11 Eylül 2024 12:14

Ortasından nehir geçen altın madeni için geri sayım başladı | Koza Altın, Fırat’a yeni zehir katacak

Koza Altın İşletmeleri’nin Ağrı Diyadin’de ki altın madeni projesi için ÇED gerekli değildir kararı verildi Dr. Eşref Atabey, madenin Fırat’ın geçtiği tüm su havzasını kirleteceği uyarısında bulundu.

Fotoğraf: Eşref Atabey

Paylaş

Özer AKDEMİR

Erzincan İliç’teki Çöpler altın madeninde yaşanan doğa ve işçi katliamının yankıları henüz dinmeden Fırat Havzasına yeni bir altın madeni açılması süreci devam ediyor. Son yıllarda Türkiye’nin hemen her bölgesindeki altın madenciliği projelerinde adeta her taşın altından çıkan Koza Altın İşletmeleri’nin (Son olarak TMSF’den Varlık Fonu’na aktarıldı) Ağrı Diyadin’de ki altın madeni projesi için ÇED Gerekli değildir kararı verildi. Bölgeye giderek altın madeninin çevre sağlık etkilerini değerlendiren Tıbbi Jeoloji uzmanı Jeoloji Yüksek mühendisi Dr. Eşref Atabey, “Murat Nehri kaynağında kurulacak işletmenin vereceği kirlilik, sınır aşan bir nehir ve Türkiye dışındaki geçtiği ülkeleri de ilgilendiren bir uluslararası su havzası olma özelliğiyle tüm Fırat Su Havzasını etkileyecek” dedi.

MADEN 2025 YILINDA FAALİYETE GEÇECEK

Türkiye’nin olduğu kadar Suriye ve Irak açısından da son derece önemli nehir olan Fırat’ın su havzasında üçüncü altın madeni işletilmesi için süreç hızla ilerliyor. Erzincan İliç ve Sivas Bakırtepe altın madenlerinin yanı sıra Divriği ve Kemaliye’de işletilen demir işletmeleri de Fırat Su Havzasında yer alıyor. Bölgede incelemelerde bulunan Dr. Eşref Atabey Ağrı Diyadin ilçesi Mollakara köyünde işletilecek olan altın madeninin Murat Nehri kaynağında kurulacağını belirterek madenin Fırat’ın geçtiği tüm su havzasını kirleteceği uyarısında bulundu. Koza Altın İşletmeleri tarafından 2025 yılında faaliyete geçirilmesi planlanan Altın ve Gümüş Açık Ocağı, Cevher Zenginleştirme Tesisi Projesi cevher aramaları bir zamanlar Bergama’daki altın madenini işleten Newmont Mining Corporation tarafından 2004 yılında başlatıldı. Tıpkı Bergama Altın madeninde olduğu gibi bu maden sahası da bir süre sonra (2008) yılında Koza Altın işletmelerine geçti. 2012 yılında “ÇED Olumlu” kararı verilen projenin toplam 470,56 hektarlık 3 ayrı ÇED alanında 2025 yılında üretime geçmesi planlanıyor. Maden için 2023 yılında verilen Nihai ÇED raporuna göre işletme sürecinde 11.115.760 ton cevher, 12.108.356 ton kısmı pasa çıkarılacak madenin işletme ömrü 4 yıl olacak. Bu dört yıl boyunca toplam 3.317.731 kg ANFO ve 114.105 kg dinamit patlatılacak. Yine maden işletmesi sırasında toplam 9820 ton siyanür ve ayrıca birçok kimyasalın kullanılacak.

DSİ UYARISINDAN SONRA ÇED SINIRI MURAT NEHRİNİN 55 METRE UZAĞINA ÇEKİLDİ!

Bölgede yaptığı jeolojik incelemeler sonrası Mollakara köyü içindeki kayaç türüne bakarak, ileride şirketin kapasite artırımına gitmesi durumunda köyün kaldırılma ihtimali olduğunu söyledi. Projenin ömrü ile ilgili çelişkili veriler olduğunu aktaran Atabey, “Projenin işletme ömrü 4 yıl planlanmasına karşın, arazinin hazırlanması, inşaat, işletme, kapatma ve rehabilitasyon faaliyetleri ile bu sürenin 8 yıl olacağı belirtiliyor. Proje toplam ömrünün 8 yıl

olacağı belirtilmesine karşın işletme ruhsatı süresinin arası 20 yıl olduğu görülüyor” dedi.

Projenin geniş birz alanı kapsadığını belirten Atabey, DSİ’nin “Murat Nehri’nin ÇED sınırları dışında kalacak şekilde ÇED sınırlarının revize edilmesi gerektiği” görüşünün ardından 2022 yılındaki ÇED alanının daraltıldığını ancak önceki sınırda Murat Nehri yatağında olan ÇED alanının DSİ görüşü üzerine 55 metre geriye çekildiğini dile getirdi. Atabey, “ÇED sınırının bu mesafeye çekilmesi, madenin Murat Nehri’ni kirletmeyeceği anlamına gelmiyor.

3.317 TON ANF, 114 TON DİNAMİT KULLANILACAK

Projenin işletme ömrü olan dört yılda 3.317.731 kg yani 3.317,7 ton ANFO ve 114.105 kg yani 114 ton dinamit patlatılacak. Bu devasa bir miktardır. Patlatmalar ile yakındaki köy evlerinde deprem etkisi yapacak ve bazıları yığma olan evler yıkılacaktır. Duvarlar çatlayacak, taş savrulmalarından etkilenecektir. Yayılan tozlar insan sağlığını ve ekinlere zarar verecektir” dedi. Atabey ayrıca açık ocakta yılda maksimum 4.200.000 ton cevher çıkarılacağına dikkat çekerek, bunun bölgede büyük miktarda pasa yığılacağı anlamına geldiğini söyledi.

9.820 TON SİYANÜR VE BİNLERCE TON KİMYASAL ZEHİR!

İşletmede cevher üretim metodu olarak siyanür kullanılacağını ve yığın liç yönteminin uygulanacağını aktaran Atabey, “Dört yılda toplam 9.820 ton siyanür, 5.040 ton kalsiyum hidroksit, 4.172 hidroklorik asit, 86,16 ton aktif karbon, 100.800 ton çimento, bunlarla birlikte miktarları belirtilmeyen sodyum nitrat, silika, boraks, kalsiyum florür, sodyum bikarbonat, sodyum karbonat, antiskalant kullanılacağı belirtiliyor. ÇED alanları çevresinde birçok köy bulunmakta olup, burada yaşayanlar madenden kaynaklı tozlar, kimyasallardan, patlatmalar ve gürültüden etkilenecektir” dedi.

MADEN KÖYLERİN TAM ORTASINDA!

ÇED Raporuna göre ÇED Alanı-1 sahasına en yakın yerleşim birimleri, 600 m batısında Mutlu köyü yer alıyor. ÇED Alanı-2 sahasına en yakın yerleşim yeri ise 190 m doğusunda Mollakara köyü ve 990 m güneyinde yer alan Oğuloba köyü. ÇED Alanı-3 sahasına en yakın yerleşim birimleri  ise 260 m güneyinde Mollakara köyü, 1.000 m doğusunda Aşağıdalören köyü. Atabey, altın madeni ocaklarının bu köylerin tam ortasında kaldığını, köyler için büyük tehdit oluşturduğu görüşünde. Açık ocağın taban kotundan Murat Çayı akış kotuna olan yüksekliği ortalama 35 metre seviyelerinde olup, Murat Çayına en yakın mesafesi 55 metre civarında olacağını dile getiren Atabey, maden sırasında oluşacak asit maden drenajın yıllarca süreceğini ve bu asidik oluşumun yıllar boyu Murat Nehri’ni kirleteceğini kaydetti.

HEYELAN TEHLİKESİ

Altın ocaklarının Doğal Sit Alanlarını da etkileyeceğini belirten Atebey, “Altın ocakları; Köprü, Yılanlı, Davut Kaplıcaları Doğal Sit alanı ve Termal Turizm Merkezine

yakın. Madenden kaynaklı Murat Nehri’ndeki kirlenmeden bu alan ve yakındaki Diyadin bazalt Kanyonu Doğal Sit Alanını etkilenecektir. Proje sahası ve yakınında birçok aktif kırık ve faylar bulunmaktadır. Bölge sismik hareketler yönüyle risklidir. Oluşacak büyük depremlerde atık havuzu ve yığın liçi çökmeleri olabilecektir” dedi. Atabey, bölgenin aynı zamanda heyelan bölgesinde olduğunu vurgulayarak olası depremde ve patlatmalarda

gerek ocak çevresinde, gerekse atık havuzu ve liç yığınında heyelan olasılığının yüksek olduğuna işaret etti. Atabey madenin Murat Nehrine olacak etkisine dair şunları söyledi; “ÇED Alanları, Murat Nehri’nin membasında yer almakta olup, nehir ÇED izin alanlarının ortasından geçmektedir. Bu durum nehirde yaratacağı kirlilik açısından tüm ekosistemi, sucul canlıları, tarımsal sulama ve nehirden sulanan hayvanların ve dolayısıyla insan sağlığı için tehlike oluşturacaktır. Üç adet ocak Murat Nehri kolları arasında drenaj ağı içinde bulunur. Bu hidrojeolojik yapıyı tamamen değiştirecek, yer altı ve kaynak suları kaybolacaktır. Nehrin beslediği alanlar kirletilecektir. Bu kirlenme aynı zamanda tüm Karasu-Fırat havzasını etkileyecektir.”

ENDEMİK BİTKİLERE NE OLACAK?

Altın madeninin yöredeki endemik türler açısından risk oluşturduğunu kaydeden Atabey, “ÇED raporuna göre, alanda toplam 44 familyaya ait 244 tür ve tür altı seviyede takson tespit edilmiş. Bu türlerden biri yeni, biri lokal endemik, dördü bölgesel, altısı de geniş yayılışlı endemiktir. Bu endemik türlerin yok edilmesine kim, nasıl engel olacak; toz yayılması nasıl önlenecek, bu belirtilenlere kim uyacak, yerine getirecek, kim denetleyecektir. Maden faaliyete geçtiğinde o alandaki bahsedilen endemik türlerin tümü yok edilecektir” dedi.

ÖNCEKİ HABER

Dikili Kadın Platformu: “Narin için adalet istiyoruz”

SONRAKİ HABER

UCM Başsavcısı Netanyahu için yakalama kararı çıkarma sürecinin hızlanmasını istedi

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa