’si karşı çıktı. Kararsızların oranı yüzde 5,3.
Kürt illerinde erken seçim destek oranı yüzde 68, Türk illerinde ise yüzde 64,8. DEM Parti ve CHP’li katılımcılar erken seçim çağrısını en yüksek oranlarda desteklerken, AKP’liler, en düşük oranda destekliyor.
Erken seçim talebinin büyük oranda ekonomik sebeplerden kaynaklandığı, özellikle düşük gelir grubundakilerin erken seçim isteğinin daha yüksek olduğu görülüyor.
Katılımcıların neden erken seçim istediklerine bakıldığında yüzde 36,7 ile “kötü ekonomi” seçeneğini öne çıkıyor. Bunu yüzde 28,9 ile “iktidar değişmeli”, yüzde 13,3 “Türkiye’nin geleceği”, yüzde 5,1 “adaletsizlik” gerekçeleri izliyor.
Katılımcıların yüzde 66,2’si bugüne kadar DEM Parti’ye (HDP-Yeşil Sol Parti) oy verdiğini belirtirken, yüzde 33,8’i hiç oy vermediğini söyledi. Bölgesel dağılımda, Kürt illerinde DEM Parti geleneğinden gelen partilere oy verenlerin oranı yüzde 70, Türk illerinde ise yüzde 60. Katılımcıların yüzde 48,9’u DEM Parti’nin yerel seçim performansını "başarılı", yüzde 28,4, "başarısız", yüzde 22,7’si ise "ne başarılı ne de başarısız" buldu. DEM Partililerin yüzde 73,3’ü, CHP’lilerin yüzde 48,1’i, AKP’lilerin yüzde 20,8’i ve oy kullanmayanların yüzde 40,5’i DEM Parti’nin yerel seçim performansını başarılı buldu.
Katılımcıların DEM Parti’nin Kürt seçmenlere yönelik hangi politikaları geliştirmesi gerektiği sorusuna verilen yanıtlar değerlendirildiğinde; özellikle Kürt illerinde yaşayan katılımcılar, DEM Parti’den Kürt meselesinin çözümü ile ilgili konulara yönelik (barış, adalet, eşitlik, anadilinde eğitim gibi) politikalar geliştirmesini bekliyor.
EN ÇOK BEĞENİLEN SİYASİ LİDERLER
Katılımcıların en çok beğendiği siyasi liderlerde ise Abdullah Öcalan, Selahattin Demirtaş ve Gültan Kışanak toplamda yüzde 51,7'li dilimi, Recep Tayyip Erdoğan, Hakan Fidan ve Devlet Bahçeli yüzde 15,3'lik dilimi, Ekrem İmamoğlu, Özgür Özel ve Mansur Yavaş ise yüzde 9,2'lik dilimi paylaşıyor. Beğendiği lider olmadığını söyleyenlerin oranı ise yüzde 21,7 olarak ölçüldü.
Katılımcıların en çok hangi görüşe daha yakın hissettiklerine dair yanıtlarda yüzde 34,9 Kürt milliyetçisi, yüzde 23,2 muhafazakâr, yüzde 19,9 sosyalist, yüzde 5,5 liberal, yüzde 4,9 Türk milliyetçisi olarak öne çıktı. "Diğer,” “cevap/fikrim yok” ve “hiçbiri” diyenlerin toplamı ise yüzde 11,7.
BASKI POLİTİKALARI KÜRT KİMLİĞİNİ SAHİPLENDİRİYOR
Kürtlerin yaşadıkları coğrafyaya göre kimlik algılarının, bu kimliğe dair kültürel konumlanışları ve politik tutumlarının Türk ve Kürt illerinde yaşanan siyasi, ekonomik ve idari faktörlere bağlı olarak farklılaştığına vurgu yapılırken, "Özellikle 2015’ten sonra tekrar ivme kazanan baskıcı politikalar, otoriterleşme ve merkezileşme eğilimleri, Kürt kimliğinin daha derin bir şekilde sahiplenilmesini de beraberinde getirdi. Uygulanan baskıcı politikalara karşı Kürt kentlerinde yaşayan Kürtler, kimliklerini koruma ve kültürel değerlerini yaşatma konusunda daha güçlü bir motivasyona sahipken, Türk illerinde yaşayan Kürtler, yalnızca rejimin baskıcı politikalarıyla değil, aynı zamanda egemen ulus anlayışının yaygın olduğu bir toplumsal yapı ile de karşı karşıya kalmaktadırlar. Bu durum, Türk illerinde yaşayan Kürtlerin kimliklerini ve kültürel değerlerini aşındırmakta, fakat aynı zamanda Kürt kimliğine politik bir anlam yükleyerek Kürt meselesi ile ilgili konularda temel ve köklü bir değişimi beraberinde getiren yeni bir dinamik olarak ortaya çıkmaktadır” ifadelerini yer verildi.
Farklılaşmayı anlamak için Türkiye’nin Kürtlere yönelik tarihsel politikalarını ve Kürt bölgelerine uyguladığı güvenlik eksenli yaklaşımları incelemekte fayda olduğuna vurgu yapılan raporda, "Türk illerinde yaşayan Kürtlerin asimilasyon sürecine daha fazla maruz kalmaları, kimliklerini koruma konusunda daha pasif bir tutum geliştirmelerine neden olurken, Kürt illerindeki Kürtler daha dirençli bir kimlik savunusu içinde bulunmaktadırlar. Bu durum da bölgesel faktörlere bağlı olarak politik tutumları farklılaştırmakta, beklenti, algı ve memnuniyetleri değiştirmektedir” denildi.
Kürtlerin yaşadıkları yerlerin onların sosyal, psikolojik ve politik eğilimlerini de etkilediğine dikkat çekilen raporda şunlar belirtildi: "Kürt illerinde ve Türk illerinde yaşayan Kürtler arasında bu konularda giderek artan bir farklılaşma gözlemlenmektedir. Kürt illerinde yaşayan Kürtlerde daha içe kapanmacı bir sosyal ve politik eğilim ortaya çıkarken, Türk illerinde yaşayan Kürtlerde pasifist söylemlerle örtüşen fakat pratikte radikal beklentilere sahip bir tutum gözlemlenmektedir. Kürt illerinde yaşayan Kürtler, kimliklerini ve kültürlerini koruma kaygısıyla daha izole bir yaşam tarzı benimserken, Türk illerinde yaşayan Kürtler, içinde bulundukları toplumla etkileşim içinde olma durumundan kaynaklı daha esnek, pragmatik ve stratejik yaklaşımlar geliştirmektedirler."
Bu farklılaşmayı anlamak için Kürtlerin bulundukları yerlerdeki sosyo-ekonomik koşulları, güvenlik endeksli yaklaşımların sebep olduğu reaksiyonları, yerel yönetimlerin politikalarını ve bu bölgelerdeki sosyo-psikolojik durumu incelemekte yarar olduğu belirtildi. Bu yeni dinamikleri anlamak için Kürt siyasi hareketinin tarihsel gelişimini, DEM Parti, Demokratik Bölgeler Partisi başta olmak üzere Kürtlerden en çok oy alan partilerin rolünü incelemenin oldukça önemli olduğu dile getirildi. Kürtlerin farklı coğrafyalarda yaşadıkları deneyimlerin onların siyasal taleplerini ve Kürt meselesinin çözümü ile ilgili parametreleri şekillendirdiği ifade edilen raporda, bu farklılıkların Kürt meselesinin çözümünde dikkate alınması gereken önemli unsurlar olduğu kaydedildi. Kürt illerinde ve Türk illerinde yaşayan Kürtler arasındaki bu farklılaşmaların Kürt kimliği ve Kürt meselesine dair yeni bir değerlendirme yapılmasını gerektirdiği, farklılıkların göz ardı edilmesinin çözüm dinamiklerinin anlaşılmasının önünde ciddi engeller yaratacağı belirtildi. (İstanbul/EVRENSEL)