Ayhan Bora Kaplan suç örgütü davası | "Olayın içinde Soylu var, devlette çeteleşme var"
Ayhan Bora Kaplan suç örgütü davasında konuşan müşteki İlhan Tatar, "Bu olayın içinde Süleyman Soylu var, Yüksel Kocaman var. Devlette çeteleşme var" dedi.
Kaynak: DHA
Ayhan Bora Kaplan suç örgütü davasının duruşması Sincan Cezaevi Kampüsü'nde devam ediyor. "Suç örgütü tarafından öldürüldüğü" iddia edilen Mahfuz Tatar’ın ağabeyi müşteki İlhan Tatar, "bu olayın içinde Süleyman Soylu'nun, Yüksel Kocaman'ın bulunduğunu'' ileri sürdü. "Devlette çeteleşme var" ifadesini kullandı. Müşteki ifadelerine ilişkin savunma yapan tutuklu sanıklar tahliyelerini talep etti. Soruşturmanın genişletilmesi talebinde bulunan Ayhan Bora Kaplan, "Ben örgüt kuracak olsam bunlarla kurmam vallahi. Ben örgüt kursam bu ülke valla 500 bin yıl geçse tespit edemez" dedi. Mahkeme Başkanı, gizli tanık Serdar Sertçelik'in yurt dışına çıkarılması olayında yargılanan emniyet mensuplarına ilişkin dosyanın bir örneğini isteyerek, duruşmayı 11 Eylül'e erteledi.
"DEVLETTE ÇETELEŞME VAR"
Ayhan Bora Kaplan suç örgütüne ilişkin 18'i tutuklu 61 kişi hakkında Ankara 32. Ağır Ceza Mahkemesindeki davanın duruşması Sincan Cezaevi’nde devam ediyor. Bir önceki duruşmada ara kararını açıklayan mahkeme, Arif Buğra Meşe ile Furkan Anıl Bahar’ın yurt dışı çıkış yasağı adli kontrol tedbirleriyle tahliyesine karar vermişti. Böylece davada tutuklu yargılananların sayısı 18'e düşmüştü.
Duruşma kimlik tespitinin ardından başladı. Mahkeme Başkanı'nın söz vermesi üzerine, hayatını kaybeden Mahfuz Tatar’ın kız kardeşi Vesile Tatar, duruşmaya katılma talebinin olduğunu belirtti. Mahfuz Tatar’ın annesi Aslıhan Tatar ise “Adalet yerini bulsun davaya katılmak istiyorum” dedi. Ardından söz alan Mahfuz Tatar’ın ağabeyi İlhan Tatar, "Bu olayın içinde Süleyman Soylu'nun, Yüksel Kocaman'ın bulunduğunu'' iddia etti ve ''Devlette çeteleşme var'' ifadesini kullandı.
KARŞI SAVUNMALAR ALINDI
Duruşmada müşteki beyanlarına karşı sanıkların beyanları dinlendi. Örgüt yöneticisi olduğu belirtilen tutuklu sanık Fethi Koyuncu, "Dosyada kendimle alakalı suç teşkil eden bir şey yok, valelerin tapelerinde sadece ismim geçiyor, orada da günlük konuşmalar var. Tahliyemi talep ediyorum” dedi. Etkin pişmanlık kapsamında dilekçe gönderen Koyuncu, "Karıştığım bir olay yok ki anlatayım" dedi. Geçtiğimiz duruşmada serbest bırakılan Furkan Anıl Bahar, "Hakkımda adli kontrol tedbirleri var, kaymakamlık sınavına hazırlıyorum, bu yüzden beraatimi talep ediyorum" dedi.
Tutuklu sanık Kanber Keskin, "Suç örgütü üyesi değilim. Suç işlemediğim neyin savunmasını yapacağımı bilmiyorum. Mehmet Taha Ergin olayında da mekana çökme gibi bir durum söz konusu değildir. Ergin’de mahkemede yanlış anlaşılma olduğunu ifade etmiştir. Emirhan Bostancı’nın darbedilmesi olayında da olayın benimle ilgisinin olmadığı ortaya çıkmıştır. Polislerin yönlendirmesiyle beni tanımadığı halde teşhis ettiğini huzurunuzda beyanda bulunmuştur. Asılsız ve gerçek dışı iddialarla bazı basın ve yayın organlarında kamuoyu baskısı oluşturup, suçlu suçsuz ağır cezalar vermenizin istenildiği ortadadır. Sayın hakimim buna boyun eğmeyeceğinizi umuyorum" dedi.
Müşteki Altan Tozar’ı vuran Levent Erdoğan, "Bilirkişi ‘Olayı Levent Erdoğan planlamaktadır. Çünkü silahıyla gidiyor’ diyor. Ben silahımın olduğunu zaten saklamadım ki. Serdar Sertçelik’in ifadelerini de kesinlikle kabul etmiyorum. Tahliyemi ve beraatimi istiyorum” dedi.
Geçtiğimiz duruşmalarda müşteki Altan Tozar dinlenmişti. Levent Erdoğan’ın kendisini "Bora Kaplan’ın selamı var" diyerek vurduğuna ilişkin beyanı iddianamede yer alan Altan Tozar, duruşmada Levent Erdoğan’la aralarında kavga olduğunu, sanayide vurularak yaralandığını, hastanede polis memurlarının olayı Kaplan’ın yaptırdığını söylemesini istediklerini iddia etmişti.
Tutuklu sanık Mahfuz Tatar cinayetinden 15 yıl hüküm giyen ve serbest bırakılan Muhammed Kaplan söz aldı. "Ben eşimden ayrıldım, annem kanser oldu, siz rahat mısınız? HTS kayıtları nedeniyle bu dosyada tutukluyum. Pek çok insan artık aynı baz istasyonundan sinyal verebiliyor. Aynı lokasyonda olmamız hayatın olağan akışına aykırı değil. Evlerimizin ve iş yerlerimizin Çankaya’da olması nedeniyle aynı istasyonlarda baz vermemiz normaldir. Tahliye talebim var" ifadelerini kullandı.
EMNİYET MÜDÜRÜ ÇİFTÇİ: "SUSARAK YARDIM ETMEKTEN YARGILANIYORUM"
Tutuksuz sanıklardan üçüncü sınıf emniyet müdürü Necdet Atilla Çiftçi, "Organize suç örgütüne yardım etmekten yargılanıyorum bu davada bilgi vermek yerine. Nasıl yardım etmişim? Susarak. Soruşturmanın genişletilmesi talebimiz var. O gün büroda çalışan herkes dinlensin. Adli kontrol tedbirinin de sona erdirilmesini istiyorum" dedi.
Tutuklu sanıklardan Tansel Aktan, "Kolluk kuvvetlerinin yaşadığı aşırı güç zehirlenmesi, onların hukuksuz işler yapmasına neden olmuştur. Bizi sizin önünüze atan kolluk kuvvetleri kendileri de suça bulaştı. Yaptıkları kanunsuz işlemlerin hepsi ayaklarına dolandı. Bu kadar entrika arasında tutunduğum tek şey mahkemenizin vereceği karardır. Ben hiçbir suç örgütüne üye olduğumu kabul etmiyorum" dedi.
TikTok paylaşımları hakkında da konuşan sanık Aktan, “Kaplan’dan dükkan açarken yardım istedim, sanatçı çevresinden. Sağ olsun o da yardım etti ve ben de bu videoları paylaştım. Bu videolara tamamen art niyette anlam yüklenmiştir. Tahliyemi ve beraatımı talep ediyorum” dedi.
Tutuksuz sanık polis memuru ve avukat Kozan Umut Öztürk ise işkenceye uğradığını söyleyen müşteki Erkan Doğan için "Şahısla hiçbir alakam yok" dedi. Öztürk, "Nokta atışı gösteriliyoruz şahıslara adeta. Benim örgüt üyesi olduğu iddia edilen şahıslarla da hiçbir ilgim ve bilgim yok. Tek bir müştekinin soyut beyanlarıyla yargılanıyorum. Dosyada sanıktan delile gidiliyor. Benim 22 Temmuz’dan ne önce ne de sonrasında örgüt üyesi olduğu iddia edilen şahıslarla bir alakam yok. Beraatimi istiyorum” savunmasında bulundu.
AYHAN BORA KAPLAN: ÖRGÜT KURSAM BU ÜLKE 500 BİN YIL GEÇSE TESPİT EDEMEZ
Duruşmada söz alan ve "suç işlemek amacıyla örgüt kurma" suçundan yargılanan tutuklu sanık Ayhan Bora Kaplan "tevsii tahkikat" talebinde bulundu.
Kaplan, "Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdür Yardımcısı Şevket Demircan, Serdar Sertçelik ile konuşuyor ve ‘Ben Başkan Bey ile (Mahkeme Başkanı) sabah 09.00’dan beri konuşuyorum. Bekir Bozdağ ve Halk Bankası Genel Müdürü Osman Arslan’ın ismini verebilirsin’ diyor ve sizin adınızı veriyor. Eğer vale arkadaşların kendi aralarındaki sohbetler nedeniyle biz bugün yargılanıyorsak devlet görevlileri sizin isminizi veriyor o zaman sizin de töhmet altında olmanız gerekir" ifadelerini kullandı.
Savunmasında eski Ankara Emniyet Müdür Yardımcısı ve Murat Çelik’in WhatsApp konuşmalarını okuyan Ayhan Bora Kaplan, "Bu davada serbest bırakmaların ardından ‘Sosyal medyada haberlerin altına yorum yapın’ diye yazıyorlar. Demek ki sosyal medyada güçleri var, bunlar klik bir yapı. Bunların sosyal medya ağları ve trol ekipleri var. Organize Şube Müdürü Kerem Gökay Öner hakkında Şevket Demircan’ın ‘O satılmış bizim aleyhimizde ifade veriyor’ mesajı var. Bize karşı düşmanlıkları var" iddiasında bulundu.
"EVET, SOYLU İLE FOTOĞRAFIM VAR"
"Ben örgüt kuracak olsam bunlarla kurmam vallahi. Ben örgüt kursam bu ülke valla 500 bin yıl geçse tespit edemez" diyen Kaplan, iddialarını şöyle sürdürdü:
"Şevket Demircan’ın mesajlaşmalarında Süleyman Soylu hakkında ‘Suçişleri bakanı’ diyor. Benim Süleyman Soylu ile fotoğrafım var, evet. Benim tek suçum 15 Temmuz’da sokağa çıkmaktı, bunu daha önce de söylemiştim. Ayrıca tanık koruma altına alınan kişi ile görüşülmemesi gerekirken Şevket Demircan 24 saat görüşüyor. Bunlarda ne din ne iman ne vicdan ne de Allah korkusu var. Böyle kumpas olur mu? Bizim dosyamızın hukuka uygun yapıldığını düşünmek akla, mantığa aykırı. ‘Biz bunu alırız, suçu sonra uydururuz’ ne demek? İlah Tatar’ın ifadesinin de bunlardan çıktığı çok belli."
"BARIŞ KURT BENİM DOSTUM"
Ayhan Bora Kaplan, savunmasında şu iddialarda bulundu:
"Barış Kurt benim arkadaşım, dostum, abim. Savcı Mustafa Kaya, ‘Barış Kurt’tan bir haber var mı’ diye soruyor. Polis memuru Ufuk Gültekin de ‘Bulamadılar, evde kız arkadaşı var. Ama evde ona ait silah bulunmuş ve el koyulmuş’ deniliyor. Yani ardından ruhsatlı silahı hakkında ruhsatsız denilerek işlem yapılmış. Böyle bir şey olabilir mi? Adamın ruhsatlı silahına ruhsatsız demişler. Savcı Mustafa Kaya neden lehimde olan ifadeleri, delilleri almamış hiç, hep aleyhimdekileri almış. Savcının işi hem aleyhte hem de lehteki tüm delilleri almak değil mi? Savcı da yalan söylüyor, polis de yalan söylüyor. Tüm bunları tapelerden okuyorum, kanıtı burada."
"BURAK ÇELİK FETÖ'CÜLERE PARA GÖNDERMİŞ" İDDİASI
Ayhan Bora Kaplan, Murat Çelik’in oğlu Burak Çelik için "FETÖ’cülere para gönderdi" iddiasını öne sürerek, "Burak Çelik, Nurullah Özgür Kopuk ile bir sürü insanı dolandırmışlar ama Murat Çelik ‘Ben tanımıyorum’ diyor. Kim inanır buna? Bana ‘Silahları nerden buldunuz’ diye sordular ve istedikleri cevap ise ‘Bana silahları Süleyman Soylu verdi, silahları bana MİT verdi’ demem. Ama hiçbirini demedim. Yalan söylersem gelir benim ayağıma dolanır diye. Ama geldi onların ayağına dolandı bunlar" şeklinde konuştu.
Gizli tanık Serdar Sertçelik’in yurt dışına çıkartılmasına ilişkin emniyet görevlilerinin yargılandığı dava dosyası ile bu dava dosyasının birleştirilmesini talep eden Kaplan, “Erkan Doğan’ın HTS bilirkişi raporu bilinçli olarak yazılmıştır. Bunu hazırlayan kişinin Murat Çelik’in adamının olduğu çok belli. Bilirkişi raporunu başkası yeniden hazırlamalı. Eğer amacınız bize ceza vermekse savunma yapmayalım, savcının dediği cezayı verin gidelim yatalım. Emniyetçilerin bana yaptıkları zulümleri, baskıları tek tek anlattım. Benim o dönem baz (konum) attığım emniyet personellerinin dinlenilmesini istiyorum" dedi.
"SAVCIYI HSK'YE ŞİKAYET ETTİM"
Hakimler ve Savcılar Kuruluna (hsk) savcı Mustafa Kaya’yı şikayet ettiğini bildiren Kaplan, “Bunun sonucunun sorulmasını istiyorum. Medyanın baskısında olmayın. Medyaya bakarsanız biz caniyiz. Sercan Arslan’ın ifadesinde geçen isimler de dinlensin. Size hakkımızı helal etmek istiyoruz. 'Masumiyetin peşine düştüler' diyelim. Vallahi suçsuzuz, billahi suçsuzuz" dedi.
Ayhan Bora Kaplan savunmasını bitirdikten sonra sanık yakınları Kaplan'ı alkışladı.
Sanıkların müşteki beyanlarına karşı yaptıkları savunmanın ardından avukatların savunmalarına geçildi.
SAVUNMASINI VİDEO İLE YAPMAK İSTEDİ
Tutuklu sanık Adnan Kaplan’ın avukatı Mehmet Yaşar Bulduk, duruşmada savunma yapmak için hazırlattığı videoyu izlettirmek istedi. Videoda hazırladığı savunmayı seslendirme yapan bir kişiye okutan Mehmet Yaşar Bulduk'un bu isteğini, Mahkeme Başkanı, böyle bir yöntemin duruşmada uygulanamayacağını belirterek reddetti.
Bunun üzerine avukat Mehmet Yaşar Bulduk savunmasını okudu. Avukat Bulduk savunmasında özetle, müvekkilinin Erkan Doğan olayında iddia edildiğinin aksine Akman Plaza’da hiç bulunmadığını ve HTS kayıtlarının da bunu ispatladığını iddia ederek, tahliyesini istedi.
11 EYLÜL'DE DEVAM EDİLECEK
Mahkeme Başkanı, Ankara 13 Asliye Ceza Mahkemesine müzekkere yazılarak soruşturma evresinde görevli olan emniyet personeli hakkında devam eden dava dosyasına ilişkin iddianamenin ve duruşma zabıtlarının bir örneğinin istenmesine karar verdi.
Duruşmaya 11 Eylül Çarşamba günü 09.00'da devam edilecek. (ANKA)