18 Eylül 2024 17:26

İzmir’de işçiler DİSK’in 20 Eylül çağrılarını yetersiz buldu: Ana gündem haline getirilemedi

İzmir'de DİSK üyesi işçiler DİSK'in 20 Eylül'de bölgesel İzmir mitinginin hazırlanılışını yetersiz buldu. İşçiler, "Miting maalesef ana gündem haline getirilemedi" dedi.

İzmir’de işçiler DİSK’in 20 Eylül çağrılarını yetersiz buldu: Ana gündem haline getirilemedi

Fotoğraf: Volkan Pekal/Evrensel

Emirhan DURMAZ
İzmir

Türkiye Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK), eylem takviminde yer alan ikinci bölgesel mitingi 20 Eylül’de İzmir’de gerçekleştirecek. Eylem planı açıklanırken, “İşyerlerinden, sokaklardan, meydanlardan üretimden gelen gücümüzü kullanmak dahil olmak üzere sesimizi yükselteceğiz” denilerek, mitinglerin iş yerlerinden ve yerelden örüleceği vurgusu yapılmıştı. Hal böyle iken, İzmir’de DİSK üyesi işçilerle miting çağrılarını, hazırlıkları ve taleplerini konuştuk. Görüştüğümüz kimi işçiler “haberimiz yoktu, sizden duyduk” derken; kimi işçiler ise “maalesef ana gündem haline getirilemedi” diyerek mitinge ilişkin hazırlık ve çağrıları yetersiz bulduğunu kaydetti. Konu dahilinde görüşlerini ve işçilerin eleştirilerine yönelik yanıtlarını aldığımız DİSK Ege Bölge Temsilcisi Memiş Sarı ise, gelinen dönemin küslük ve bahane kaldırmayacağını belirterek, “Herbir işçi arkadaşımız kırılganlıkları, görüş farklılıklarını ve eksiklikleri bir tarafa bırakarak ‘gelirde, vergide ve ülkede adalet’ mücadelesini ileriyi taşımalıdır” ifadelerini kullandı.

"YAYGIN ÇAĞRI SÖZ KONUSU DEĞİL"

Mitinge çağrı için bazı iş yerlerinde bildiri okunduğunu belirten bir İZENERJİ işçisi, “Whatsapp gruplarına ve sosyal medyaya çağrı afişleri atılıyor. Merkezi düzeyde de paylaşımlar yapılıyor. Ancak yerelde ve iş yerlerinde karşılığı oldukça zayıf. Maalesef yeterince önemsenmedi ve yaygın çağrı söz konusu değil. Ortak toplantılar ve bir takım etkinlikler yapılabilirdi. Bunlar mesaj atmaktan daha etkili olurdu” diye konuştu. Bir başka İZENERJİ işçisi ise mitinge ilişkin, “Açıkçası benim haberim yoktu. Dediğiniz gibi belki gruplara mesaj atmış olabilirler ama ben bakmadım. Bazı gruplar da sessizde zaten. Ama mesai arkadaşlarımdan ‘önümüzde sıkıntılı bir süreç var, mücadele etmek gerekir’ tarzı şeyler söyleyenler oluyor” ifadelerini kullandı.

Konak Belediyesi Temizlik İşleri Müdürlüğü’nde çalışan bir işçi de mitinge dair bilgi sahibi olmadığını belirtirken, “Ben bu ara gece vardiyasındayım. Belki o yüzdendir. Zaten sendikamla da çok aram yok, bana haber vermemiş olabilirler. Ancak dediğiniz gibi bir miting şart. İnsanların artık kirasını ödeyemediği bir ülke var. Evine ekmek götüremeyen babalar, analar var. Mitingi de geçin, adaletsizliklerin, yoksulluğun haykırılması, kökten isyan edilmesi lazım. Birileri deveyi havuduyla götürüyor, birileri açlık çekiyor. Ama benim bu dönem sendikalarından bir beklentim de yok açıkçası” diye konuştu.

"VERGİYE ÇALIŞIYORUZ"

Buca Belediyesi Temizlik İşleri Müdürlüğü’nde çalışan ve Genel-İş Sendikası 5 No’lu Şube’de örgütlü olan bir işçi ise, iş yerlerinde mitinge çağrı yapıldığını kaydederek, “Sendika şube başkanı beraberinde bir temsilciler grubuyla birkaç kişiyle iş yerimize geldi. Bildiri okudular. Mitinge çağrıda bulundular. Ben de uygun olursam katılmayı düşünüyorum. Ancak iş yerimizde sendikaya dargın olan arkadaşlarımız var. Onlar sırt çevirebilirler. Haklı gerekçeleri olanlar da var. Bazı iletişim eksiklikleri yaşanıyor, sendika ile aramızda. Bu sorunlar da böyle zamanlarda patlak veriyor, baş gösteriyor ne yazık ki” diye belirtti. Mitinge katılım açısından en çok vergide adalet talebinin ön plana çıktığını belirten işçi, “1200-1300 lira vergi kesiliyor maaştan. Mesaiye kalıyoruz, vergi artıyor. Vergi arttıkça, maaştan eksildikçe mesaiye kalıyoruz. Böyle bir döngü var, resmen bir süre de vergi için çalışıyoruz” şeklinde konuştu.

"CAMBAZA BAK MİTİNGİ"

Birleşik Metal İş Sendikası’na üye bir işçi, çalıştığı fabrika özelinde mitinge çağrıları yeterli bulduğunu ileterek, “Bildiri okundu. Çağrılar yapıldı. Katılmak isteyenler için servis ayarlanacağı söylendi. Katılacak olanlar var, mesaiyi düşünenler var. Uygunluk olursa ben de katılabilirim” diye konuştu. Akabinde mitingin önemine dair görüşlerini aldığımız işçi, “Bugün uçan sinekten vergi alınıyor. Kıdem tazminatlarına göz dikiliyor. Emeklilik haklarına göz dikiliyor. Ama ortak bir iş birliği de var. Köşe başları tutulmuş, çobanlar satın alınmış durumda. Benim ne DİSK’e, ne TÜRK-İş’e hiçbirine güvenim yok. O yüzden bugün ki miting de benim gözümde bir ‘cambaza bak’ mitingidir. Kontrollü ve planlı bir süreç olduğu kanaatindeyim” ifadelerini kullandı.

"MİTİNG ANA GÜNDEM DEĞİL"

Son olarak görüştüğümüz bir başka Birleşik Metal İş Sendikası üyesi işçi, merkezi düzeyde bir çabanın var olduğunu belirterek, “İş yerinde basın metni, bildiri okundu. Ancak sürecin  yerelden örülmesi gibi bir durum yok. Efektif bir çalışma yürütülmedi. Gelinen durumda herkesin bir şeylerden şikayetçi olduğu, günlük sohbetlerin tamamının ekonomi üzerinde şekillendiği şu konjonktürde dahi, 20 Eylül mitingi fabrikanın ana gündemi haline getirilemedi. Bir ‘işçi buluşması’ yapıldı Konak’ta, sadece temsilciler düzeyinde sınırlı kaldı. Bu miting de temsilciler düzeyiyle kalır, ekstra olarak götürebildikleri birkaç işçiyi yanlarında götürürler” dedi. Öte yandan, mitingin mesai saatlerine denk gelmesine ilişkin bir kaygının olup olmadığını sorduğumuzda ise, “Kesin bir iş bırakma örgütlemedikleri için, böyle bir kaygı da mevcut değil. Dediğim gibi fabrikada ana gündem bu değil” diye belirtti.

MEMİŞ SARI: “BU MÜCADELE BÜYÜTÜLMELİ”

Mitinge dair hazırlıklara ilişkin değerlendirmelerini ve işçilerin eleştirilerine dair yanıtlarını aldığımız DİSK Ege Bölge Temsilcisi Memiş Sarı, dönemin kırgınlıkları, görüş ayrılıklarını veya eksiklikleri ön plana çıkarma dönemi olmadığına vurgu yaparak, “Arkadaşlarımız her birimde, her tarafta çağrıları canla başla sürdürdü. Ortada büyük bir emek var. Her bir iş yerinde çalışmalar yürütüldü. İşçilerin, emekçilerin ve emeklilerin yaşam haklarına saldırıldığı böylesi bir dönemde, kimsenin kimseye kırılma lüksü yok, bahane üretme lüksü yoktur. Temsilcilerimizin yetersiz kaldığı yerler illa ki olmuştur, buralarda ise her bir işçi doğal önder konumundadır. Eksikliği fark eden bayrağı devralmalı, ‘gelirde, vergide ve ülkede adalet’ mücadelesini bir adım ileriye taşımalıdır. Gönül istedikten sonra mücadele büyütülebilir, aksi halde bunca emeğin verildiği yerde eksiklikleri ön plana çıkarmak yalnızca mücadeleyi yaralar. Bu sebeple ben bu mücadeleyi kıymetli buluyorum. Bölgesel mitinglerimiz, Ankara’da gerçekleşecek olan büyük işçi buluşmasının birer hazırlığı ve başlangıcıdır. Gelirde, vergide ve ülkede adalet isteyen; haksız, hukuksuz gözaltılara, tutuklamalara, baskılara karşı olan; hayvan hakları savunucularının, yaşam hakkı savunucularının, ekoloji mücadelesi yürütenlerin, herkesin mücadelesini tek bir alanda büyütmesi gerekir” diye konuştu.

EVRENSEL'İNMANŞETİ

Çocukları öğüten çark

Çocukları öğüten çark

Yoksulluğun pençesindeki ailelerin çocukları tüm dünyada acımasızca emek piyasasına çekilirken, Türkiye kapitalizmi bu konuda en önde koşuyor. Çarklar köle koşullarında dönsün diye devlet gücünü seferber etmekten geri durmayan iktidar, milyon milyon işçileştirdiği çocukların da uzun ve ağır çalıştırılmasına, onlarcasının ölüme sürüklenmesine göz yumuyor.

2.3 milyon çocuk MESEM kapsamında günde 8-10 saat çalışıp ustalık belgesi aldı

15-17 yaş grubundaki neredeyse her 4 çocuktan biri çalışma hayatında

71 çocuk 2024'te çalışırken hayatını kaybetti

BİRİNCİSAYFA
SEFERSELVİ
16 Şubat 2025 - Sefer Selvi

Evrensel'i Takip Et