Elazığ'da kadınlar Ekmek ve Gül pikniğinde buluştu: Tek başına değilsin; ben varım, biz varız, birlikteyiz
Elazığ'da Ekmek ve Gül'ün çağrısıyla bir araya gelen kadınlar sorunlarını tartıştı. Pikniğe Ekmek ve Gül, Evrensel gazetesi editörleri ve EMEP Milletvekili Sevda Karaca katıldı.
Elazığ’da kadınlar Ekmek ve Gül pikniğinde buluştu.
Pikniğe, Elazığ’da evli olduğu uzman çavuşun katlettiği Burcu Demir’in ailesi ve Elazığ Sosyal Yardımlaşma Spor Kulübü antrenörü İ.B:’nin tacizine maruz kalan çocukların aileleri de katıldı.
Elazığ Ekmek ve Gül Grubundan Derya Coşkun’un konuşmasıyla başlayan piknikte Coşkun, Elazığ Ekmek ve Gül’ün pandemiden sonra kurulduğunu ve bir buçuk yıldır aktif olarak faaliyet yürüttüğünü söyledi. Son dönemde özellikle kadına ve çocuklara yönelik suçların artığına dikkat çeken Coşkun, kadınların birlikte mücadele etmesi gerektiğine vurgu yaptı: “Ekmek ve Gül olarak çok daha büyüyebilir, mücadelemizi daha ileriye taşıyabiliriz.”
Ekmek ve Gül Editörü Sıla Altun da Ekmek ve Gül dergisinden bahsettikten sonra, Narin Güran cinayetini hatırlattı. Cinayet sonrası kamuoyunun büyük bir öfke duyduğunu söyleyen Altun; aile ile iktidar ilişkisine, ailenin devlet tarafından adeta korunmaya çalışıldığına dikkat çekti. İstismara, şiddete uğramış bir sürü çocuğun Narin ile birlikte yeniden hatırlandığını söyleyen Altun; eğitim hakkı, çocuk yoksulluğu ve Ekmek ve Gül’ün sürdürdüğü bir öğün ücretsiz sağlıklı yemek talebinin yakıcılığına vurgu yaparken çocukların ihmali ve istismarının önlenmesi açısından eğitim hakkının taşıdığı öneme vurgu yaptı.
Narin Güran cinayetinin arka planına ilişkin bilgi veren Evrensel gazetesi Diyarbakır Bürosundan Elif Ekin Saltık da kamuoyu baskısının cinayetin aydınlanmasında ve gerçek adaletin sağlanmasında önemli olduğuna vurgu yaptı.
KADINLAR SORUNLARINI PAYLAŞTI
Pikniğe katılan kadınlar, Elazığ’da mezhepsel açıdan kutuplaştırmanın olduğunu söylerken başka bir kadın, kadınların sokakta rahat yürüyemediğini, güvende hareket edemediğini söyledi. Bir kadın “Malatya’ya gittiğinde insan kendini batıya gitmiş gibi hissediyor” diye konuştu.
Pikniğe katılan bir kadın “Elazığ gelişmiş ancak insanların zihniyeti maalesef gelişmemiş. Eğitimsizlik burada önemli bir etken” dedi. Bir kadın da tüm baskıların her yerde yaşandığını ancak kadınların her türlü mücadele ile özgürlüklerini elde ettiğini, baskılara boyun etmediklerini ifade etti.
Piknikte kadınlar güvende hissetmeme, baskılar, eğitimin karşısındaki bariyerler ve cinsiyet eşitsizliğinden dolayı yaşadıkları pek çok sorunu tartıştı.
SEVDA KARACA: EKMEK VE GÜL KADINLAR İÇİN VAR
Piknikte konuşan Emek Partisi Antep Milletvekili Sevda Karaca “Neyle ilgili bir dert yaşıyorsak, nasıl baş edeceğimizi bilemediğimiz çok büyük bir mesele haline geliyor. Ve bunun karşısında sorduğumuz soru da şu oluyor; ‘Ben tek başıma hayatta kalmaya çalışan, çocuklarını hayatta tutmaya çalışan bir kadın olarak bu büyük meseleyle nasıl uğraşabilirim?’ Yanımızda bizim gibi dertleri yaşayan, ancak bu dertleri paylaşanımız olmadığı için öfke bir süre sonra yerini ben ne yapabilirim ki duygusuna bırakıyor. Ve bu durum bir süre sonra kadınların o yükün altında ezilmesine neden oluyor. Peki burada Ekmek ve Gül ne işe yarıyor?
Ekmek ve Gül yirmi yıldır bu sarmal böyle devam etmesin diye kadınları yan yana getirerek güçlendirmeye yarıyor. Ben ne yapabilirim ki sorusuna karşılık sen tek başına değilsin; ben varım, biz varız, birlikteyiz cevabına karşılık geliyor. Hayatı bazen sadece kendi deneyimlerimizle anlıyor ve algılıyoruz. Ancak sadece bizim görebildiğimiz, hissettiğimiz, bizim kendi deneyimimizden kaynaklı olarak yola çıkarak tespit ettiğimiz şeylerin dışında da gerçekler olduğunu bize böyle buluşmalar gösteriyor. Ve bu buluşmalar bize gerçekten doğru olan ne sorusunu sorduruyor. Ekmek ve Gül bunun alanını sağlıyor” dedi.
“BU DÜZENE MAHKUM OLMAYACAĞIZ”
Kadınların yaşadığı eksiklik hissi ve vicdan azabının iktidarın elinde kadınlara karşı bir sopaya dönüştüğünü söyleyen Karaca, bu vicdan azabı ile birlikte ortaya çıkan her sorunda kadınların sorumlu tutulduğunu belirtti. “Bir toplumsal düzen var ve o toplumsal düzenin içerisinde her birimize birer sınır konmuş durumda. Ve o eşiği aşmaya çalışan herkes yaftalanıyor. Bazen şiddetle bazen de kötü annelikle, kötü kız çocuğu olmakla” diyen Karaca, “Uğraşmamız gereken her birimizi, sürekli her gün başımızı yastığa koyduğumuzda vicdan azabıyla baş başa bırakan bu düzenin kendisiyle hesaplaşmak. Bizi batağa saplamak isteyen; bizi bir kadın olarak, bir evlat olarak, bir anne olarak, bir eş olarak sürekli bir şeylerle muhasebe etmek zorunda bırakan, vicdan azabıyla bırakan düzene karşı ortak bir mücadele yürütmek zorundayız” dedi.
Karaca son olarak “Ekmek ve Gül’ün, elinden ne geliyorsa, olanağın ne düzeydeyse o kadar parçası olarak gerçekten bizi böyle korkunç bir düzene mahkum edenlere karşı daha güçlü olmalıyız” dedi. (EKMEK VE GÜL)