09 Eylül 2024 04:44

Profesyonel meslek sahipleri vergide adalet istiyor

Avukat, tiyatrocu, iş güvenliği uzmanı ve kültür sanat emekçileri vergide adalet istiyor, dolaylı vergilerin kaldırılmasını talep ediyor.

Fotoğraf: Pixabay

Paylaş

Nazlıcan ÇELİK
Ekim Deniz AKARSLAN
İstanbul

Türkiye’de faaliyet gösteren dev şirketler hemen hiç vergi ödemezken ya da servetlerine oranla bir hayli düşük vergi öderken, ücret ve maaşlılar ağır vergi yükü altında eziliyor. Gazetemiz Evrensel’e konuşan profesyonel meslek sahipleri vergide adalet istedi. Avukat, tiyatrocu, iş güvenliği uzmanı ve kültür sanat emekçileri dolaylı vergilerin kaldırılmasını talep etti.

Bir özel tiyatro işletmecisi, “Vergi sisteminin işleyişi kazanç ve giderlerimizle paralellik göstermeden, bunların üzerinde bir yüzdeliğe tekabül eden oranlarda bizlerden alınıyor. Dolayısıyla biz de vermekte olduğumuz hizmeti satarken ürünün kalite değerinin çok altında fiyatlara düşürmek zorunda kalarak ödenecek olan vergi tutarını karşılamak adına bir strateji geliştiriyoruz. Daha çok vergi payı, daha az kazanç payı ediyor. Üretimde zorlanıyor, iş yapma sıklığı bakımından zorlanıyoruz” dedi.

‘SAKIZA BİLE VERGİ ÖDÜYORUZ’

Bir tiyatrocu gelirinin en az yüzde 15’inin verginin vergi yoluyla kesildiğini söyledi. “Buna BAĞ-KUR ve muhasebe ödemelerini de katınca kazandığım paranın büyük bir oranı zaten benim elime geçmeden kesilmiş oluyor” diyen yurttaş, “Yapmakta olduğum meslek bana başka bir şans tanımıyor. Zaten satın aldığımız sudan sakıza kadar her şey için fazlasıyla vergi verdiğimizi düşünürsek yaşamımızı sürekli kısıtlamaya iten bu sistemin altında eziliyoruz” dedi.

Bir iş güvenliği uzmanı da ağır vergilerden dert yandı. “Türkiye’de direkt ve dolaylı vergiler çalışanların üzerine ağır bir şekilde yüklenmiş durumda. Çalışanların maaşları üzerinden yüzde 15 ile başlayıp yüzde 40‘lara varan doğrudan vergilendirme sistemi mevcut” diyen iş güvenliği uzmanı, “Temel ihtiyaç maddelerinde dahi çok yüksek oranlarda dolaylı vergi alınıyor. Hayvansal protein alım oranımız çok düşük ve her geçen gün daha da düşüyor. Et, süt yumurta gibi temel protein maddelerinde KDV oranının sıfırlanması gerekiyor. Artık ülkede araç veya ev sahibi olmaktan vazgeçtik, temel gıda maddelerine ulaşmakta dahi üretim eksikliği ve yüksek vergi yükü nedeniyle zorlanıyoruz. Araç satın almak için ödenmesi gereken vergi toplamı maalesef aracın maaliyetinden daha yüksek hale geldi. Biz ülke olarak, alacağımız aracın imalatını yapan ülkeden (Alınan vergiler sayesinde) daha çok kâr elde ediyoruz” dedi.

ŞİRKETLERE TEPKİ BÜYÜK

Türkiye’de adil bir vergi sisteminin olmadığını düşünen yurttaş, “Vergi gelirlerinin büyük kısmı KDV gibi dolaylı vergilerden ve işçi maaşlarından (Henüz işçinin eline geçmeden) elde ediliyor. Şirketlerin ise gelir vergisi ödeme oranı ya çok düşük ya da bazı muhasebesel yöntemlerle zarar gösterildiği için sıfır oluyor. Çok yüksek cirolara sahip şirketler çalışanları kadar bile vergi ödemiyor. Düşük işçilik ücretleri ve yüksek vergiler nedeniyle her geçen gün daha da yoksullaşıyoruz” şeklinde konuştu.

İş güvenliği uzmanı çözümle ilgili görüşlerini ise şöyle anlattı: “Türkiye’de devam eden mevcut yönetim sistemi var olduğu sürece bu çarpık vergilendirme sistemini düzeltebileceğimizi ya da iyileştirebileceğimizi düşünmüyorum. Vergi ödemeleri sadece dolaylı vergiler ve işçi ücretlerinden elde edilmek yerine kâr eden şirketlerin gerçek kârları üzerinden vergi ödemeleri sağlanmalıdır. Sadece vergi sistemi ile yani az kazanandan az, çok kazanandan çok vergi almak sureti ile dahi toplumsal adaleti sağlamamız mümkün değil.  Toplanan vergilerin ne yapıldığı, nerelere harcandığı, sanayii, tarım, imalat vs. sektörlere göre dağılımı, eğitim/sağlık için harcanıp harcanmadığı, doğru yere kanalize edilip edilmediği vergilerin adil olarak toplanması kadar önemli.”

AVUKATLAR DA VERGİ SİSTEMİNDEN RAHATSIZ

Avukat Arzu Aydoğan, “Türkiye’deki vergi sistemi maalesef birçok açıdan adaletsiz ve dengesiz. Öncelikle, bazı lüks tüketim ürünlerine KDV uygulanmazken hukuk hizmeti sunan avukatlar olarak verdiğimiz hizmetlere KDV uygulanıyor. Örneğin, pırlanta, altın ve yat gibi lüks tüketim ürünleri KDV'den muafken, biz verdiğimiz hizmetlerde hizmet bedelinin KDV'sini ödüyoruz hem de her türlü kişisel tüketimimizde KDV ödüyoruz. Bu hem hizmetin maliyetini artırıyor hem de bizlerin gelirlerini doğrudan etkiliyor” dedi.

Buna ek olarak, büyük firmalara zaman zaman vergi affı getirildiğini anımsatan Aydoğan, “Orta ve alt ölçekli çalışanlar olarak bizler bu aflardan yararlanamıyoruz. En fazla bazı dönemlerde çıkan faiz indirimlerinden faydalanabiliyoruz ki bu da oldukça sınırlı bir iyileştirme sağlıyor. Bu durum, vergi ödeme motivasyonumuzu ciddi şekilde düşürüyor ve adalet duygusunu zedeliyor. Vergi affının sadece büyük firmalara sağlanması, bizim gibi küçük ölçekli profesyonellerin vergi yükünü daha da ağırlaştırıyor ve adil bir vergi sistemi algısını ortadan kaldırıyor” dedi.

Vergi sistemindeki bu adaletsizliğin dışında başka hangi sorunları gördüğüne dair ise şu ifadeleri kullandı: “Vergi sistemimizin bir diğer büyük sorunu ise karmaşıklığı ve uygulamada birlik olmamasıdır. Özellikle hukuk alanında bu durum oldukça belirgin. Örneğin, CMK (Ceza Muhakemesi Kanunu) kapsamında karşı vekalet ücretleri belirleniyor, ancak bu ücretler bazen kesinleşmeye tabi tutuluyor, bazen tutulmuyor. Bu tür belirsizlikler hem bizler için hem de adalet sistemi için ciddi sorunlar yaratıyor. Ayrıca, biz avukatlar olarak genellikle ödemeyi görüp öyle fatura keseriz, yani makbuzlarımızı ödeme yapıldıktan sonra düzenleriz. Ancak Adalet Bakanlığı, Hazine ve diğer kamu kurumlarından alacaklarımızda önce makbuzu düzenleyip, sonra tahsilat yapıyoruz. Bu durumda, KDV’yi henüz tahsil etmediğimiz bir bedel üzerinden peşin ödemek zorunda kalıyoruz. Bu da hem KDV’nin hem de stopajın önceden ödenmesine sebep oluyor ve bu süreç uygulamada bir birlik olmadığı için bizler açısından ciddi mali yükler getiriyor. Diğer yandan her türlü harcamanın gider olarak gösterilebilmesi gerekmektedir. Avukat zaten KDV’yi ödemiş üzerine yaptığı harcamalardaki KDV sırf mesleği ile uyumlu değil diye üzerine bırakılamaz. Ben evimde kullandığım internet ile de müvekkillerime mail atıyorum ancak evimdeki internete ödediğim ücreti gider olarak gösteremiyorum. Ya da evde yemek yemezsem nasıl mesleğimi sürdüreceğim? Market fişlerini gider olarak gösteremiyorum” dedi.

Daha adil vergi sistemine ilişkin Aydoğan, “Vergi sisteminin daha adil ve işlevsel hale gelebilmesi için birkaç temel adım atılmalıdır. İlk olarak, ‘Adaletin vergisi olmaz’ diyerek verilen hukuk hizmetinden verginin kaldırılması gerekmektedir.  Bu, vergi yükünün daha adil bir şekilde dağıtılmasına yardımcı olacaktır. İkinci olarak, büyük firmalara sağlanan vergi afları kaldırılmalıdır.  Ayrıca, vergi sistemi ve hukuk uygulamaları arasındaki tutarsızlıkların giderilmesi ve bu alanlarda uygulama birliğinin sağlanması gerekmektedir. Bu değişiklikler hem meslektaşlarımızın hem de toplumun genel olarak vergi sistemine olan güvenini artıracak ve adalet duygusunu güçlendirecektir” ifadelerini kullandı.

‘ADİL VERGİ SİSTEMİ İSTİYORUZ’

Sanat emekçileri ise meslekleri açısından vergi sorununun çözümüne dair önerilerini dile getirdi. Bir oyuncu, “Gelir vergilerinin düşürülmesi iyi bir başlangıç olabilir. Genel olarak verdiğimiz bütün vergilerin insani şartlara getirilmesi, vergi eşitsizliğinin ortadan kalkması gibi çözüm yollarının olduğunu düşünüyorum. Aynı zamanda çok kazanandan çok, az kazanandan az vergi alınması olduğunu düşünüyorum” dedi.

ÖNCEKİ HABER

Vergide devletin avuçlarındayız

SONRAKİ HABER

Sudan'da seller sebebiyle ölenlerin sayısı 205'e yükseldi

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa