AKP iktidarının olsun dediği: Daha güç, daha geç, daha düşük ücretli emeklilik sistemi
AKP emeklilik yaşının 70’e çıkarılması gerektiğini savundu. İktidar adım adım hayata geçirdiği politikalarla emeklileri en yoksul toplumsal kesim, emekliliği mezar hayali haline getirdi.
Fotoğraf: Zeynep Altuntaş/Pexels | Kolaj: Evrensel
Hilal TOK
İstanbul
AKP'nin sosyal güvenlik alanına yaklaşımı temel olarak; daha güç, daha geç emeklilik ve daha düşük emekli aylığı. Doksanlı yıllardan beri sosyal güvenliğe harcanan kaynakları kısma politikasını iktidarı süresince eyleme geçiren AKP, emeklilik sisteminde yeniden köklü bir değişikliğe gitmek istiyor. 12. kalkınma planında yer alan; çalışanların “Daha fazla istihdamda kalması ve doğuştan beklenen yaşam süresine göre emeklilik kriterlerinin yeniden belirlenmesi” hedefinin nasıl bir somut değişim getireceğini ise geçtiğimiz günlerde AKP Grup Başkanı Abdullah Güler dile getirdi. Güler, ülkede çok fazla emekli olduğunu söyleyerek emeklilik yaşının 70’e çıkarılması gerektiğini, bununla ilgili yeni çalışmalar yaptıklarını duyurdu. Açıkça emekli yaşını yükselteceklerini ilan eden Güler, prim miktarına ilişkin de değişikliği savundu ve “Ortalamaya baktığımızda Avrupa’da 3 ila 4 çalışana karşılık bir emekli var. Ama ülkemizde 2 çalışana 1 emekli olduğunu görüyoruz. Bizim bu manada mutlaka hem prim miktarını ve yaşı hem de ödenen süreyi esas alacak şekilde daha adil, daha dengeli ve sürdürülebilir mahiyette bir emeklilik sistemini inşa etmemiz lazım” dedi.
AKP için en makbul emeklinin “ölü emekli” olduğu ortada. Bunun için iktidar olduğu süre boyunca adım adım hayata geçirdikleri düzenlemelerle emeklileri en yoksul toplumsal kesim haline getirdi. Mezarda emekliliği standart hale getiren AKP, artık bir insanın tüm yaşam süresi boyunca çalışmasını, emekli olacaksa da çok düşük ücretlere razı gelmesini şart koşuyor.
ASGARİ ÜCRETTEN YÜZDE 27 DAHA DÜŞÜK
Bugün Türkiye’de üç emekli kategorisi var: İşçi emeklisi (4a), esnaf emeklisi (4b), memur emeklisi (4c). Bu emeklilerin sayısı 16 milyonu aşıyor. Türkiye Emekliler Derneğine göre yaklaşık 2 milyon emekli kayıt dışı çalışıyor. Emekli olduğu halde SGK primi ödeyen emekli sayısı ise neredeyse 2 milyon. Yani emeklilerin 4’te biri çalışır durumda. Bugün en düşük emekli maaşı 12 bin 500 lira. Bu açlık sınırından 6 bin 750 lira daha düşük demek. Ayrıca en düşük emekli maaşı asgari ücretin yüzde 73’üne denk geliyor. 2002’de asgari ücret 184 lira iken, en düşük emekli maaşı 257 lira idi. Yani asgari ücretin yüzde 40 fazlasıydı. Yıllar içerisinde emekli yoksulluğu giderek arttı. 2016’ya kadar her bir emekli ortalama olarak asgari ücretin yüzde 20 daha üzerinde maaş alırken sonraki yıllarda emekli aylıkları asgari ücretin altına geriledi. Emekli maaşlarının her yıl daha fazla erimesinin temel sebebi AKP’nin “reformları”.
AKP’NİN YASASI OLMASA İŞÇİ EMEKLİSİ EN AZ 25 BİN TL ALACAKTI
’99 Türkiye’sinde sosyal güvenlik harcamaları koalisyon hükümeti tarafından devletin sırtında “kambur” olarak görülüyordu. Bu kamburu kazımak için emeklilik yasasında değişikliğe gidildi. 1999 yılındaki yasada emeklilik konusunda iki önemli değişiklik oldu. Bunlardan ilki kademeli günün; giriş tarihine göre 5 bin-5 bin 975'e kadar yükseltilmesiydi. İkincisi ise, kadın için 38, erkek için 43 olan emeklilik yaşının kadın için 58, erkek için 60'a kadar yükseltilmesi oldu. Koalisyon hükümetinin başlattığını AKP ikinci bir hamleyle tamamladı. Emeklilere düşük aylığın yolunu açan yeni bir “reform” getirdi: 2008’deki 5510 sayılı Yasa. 2008 yılında çıkan yasayla emekli aylık hesaplamasında güncelleme katsayısı düşürüldü. 2008 öncesi enflasyon ve büyüme oranının yüzde 100’ü dikkate alınırken 2008’de yapılan değişiklikle büyümenin sadece yüzde 30’u dikkate alınmaya başlandı. Sosyal Güvenlik Uzmanı Ali Tezel’e göre eğer 2008 yılında yürürlüğe giren 5510 sayılı Kanun çıkarılmasaydı bugün en düşük SSK emekli maaşı 25 bin TL olacaktı.
2000 öncesi aylık bağlama oranları yüksekti. Bu oran 2000 öncesinde 9 bin iş günü için yüzde 76 idi. 7 bin 200 gün için yüzde 69. 5 bin gün için yüzde 60. Bakan Yaşar Okuyan döneminde değişen yasa ile 9 bin iş günü için aylık bağlama oranı yüzde 65’e, 5 bin gün için ise yüzde 43’e düşürüldü. Bir örnekle: 25 yıl çalışan ve 9 bin gün prim ödeyenlerin aylık bağlama oranı yüzde 50’ye, 7 bin 200 gün prim ödeyenlerin aylık bağlama oranı ise yüzde 40’a düşürüldü. 5 bin iş günü için aylık bağlama oranı ise yüzde 28’e düşürüldü.
Aylık bağlama oranları | 2000 öncesi | 2008'den bugüne |
9000 prim gün sayısı | %76 | %50 |
7200 prim gün sayısı | %69 | %40 |
5000 prim gün sayısı | %60 | %28 |
1990’lı yılların başından itibaren, Dünya Bankası ve IMF öncülüğünde dünyanın çeşitli ülkelerinde sağlık ve emeklilik hakkı başta olmak üzere, sosyal güvenlik sistemlerinin kapsamının daraltılması ve emekçilerin haklarının sınırlandırılması zaten hedefti ancak Türkiye’de bu hedeflere hız veren ve hayata geçiren AKP’ye; emeklilik yaşının kademeli olarak 65’e çıkarılması, emekli aylıklarının azalmasına neden olan aylık bağlama oranlarının düşürülmesi yeterli gelmedi. 12. kalkınma planı, OVP ve yeni çalışmalar; ülkenin emekliler ve çalışanların için daha da cehenneme döneceğini gösteriyor.
ESNEK ÇALIŞMAYLA EMEKLİLİK HAYAL
Türkiye’de emeklilik sisteminin adım adım çökertilmesi sürecine 12’inci kalkınma planında ve OVP ile devam ediyorlar. Burada yeniden gündeme getirilen “güvenceli esneklik” emekliliği de etkiliyor. Bir işçinin yaş dışında emeklilik hakkına sahip olabilmesi için en az 4 bin 500 gün sigortalı çalışması gerekiyor. Esnek çalışma kapsamında haftanın birkaç günü, günün birkaç saati çalışan bir işçinin 4 bin 500 prim gününü doldurabilmesi ise mümkün değil. Plana göre ayrıca sosyal güvenlik ve emeklilik hakkı, patronların talebine ve başta kısmi süreli çalışma olmak üzere esnek çalışma modellerine de uyumlu hale getirilecek. Planda yer alan hedefler ise şöyle:
“Kişilerin daha çok istihdamda kalmasını teşvik eden, hakkaniyeti ve aktüeryal dengeyi önceleyen düzenlemeler hayata geçirilerek sosyal güvenlik sisteminin mali sürdürülebilirliği güçlendirilecek.”
“Aylık bağlama sistemi kişilerin daha çok istihdamda kalmasını teşvik edecek ve mali yük getirmeyecek şekilde yeniden düzenlenecek.”
“Emeklilik kriterlerinin belirlenmesinde doğuşta beklenen yaşam süresi artışı ile uyumlu otomatik ayarlama mekanizmalarına ilişkin çalışmalar yapılacak.”
“Nüfusun yaşlanmasının sosyal güvenlik sistemi üzerindeki etkilerinin azaltılması için bakım sigortası uygulaması hayata geçirilecek. Yaşlı bakım hizmetlerinin finansmanı için tamamlayıcı uzun süreli bakım sigortası kurulacak.”
“Sosyal güvenlik sisteminde prim tahsilatları artırılacak.”
“Sosyal güvenlik sistemi, tamamlayıcı emeklilik ve sağlık sistemleriyle desteklenecek.”
“Tamamlayıcı sağlık sigortacılığı teşvik edilecek.”
Yani işçilerin ücretlerinden kesilen sigorta primleri artırılacak. Emeklilerin maaşı daha da düşürülecek. Emeklilik yaşı da yükseltilecek.
AKP’nin ekonomiye ilişkin hedef ve politikalarının yer aldığı orta vadeli programda da devlete “yük” olarak görülen emekliler için yeni bir hazırlık var. Hükümet, emeklilik yaşını 70’e çekip, ücretleri en aşağıda eşitleme peşinde.
Geçtiğimiz yıl açıklanan OVP’de ise hükümet, doğrudan kıdem tazminatı ibaresi geçmese de “tamamlayıcı emeklilik sistemi” ile kıdem tazminatını ve kamusal emeklilik sistemini hedefe koymuştu. Plana göre kıdem tazminatı fonu oluşturulacak, emekçiler emekli olmadan ve 60 yaşından önce bu parayı kullanamayacaktı. Kullanmaya hak kazananlar ise yüzde 25’ini toplu olarak çekebilecek, geri kalanı maaşlarına yansıtılacaktı. Bu modelle hedeflenen ise kıdem tazminatının ortadan kaldırılması ve kamusal emeklilik sisteminin lağvedilmesiydi.
ERDOĞAN KAÇ YAŞINDA EMEKLİ OLDU?
Emeklilik yaşını kademeli olarak yükselten ve daha da yükseltme hedefinde olan iktidar sahipleri peki kaç yaşında emekli oldu? Erdoğan, 1974 yılında 8769650 sigorta sicil numarasıyla SSK’li olarak işe başladı. 3 Mart 2000’de emeklilik başvurusu yapan Erdoğan, 1 Nisan 2000’den itibaren, yani 46 yaşında emekli maaşı almaya başladı. Ardından milletvekili ve Başbakan olan Erdoğan, emekliliğini dondurduktan 2 yıl sonra ise Emekli Sandığına yaşlılık maaşı talebinde bulundu. Erdoğan 2006’da yani 52 yaşından itibaren de Emekli Sandığının 1. derece 4. kademesinden emekli oldu. Erdoğan o tarihten itibaren hem Başbakanlık ve ardından Cumhurbaşkanlığı, hem de SSK emeklilerinden çok daha fazla olarak emekli aylığı alıyor.
YAŞAM SÜRESİ DEDİKLERİ…
Emeklilikte yaşam süresini dikkate alacaklarını söyleyen hükümet sözcüleri çalışanlara sadece 8 yıl emeklilik hakkı tanıyor, o da mümkünse! Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), “hayat tabloları, 2020-2022” istatistiklerine göre, doğuşta beklenen yaşam süresi, Türkiye geneli için toplamda 77.5 yıl olarak belirlendi. Yani, kabaca 78 yaş. Avrupa’yı işaret eden Güler, “Kimi ülkelerde 70 yaşına kadar emeklilik durumu var” demişti. OECD verilerine göre Avrupa’da bir çalışan emekli olduktan sonra ortalama 25 yıllık bir yaşam süresine sahip. DİSK-AR’ın araştırmasına göreyse Türkiye’deki emekliler merkez Avrupa ülkelerinin aldığı emekli aylığının 6’da birini alıyor.
Dünya nüfusunun yüzde 64'ünü kapsayan 47 emeklilik sisteminin küresel emeklilik raporunda Mercer CFA Enstitüsünün küresel emeklilik raporuna göre Hindistan, Filipinler ve Arjantin’den sonra emeklilik sistemi en kötü ülke Türkiye oldu.
‘MÜJDE’ DİYE DİYE İŞÇİNİN GELECEĞİNİ ÇALDILAR
Kamusal emeklilik sistemine alternatif gösterilen bireysel emeklilik sistemi (BES) 2017’de zorunlu olarak uygulanmaya başlandı. ‘Emeklilik sistemi’ olmaktan çok, bireysel tasarruf amaçlı, piyasa için sıcak para yaratmayı amaçlayan bir ‘fon işletim sistemi’ olan BES, Türkiye’de 2001’den bu yana uygulanıyor. Sistemin asıl amacı katılımcıların tasarruflarını bir fon hesabı üzerinden piyasada değerlendirerek işletmek.
Zamanında “ikinci emeklilik” olarak pazarlanan zorunlu BES ile hükümetin asıl amacı, işçilerden yapılan kesintilerle oluşturulacak fon hesabındaki paraları ekonominin ve patronların kaynak ihtiyacı için kullanmaktı. Yıllar içinde, “İkinci emeklilik”, “çift emekli maaşı” diye diye patronlara kaynak oluştururlarken işçinin cebinden ve geleceğinden çaldılar.
İŞÇİ MEHMET, SİGORTALI İŞ BULAMIYOR NASIL EMEKLİ OLSUN?
Esenyurt’ta bir kahvehanede, Tekstil İşçisi Mehmet Yıldırım ile sohbet ediyoruz. 3 yıl önce çalıştığı tekstil fabrikasında işten atılan 50 yaşındaki Yıldırım bir daha sigortalı iş bulamıyor. 3 yıldır, sigortasız, güvencesiz, merdiven altı, fason işler yapan tekstil atölyelerinde çalışıyor. Bu nedenle primi de yatıramıyor. Eksik primle, bu yaşta emekli olması zaten zorken ileriki yaşta emekli olabilmesi daha da imkansız bir hal alıyor. 5 çocuğu olan ve 30 yıldır çalışan Yıldırım, çocuklarıyla çalışıp ancak bu sene bir ev alabildiklerini söylerken, çok yorgun olduğunu dile getiriyor.
Ek iş olarak kurban kesiyor: “70 yaşına kadar çalış diyorlar, beni 47 yaşından beri sigortalı işe almıyorlar. İşten atılınca böyle ortada kalıyorsun bu yaşta. Ben emekli olmak isterdim ama, hem emekli olmak çok zor hem de emekli olunca eline geçenle yaşayamazsın. Ama suç bizde tüm yetkiyi bir insana verdik.” Günde 10 saat çalışıyor Mehmet Yıldırım: “O kadar yere başvurdum, yaşım 50 diye almıyorlar. Elbet artık dinlenmek emekli olmak isterim, çok yoruldum çünkü. Ama emekli olsam ne yazar, insan akşam eve gidince bir şey getiremezse…”
Masada başkaca prim eksiklikleri, yaştan dolayı emekli olamayanlar da var. “Emekli olsam ne olacak gelip bir çay içemeyiz” diyorlar. Kahvehane sahibi de “Çalışmazsan emekli maaşıyla geçinemezsin. Bize gelip sürekli iş soran emekliler oluyor. Çay parası çıkışmayanlar… Emekli olduğu halde çalışan çok… Zaman geçiyor, yaşlanınca işte… Ne iş yapabilir ki insan…” diyor.
Bu arada 58 yaşındaki Gürbüz çayları getiriyor: “Emekliyim ama geçinemediğim için gelip burada çaycılık yapıyorum. Ben emekliliğimi zaten hiç yaşayamadım, emekli olduğum zaman yeniden çalışmaya başladım. Mümkünü yok geçinemezsin diğer türlü.” Gürbüz, sabah 7’den akşam 11’e kadar masalara çay taşıyor…
Masada 48 yaşında, düşük ücretler nedeniyle henüz yeni işten çıkmış bir tekniker de var: “EYT’den yararlandım ben. Ama emekli olmuşum olmamışım çok bir şey değişmiyor. Çalışmaya devam ediyorum. Başka çare mi var?”