ÖTK nedir, ne işe yarar?

Sude ŞENER

Boğaziçi Üniversitesi

Öğrenci Temsilciliği Kurulu yani ÖTK nedir, ne değildir? Neden son günlerde ÖTK’leri bu kadar sık duymaya başladık ve bu kavram neden bu kadar önemli?

Öğrenci Temsilciliği Kurulu, Kurumu, Konseyi… İstediğinizi kullanabilirsiniz çünkü önemli olan kısım “öğrenci” ve “temsilci” kelimeleri. Adından da anlaşıldığı gibi öğrencilerin sorunlarının, taleplerinin, fikirlerinin temsil edilmesini sağlayan bir araç. Her yıl ya da 2 yılda bir yenilenen seçimlerle bölüm temsilcilerimizi belirlediğimiz, o temsilcilerin bir kısmının fakülte temsilcisi seçildiği ve fakülte temsilcilerinin de üst kurulu oluşturduğu bir yapıya sahip. Dolayısıyla bu yapının amacı bir örümcek ağı gibi tüm bölümlere ve dönemlere yayılmak, orada tartışılanlar doğrultusunda merkezi bir birikim sağlamak.

ÖTK’lerin öğrencilerinin taleplerini yükseltmekteki rolünü bir örnekle inceleyelim: Farz edelim Boğaziçi’de Psikoloji bölümünde okuyoruz. Bu sene bölümümüze usulsüz şekilde pek çok akademisyen atanmış, kendi hocalarımızı bulamaz hale gelmişiz. Tabi bu atanmış hocalarda usulsüzce yeterlik de gözetilmemiş. Hatta bir tanesi psikoloji mezunu bile değil! Biz de bu kadar dirsek çürütüp geldiğimiz üniversitede nitelikli bir eğitim alamamanın endişesiyle bu meseleyi her yerde tartışıyoruz. Peki bu tartışmaları nasıl bir mücadeleye çevireceğiz? ÖTK’nin ne işe yaradığı tam da burada ortaya çıkıyor. Rahatsızlık duyduğumuz, değiştirmek istediğimiz bir konuda ÖTK’lerle bir özne haline gelebiliyoruz. Üniversitenin muhatap almak zorunda olduğu resmi bir organ olmasının yanı sıra yukarıda bahsettiğim örümcek ağına benzeyen yapısıyla göremediğimiz, duyamadığımız sıra arkadaşlarımıza da ulaşabiliyor ÖTK. Bu niye önemli? Çünkü üniversiteleri dinci-gericilik, milliyetçilik ve AKP sermayesi vizyonu tarafından kuşatılmış öğrenciler olarak bizim çok fazla derdimiz var. O kadar çok ki birbirimizden haberdar olamadığımız için bireysel çırpınışlarla çözüm üretmeye çalıştığımız dert havuzunda kayboluyorlar. Fakat ÖTK birbirimizi, ortak sorunlarımızı bulmak konusunda işimizi kolaylaştırıyor ve mücadelemize bir adım ileriden başlamış oluyoruz. Bahsettiğim örnekte olduğu gibi bu araç sayesinde bölüm arkadaşlarımızla yan yana gelebiliyoruz, bir boykot örüyoruz. Ne oldu bu boykot sürecinde? Hiçbir öğrenci derse girmedi. Yönetim atama kararını tekrar değerlendirmek durumunda kaldı. Bölüm öğrencileri süreçte birbirinden haberdardı ve bu deneyim fakülteye oradan da bütün üniversiteye taşınabildi.

ÖTK’NIN DİĞER BİRLİKLERİMİZDEN FARKI NE?

Sorunlar bitmediğine göre bir daha yan yana gelmek gerektiğinde birbirimizi nasıl bulacağız? İşte bunun için bir mekanizmaya ihtiyacımız var ve bu mekanizma kalıcı olmalı. Öğrenci hareketi tarihine baktığımızda var olan sorunlar kadar öğrenci örgütünün oluştuğunu görüyoruz. Her seferinde yeni bir dernek, inisiyatif, grup, komisyon kurulmuş. Hepsini de farklı öğrenciler kurmuş. Bu neye sebep oluyor? Örneğin her sene yemekhane zamları sırasında ayaklanmamıza ama çoğu zaman sonuç alamadan ve birliğimizi sürdüremeden sönüp gitmemize sebep oluyor. Halbuki ne sorunlar ne de çözümler yeni ama biz her seferinde yeni tahliller ve yeni çözüm arayışlarıyla vakit kaybediyoruz. Geniş bir öğrenci kitlesine ulaşabilen ve bu kitleyi temsil edebilme olanağına sahip olan ÖTK, bu özellikleriyle öğrenci hareketi için en uygun mücadele mekanizması.

Her sene seçimlerle yenilenen, deneyimlerini biriktiren ve buralardan sonuç çıkaran bir kurul, bu sonuçları ortak bir potada eriterek öğrencilere yayıyor. Bölümlerden fakültelere, ortak sorunlar karşısında ortak aksiyonlar alınıyor. Bu şekilde yan yana gelişlerimiz bir tesadüf ya da o gün bizi rektörlük önüne eyleme gitmeye iten sorunların yakıcılığıyla belirlenmiyor. Düzenli olarak gelen saldırılara karşı düzenli olarak bir araya geliyoruz. Sizin de bildiğiniz gibi ÜYK yani üniversite yönetim kurulu bizim geleceğimiz, üniversitemiz, bölümlerimiz hakkındaki kararları verirken sık sık yan yana geliyor; “Biz nasıl bu meseleyi kendi çıkarımıza ve sermaye çıkarına en uygun bir biçimde çözeriz?​” diye fikir alışverişleri yapıyorlar. Aynı fikir alışverişini biz öğrenciler de yapmadığımız sürece bu saldırıları püskürtmemiz zorlaşıyor. Bu bir araya gelişlerimizi engellemek için çeşitli üniversiteler baskın ÖTK seçimleri, bazıları adrese teslim temsilcilik, kimisi ise faşist grupların öğrencileri tehdit ederek kukla bir ÖTK’lar oluşturuyorlar.

Sonuç olarak bu temsilcilik mekanizmasının kendisini gerçekleştirebilmesi için bölüm öğrencileriyle düzenli bir iletişim halinde olmasına ihtiyaç var. Çünkü ÖTK, TBMM gibi ezici çoğunluğu işe yaramayan asalak temsilcilerden değil, bölüm öğrencilerinin talepleriyle yoğrulan bir iletişim ağıdır. ÖTK, ismindeki temsilciliği temsilcilerden oluşan bir kurul olmasından değil öğrencilerin bütününün taleplerini temsilden alır. Yönetim organlarından koparılan, fikirleri önemsenmeyen, eğitime ancak edilgin bir şekilde katılması beklenen öğrencilere seslerini verir. Sonunda öğrenciler en büyük bileşimi olduklarını eğitim kurumunun faaliyetlerinde söz sahibi olur. Sorunlarını tartışıp, alacakları aksiyonlara beraber karar verirler. Yani aslında iradelerine sahip çıkarlar.

Tüm bu özellikleriyle ÖTK seçimlerinin yapılması bu dönem her üniversitede yükseltmemiz gereken bir talep olarak öne çıkıyor. Demokratik bir üniversiteyi inşa edebilmek, demokratik mücadele mekanizmalarını inşa edebilmekten geçiyor. Yıllardır tek adam rejimi ve onun üniversitedeki temsilcileri atanmış rektörlere karşı üniversitelerimizi, parasız eğitim hakkımızı savunuyoruz. Şimdi demokratik üniversiteler için demokratik ÖTK’leri kurma zamanı!