“Köyceğiz  Gölü ve Dalyan Boğazının korunması esas  alınmalıdır”

Namnam çayında yapılmak istenen Balcılar barajı için kurulmak istenen taş ocakları kırma eleme tesisleri beton santrali projesine karşı dava açan yurttaşlar projenin gerçekleşmesi halinde çevre yıkımı yaşanacağı belirterek; “Köyceğiz Gölü ve Dalyan Boğazının korunması esas  alınmalıdır” dedi.

Muğla Köyceğiz’i besleyen Namnam çayının üzerine yapılmak istenen Balcılar Barajı için taş ocakları kırma eleme tesisleri beton santrali projesine karşı yurttaşlar ve yöre dernekleri dava açtı. Dava dilekçelerini veren yurttaşlar adliye önünde açıklama yaptı.

Yapılan açıklamada Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı'nın internet sitesinde Köyceğiz’i besleyen Namnam çayının üzerine Balcılar barajı ve yapımı için gereken taş ocakları kırma eleme tesisleri beton santrali projesine  ÇED olumlu görüşü verildiği hatırlatılarak “Bu santralin yapımı durumunda Dalyan kanalları dolayısı ile dalyan, Köyceğiz gölü, Köyceğiz, Hamit köy, Zaferler, Döğüşbelen, Balcılara gelen sular etkilenecek, binlerce ağaç kesiminin çevreye vereceği zararlarda hesaba katıldığın da tam bir çevre yıkımı yaşanacaktır” denildi.

“ÜÇ YÜZÜN ÜZERİNDE DİLEKÇEYE RAĞMEN”

Köyceğiz Gölü, akarsular, Dalyan Kanalı, Dalyan ağzı ve denizin özellikle kirlenmeye açık olduğu ve korunması gereken alanlardır olduğu vurgulanan açıklamada; “Hassas bir ekosisteme sahip olan Köyceğiz gölü ve Dalyan kanalları ÖÇKB koruma kuralları ile koruma altına alınmış ve Dalyan'da imar yönünden yapılaşma sınırlanmıştır” denildi. Açıklamada Dalyan-Köyceğiz Özel Çevre Koruma Bölgesinin ekosistemini olumsuz etkileyeceği gerekçesi ile kitle örgütleri ve yöre halkı tarafından 300’ün üzerinde itiraz dilekçesi verilmesine rağmen 'ÇED Olumlu' kararı verilmesi üzerine  Eylül 2024 tarihinde dava açıldığı hatırlatıldı

“ÇED SÜREÇLERİ GÖSTERMELİK OLMAKTAN ÇIKARILMALIDIR”

Açıklamada, “Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı'nın çevresel etki değerlendirmesi süreçlerine halkın katılımını göstermelik olmaktan çıkarılmalı, halkın, toplum örgütlerinin, üniversitelerin görüşlerini gerçekten dikkate alarak kararlar vermesi gerekmektedir” denildi.

“KORUMA ALANLARI DEVLET TARAFINDAN KORUNMAYINCA  GÖREVİ VATANDAŞ ÜSTLENMİŞTİR”

 'Korunma Alanları'nın devlet tarafından korunmaması üzerine bu görevi Anayasanın 56 maddesinde belirtildiği üzere yurttaşların üstlendiğinin altı çizilen açıklamada; “Köyceğiz-Dalyan Özel Çevre Koruma Bölgesi: Bölgede yer alan İztuzu kumsal alanı Akdeniz'deki deniz kaplumbağalarının (Caretta caretta ve Chelonia mydas) ve Nil kaplumbağasının (Trionyx triunguis) en önemli üreme alanlarından birisidir. Ayrıca bölge, su samuru türünün (Lutra lutra) üreme ve yaşama alanıdır. Bölgede 126 kuş türü, 282 denizel fauna ve flora türü tespit edilmiştir” denildi.

“DAVALAR GEÇİM SIKINTISININ ÇEKEN BİZLERİ ZORLUYOR”

Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı'nın web sitesinde bölgenin özelliklerinin ve hassasiyetinin de yer aldığının belirtildiği açıklamada şu ifadelere yer verildi; “Kamu kaynaklarını yöneten devlet kurumlarının yanlış kararlarını durdurmak için açılan davalar geçim sıkıntısının had safhaya ulaştığı günümüzde yurttaşları ekonomik olarak oldukça zorlamaktadır. Koruma görevini yerine getirmeyen devlet kurumlarının desteğini alan yatırımcılar sürdürülebilir kalkınma adı altında, çevresel etki değerlendirme dosyaları içinde taahhütler vererek doğayı sürdürülemez şekilde, tüketmektedir. Biz Yöre halkı birlik ve beraberlik içinde bize emanet edilen çevreyi korumaya devam edeceğiz." (Muğla/ EVRENSEL)