Zafer büyük ama farkındalık küçük
Türkiye, Paralimpik Oyunlarında 28 madalya ile tarihi bir başarı elde etti. Ancak engellilerin toplumsal yaşama katılımı ve hakları konusunda Türkiye’nin karnesi zayıf kalmaya devam ediyor.
Fotoğraf: Mustafa Yalçın/AA
Metin TAŞKIRAN
Türkiye, Paris 2024 Olimpiyat Oyunlarını 40 yılın ardından ilk defa altın madalya kazanamadan tamamlamıştı. Olimpiyatlarda arzu edilen başarıyı yakalayamayan Türkiye, madalya sıralamasında beklenmedik bir düşüş yaşarken, Paralimpik Oyunlarında ise tarih yazdı. Engelli sporcular, Paralimpik Oyunlarında kazandıkları 28 madalya ile Türkiye tarihindeki en başarılı sonucu kaydetti.
"Paralympic" kelimesi, İngilizce'de "engelli" anlamına gelen "paralyzed" sözcüğü ile "olympic" kelimesinin birleşiminden doğdu. Türkçeye de değiştirilmeden "paralimpik" olarak geçen bu kelime, engelli sporcuların kendi olimpiyat ruhlarını ve rekabetlerini yansıttığı özel bir terimi ifade ediyor.
İlki 1960 yazında İtalya'nın başkenti Roma'da düzenlenen yaz ve kış paralimpik oyunları o dönemki olimpiyatların hemen ardından gerçekleşiyor.
İKİ OLİMPİYAT, İKİ FARKLI HİKAYE
Olimpiyat Oyunlarında beklenen başarıyı yakalayamayan Türkiye'nin performansı analiz edilmeye devam ediyor. Elbette başarı sadece madalya ile ölçülmemeli, oyunlara katılmak ve birbirinden farklı birçok branşta mücadele etmek de çok önemli. Ancak en çok madalyanın kazanıldığı 2020 Tokyo oyunlarının ardından sadece 4 yıl sonra sadece 8 madalya ile eve dönmek başarı olarak kayda geçmeyecek bir gerçek.
Gençlik ve Spor Bakanı Osman Aşkın Bak, devletin tüm spor federasyonlarına "Dünyanın pek çok ülkesinde olmayan, en üst düzey" imkanların sunulduğunu söylese ve "Bu imkanları doğru ve verimli kullanamayan federasyonların hesap vereceğini" anlatsa da 40 yıldır görülmeyen bu kötü sonuç, spor politikalarının ve yatırımların gözden geçirilmesi gerektiğini gösteriyor.
Ancak Paralimpik Oyunlarına gelindiğinde bambaşka bir tablo ile karşılaşıyoruz. Engelli sporcular, tüm zorluklara ve kısıtlı imkanlara rağmen üstün bir başarı sergileyerek 28 madalya kazandı. Bu başarılar sadece bireysel çabaların değil; aynı zamanda azim, inanç ve kararlılığın da bir göstergesi oldu. Paralimpik sporcuların dünya sahnesinde elde ettikleri bu başarılar, engelli bireylerin spordaki potansiyelini de gözler önüne serdi.
BAŞARI VAR AMA FARKINDALIK HÂLÂ ZAYIF
Ancak bu büyük başarıya rağmen, toplumda engelli farkındalığının hâlâ istenen düzeyde olmadığını söylemek mümkün. Paralimpik oyunlarındaki başarılar, çoğunlukla göz ardı ediliyor ve yeterince takdir edilmiyor. Medyada ve kamuoyunda engelli sporcuların başarılarına verilen yer, olimpik sporcularınki kadar geniş ve kapsamlı değil. Öyle ki TRT bile Paralimpik Oyunlarının yayın haklarını kapsamlı şekilde almamış, kimi sporcularımızın müsabakalarını izleyememiştik. Ana akım olan futbol dışında sporcular başarı kazanabildikleri ölçüde medyada yer bulabildikleri zaten başka bir gerçek. Tüm bunlar da engelli bireylerin yaşadığı zorlukların ve verdikleri mücadelelerin yeterince görünür olmamasına sebep oluyor.
VAR OLAN HAKLARA GÖZ DİKİLİYOR
Zaten yaşaması yeterince zor olan Türkiye gibi bir ülkede engelli bireylerin kaldırım kullanmaktan toplu taşımada seyahate, iş yaşamından sosyal hayata birçok alanda karşılaştıkları güçlükler düşünüldüğünde katedilecek yolun epey uzak olduğu başka bir gerçek. Engelliler bakanlığı kurulması gibi talepleri görmezden gelen iktidar ise engelli yaşamını kolaylaştıracak erişilebilir hizmetler için çalışmak bir yana “tasarruf tedbirleri” kapsamında engelli haklarına göz dikiyor. Geçtiğimiz dönemde gündeme gelen engellilere tanınan ÖTV’den muaf araç alma hakkının kısıtlanması bunun bir örneği.
Paralimpik Oyunlarında elde edilen 28 madalya elbette büyük bir başarı. Ancak bu başarıyı kutlamak ve sürdürülebilir kılmak için engelli bireylerin toplumun her alanında daha fazla desteklenmesi gerekiyor. Engelli sporcuların elde ettiği bu tarihi başarı, sporun sosyal yaşama etki etme gücünü ve her bireyin engelleri ne olursa olsun, potansiyelini gerçekleştirebileceğini gösteriyor.
10 BRANŞTA MADALYA
Şimdiye kadar; golbol, okçuluk, atletizm, judo, halter, yüzme, masa tenisi, tekvando, atıcılık alanlarında kazanılan madalyalara bu yıl eskrim branşı da eklenmiş oldu. Paris’teki oyunlara kadar 10 madalya ile en iyi sonucun alındığı masa tenisinde başarı kazanılan 4 madalya ile sürdürülürken, Paris’te; 1’i altın, 3’ü gümüş, 1’i bronz 5 madalya ile en çok madalya toplanılan branş tekvando oldu. Tokyo 2020’de kazanılan iki madalya dışında dereceye girilmeyen spor dalında Mahmut Bozteke erkekler K44 64 kilo finalinde galip gelerek ilk altın madalyayı kazanmış oldu.
Golbol branşında üst üste üçüncü defa gelen altın madalya ile şampiyon Ünvanı korundu. İsrail karşısında galip gelen sporcular başarılarını Filistin halkına adarken Türkiye adına paralimpik oyunlarında en fazla altın madalya kazanan ekip oldu.
Milli Yüzücü Umut Ünlü ise erkekler 50 metre serbest ve 200 metre serbestte kazandığı altın madalyalar ile paralimpik oyunlarında yüzme branşında ilk altın madalyayı ülkeye getirirken, aynı organizasyonda türkiye adına 2 altın madalya kazanan ilk sporcu oldu.
Paralimpik oyunlarında ilk altın madalyanın kazanıldığı bir başka branş ise judo oldu. Bu yıla kadar kadar 1’i gümüş 5’i bronz 6 madalyanın toplandığı judo branşında ise 1’i altın 3’ü bronz 4 madalya geldi. Milli Sporcu İbrahim Bölükbaşı, bu branşta paralimpik oyunlarında Türkiye adına altın madalyayı kazanan ilk sporcu oldu.