06 Eylül 2024 15:01

Dr. Şenol: Toplum akıldan, akademi bilimden uzaklaşıyor

Prof. Dr. Esin Şenol, Türkiye'deki akademik ve toplumsal gelişmeleri eleştirerek, bilimsel temele aykırı uygulamalara dikkat çekti.

Prof. Dr. Esin Şenol | Fotoğraf: Kişisel arşiv

Paylaş

Kübra KIRIMLI
Ankara

Yakın zaman önce mücadele ettiğimiz küresel bir salgın (Pandemi) olan Covid-19 Pandemisinde adını sıkça duyduğumuz hekimlerden biri oldu Esin Şenol. Adeta pandemi sürecinde neyi yapıp neyi yapmamamız noktasında bir kılavuz oldu.

Öyle ki bir hekim olarak hem unutmamak hem de unutturmamak adına gün gün yazdığı notlarından "salgının seyir defteri" kitabını çıkardı. Ancak bu kadar kolay değildi yaşadıkları. Aşı karşıtlarının hedef gösterdiği, ancak kendisinin bilimden başka yola savrulmadığı ve yaşamıyla tehdit edildiği Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Esin Şenol ile konuştuk. Türkiye'de adaletin ve sağlığın korkunç bir eksende ilerlediğini söyleyen Dr. Şenol, "Toplum hızla bilimden ve akıldan uzaklaşıyor, bunu net olarak görebiliyoruz. Kaybolan çocuk (Narin) olayında da görüyoruz bunu. Toplum böyle iken akademi de üniversitelerde de vaziyet iyi değil. Bilimin b'sini akademide, koridorlarda arar vaziyetteyiz. Türkiye'de akademinin kendisi bilimden koptu. Akademi hurafeye sürükleniyor.Tamamlayıcı tıp dediğimiz şey için ülkenin bilim kurumu, TÜBİTAK çağrı açıyor; 'ülkedeki endemik bir bitki faydalı mı' diye, araştırabilirsiniz diye. Bu tıbbın temeline aykırıdır. Birbiriyle çelişen şeyleri uygun bir temel varmış gibi tartışamayız. Yine söylüyorum Türkiye'de büyük bir akıldan kopma var" diye konuştu.

Bilimi savunan bir hekim olarak aylarca süren tehditlerin hedefi oldu. Yaşadıklarımın ancak bir kısmını kamuoyu ile paylaştım diyen Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Esin Şenol ile konuştuk. Tıp hekimlerinin AKP iktidarları döneminde özellikle de Pandeminin başından bu güne tehditlere maruz kaldığını ifade eden Dr. Şenol "Oydaşlık temelli kamu desteğini yanında gören iktidar, bunu hissetmeye başlayınca gerçekleri sakladı. Bu iktidarın elindeki en önemli kozlardan biri oldu. Gerçekleri söyleyen bizlerinde başı ya canıyla ya işiyle bir şekilde tehdit edildik" dedi.

"BUGÜNLERDE HERKESİ TEHDİT EDEN AYHAN OGAN, BENİ ÖLDÜRMEK İSTEYEN KİŞİYE PLAKET VERMİŞTİ"

Başta bilimi ardından aşıyı savunan bir hekim olarak maruz kaldığı tehditlerin büyük kısmını kamuoyundan gizlediğini ifade eden Dr. Şenol süreçte yaşadıklarını öyle anlattı:

"Süreci, yaşadıklarımı tam manasıyla kamuoyuna yansıtmadım çünkü moral bozukluğu yaratmak istemedim. Buna meydan vermemek için 7 kere elektronik kelepçe kırıp ensemde yakalandığını, evimin 1 km uzağında yakalandığını, sırf bu nedenle 3 kere kısa süreli hapse girdiğimi kamuoyuna açıklamadım. Bir gün İstanbul'da ilk kitabımı imzalayacaktım, etkinlik başladıktan kısa süre sonra Şişli Emniyeti beni oradan uzaklaştırıp, bir otel odasına götürmüştü, bunları anlatmadım. Tehditler benimle de sınırlı kalmadı hatırlayacaksınız, beni yani bilimi destekleyen insanları kağıt peçeteye yazılmış şikayetlerle Cumhuriyet Savcılığına çağırtarak ifade verdirdiler. Peki biz bu süreçte durduk mu, durmadık.

"ŞİKAYETLERİM SONUÇSUZ KALDI"

Avukatım 14 kez şikayette bulundu, ancak kimseyi bize uygulanan muamele gibi hakkınızda şikayet denilerek hızlıca çağırmadılar. Sonra sıra aileme geldi. İsimleriyle ailem sosyal medyada paylaşıldı. Bugünlerde herkesi tehdit eden, Cumhurbaşkanı Danışmanı olduğunu söyleyen Ayhan Ogan adında bir kişi var ya; bu kişinin elinden bana bu girişimde bulunup söz konusu kriminal videoları yayınlandıktan sonra; 'içeri girecek', 'bugün hayatı sona erecek', 'buradan da İstanbul'a gideceğim, öbür sarışını yakalacağım' gibi mesajlar yayımlandı, ardından da Beştepe'den resimler yayınladı. Ayhan Ogan tarafından kendisine plaket verildi. Demem o ki bu aşı karşıtlarının, hurafecilerin, safsatacıların saldırısı değildi."

"VİCDANLARIN KABUL ETMEYECEĞİ KORKUNÇ ŞEYLER YAŞADIK"

Kendisini tehdit eden kişinin trafik kazasında hayatını kaybettiğini hatırlatan Dr. Şenol, "Kendisi sahte bir doktordu. Kanser hastalarını tedavi ettiğini söylüyordu, kim bilir kaç kişinin ölümüne neden oldu. Mehmet Ceyhan, Bengü Başer gibi hekimler gerçekleri konuşunca, bilim insanlarının sahneye çıkmasından rahatsız oldular. Çünkü kazançlarından oluyorlar; ot, bitki, çöpten kazanç sağlıyorlar. Sağlık rantın döndüğü, paranın büyük olduğu bir yer. Ancak bilimi karşılarına alacak kadar entelektüel kapasiteleri yok! Sadece yolunda işleyen süreçlerine engel olmamızı istediler. Ve hem yargı hem de sistem tarafından tolere edildiler. Korkunç, kabul edilemeyecek kadar acıklıydı yaşadıklarımız. Sadece bizler de değil; hekimler, sağlıkçılar ölürken el altından aşılar yapıldı, hastalar ambulans beklerken Meclis'teki vekilleri evlerinde tomografi ve MR'lar ile üstelik kamu hekimleri görevlendirilerek izlediler. Maalesef Türkiye'de iki şey korkunç ilerliyor; biri adalet diğeri sağlık. Dolayısıyla bu ülkede sistemi sorgulayan, gerçekleri açıklayan herkes buna maruz kalacak!" diye konuştu.

"BİLİMİN B'SİNİ ARAR VAİZYETTEYİZ"

Şu aralar kendisini üzen önemli bir sorunu dile getiren Dr. Şenol, "Toplum hızla bilimden ve akıldan uzaklaşıyor, bunu net olarak görebiliyoruz. Kaybolan çocuk (Narin) olayında da görüyoruz bunu. Barbarlık düzeyinde bir şiddet eğilimi var. Toplum böyle iken akademi de üniversitelerde de vaziyet iyi değil. Bilimin b'sini akademide, koridorlarda arar vaziyetteyiz. Bir defa hem akademisyen bilim insanı değil. Çok az insan bilimle uğraşıyor. Tartışma konusu oldu; topuk kanı meselesi. Toplumda inanılmaz aşı karşıtlığı var bir defa buna dikkat çekmek gerek. Aşı karşıtlığı bir fikir tartışması değildir. Tıp bilimini toptan reddetmektir. En temel uygulamayı toptan reddetmektir.Topuk kanının alınmasına karşı olmak tıbbı reddetmektir. Tıp insan sağlığı için çalışan, bilimin yöntemlerini kullanan bir disiplin. Bunu Amerika'da tartışıyormuş gibi tartışmayı da ben kabul etmiyorum. Türkiye'de akademinin kendisi bilimden koptu. Akademi hurafeye sürükleniyor. Tamamlayıcı tıp dediğimiz şey için ülkenin bilim kurumu, TÜBİTAK çağrı açıyor; 'ülkedeki endemik bir bitki faydalı mı' diye, araştırabilirsiniz diye. Evet bazı bitkilerden çok şahane yara ürünleri yapılabilir, cilt bakım ürünleri yapılabilir ama hiçbir bitkinin ne yenilmesi ne içilmesi, ne göze sürülmesi gibi gibi kullanımı emniyetli değil. Bunun araştırması olmaz! Bu tıbbın temeline aykırıdır. Birbiriyle çelişen şeyleri uygun bir temel varmış gibi tartışamayız. O yüzden yine söylüyorum Türkiye'de büyük bir akıldan kopma var" dedi.

"22 ASİSTANIN ARAŞTIRMA TEZİ İÇİN İÇİN 1 KURUŞ PARA BULAMIYORUZ"

Böyle bir ortamda ne akademik titre ne de yapılan bilimsel çalışmalara bakılmadığını ifade eden Dr. Şenol, "Bize bu toplumda düşen rol Lokman Hekim olmak. Ne titre bakılıyor ne de yapılan akademik çalışmalara. Eskiden akademenin bir saygınlığı vardı ve o saygınlık bütün kurumlar tarafından korunurdu. Şimdi öyle değil. Canıma kasteden Beştepeden fotoğraf yayımladı. Bu durum, bu iktidar döneminde biz hekim dövebiliyoruz diyenleri haklı çıkarmıyor mu? Mesleğe ilk başladığım yıllarımda bunlar yaşanıyor olsaydı ben de Türkiye'den gitmiş olurdum. Yaşamak, ülkenin en tepesindeki insanlar tarafından sürekli hakarete uğramak gibi bir şey değil. Böylesine bir şiddet sağlıksızlık getirir. İnsan adaptasyonu ile güçlü bir canlıdır. Neye çaba gösterelim? Şu an bölümüze gelen 22 asistan var. 22 asistanın uzmanlıklarını tez yazarak bitirmesi gerekiyor. Ancak biz 1 kuruş para bulamıyoruz ve temel tıp bu ülkede çöktüğü için araştırma yapabilme olanağımız yok! Aylardır çalışmayan etik kurullar var ve başvuru yapamıyoruz. Şöyle diliyorum; inşallah tez kalkar ve inşallah bundan kurtuluruz. Ne kadar acı ki, bir akademisyenin araştırma yapılamadığı için, araştırma yapamadığı için düştüğü çaresizliği, hesapsızca gönderilen ki kaç tane öğretim görevlisi olduğundan bağımsız uzman fabrikasyonuna çevrilen tıp eğitiminin içindeki pes edişidir bu. İlk defa bu kadar zor yürütüyorum işimi, pandemi de bile böyle değildi. Pandemi de hastaların ölümü beni etkliliyordu ama şimdi akademinin öldüğünü, öldürüldüğünü görüyorum. Tıp eğitiminin müthiş bir kesintiye uğradığını görüyorum" dedi.

ÖNCEKİ HABER

İHD İskenderun Şubesi: Toplumsal şiddet durmadan barış sağlanamaz

SONRAKİ HABER

Sellerde 54 kişi öldü, Mali uluslararası yardım talebinde bulundu

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa