Evrensel'in manşeti | 'Cep'çiler: Faturada tekel soygunu
Tarifelerine yüzde 300’ü aşan oranda zam yapan cep telefonu operatörleri soygun düzeni kurdu. Hizmetleri pahalıya satıyorlar, devasa kârlarına rağmen vergi ödemiyorlar.
Görsel: Evrensel
Nisa Sude DEMİREL
Merve TUR
İstanbul
Türkiye’nin telekomünikasyon tekellerinin artırdığı fiyatlar yurttaşın cebini deldi. Yurttaş Vodafone, Turkcell ve Türk Telekom başta olmak üzere tekellerin fiyatlama politikasını “operatör soygunu” olarak nitelerken, faturalara yüzde 200’ü aşan zam yapıldı.
Cep telefonları sağlayıcıları, tüketiciler ile yaptıkları anlaşma taahhütlerinin son bulmasıyla da fahiş zamlarla karşı karşıya kaldı. Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumunun (BTK) 1 Nisan’da yayımladığı azami ücret tarifesine yıllık yüzde 65 zam geldi. Taahhüdünün bitmesi ile yurttaşların karşı karşıya kaldığı zam oranları bu orandan çok daha fazla oldu. Örneğin, Vodafone’da 170 TL olan 18 GB’lik bir tarife taahhüdün bitmesiyle 546 TL’ye, Türk Telekom’da 240 TL’lik bir tarife 615 TL’ye çıktı.
Yeni tariflerde ise ortalama bir internet kullanımı olarak 15 GB’ye yakın tarifelere bakıldığında üç büyük operatör için fiyatlar şöyle:
Vodafone 16 GB 350 TL,Türk Telekom 15 GB (ve hediye 2 GB) 340 TL,Turkcell 15 GB 500 TL
TÜRKİYE’DE TARİFELER ‘SUDAN UCUZ’ MU?
Türk Telekom CEO’su Ümit Önal, firmanın ikinci çeyreğe ilişkin finansal bilgilerinin paylaşıldığı toplantıda Türkiye’deki tarife fiyatlarına ilişkin şu savunmada bulundu: “Fiyatlar Avrupa'nın çok altında. Hatta Irak'ta bile çok daha pahalı tarifeler. Bugün Türkiye'de 4 kişilik bir ailenin ayda 5-8 damacana su tükettiğini düşünürsek ve bir alegori yaparsak Türkiye'de internet tarifeleri ‘sudan ucuz’ demek yanlış olmaz.”
Ancak Türkiye’deki bu üç büyük tekelin yurt dışı hizmetleri için dahi bu bilgi doğru değil. Örneğin Turkcell’in Ukrayna’da hizmet veren iştiraki Lifecell’de 25 GB, 800 dakika ve sınırsız sosyal medya kullanımı içeren paketi 120 Ukrayna grivnası, yani 99.33 TL. Türkiye’de Turkcell’in 20 GB’lık paketi ise 550 TL, Türkiye’de asgari ücretin yüzde 3.23’ü. 20 GB’lik bir paket Türkiye’de 14.48 avroyken Ukrayna’da 25 GB’lik paket 2.61 avro.
ALMANYA’DA 3 SAAT, TÜRKİYE’DE 10 SAAT
Örneğin Vodafone'un Almanya'daki fiyatlaması incelendiğinde 50 GB internet içeren tarifenin 40 avro olduğu görülüyor. Paket 24 ay sözleşmeli, iki sene boyunca fiyat değişmiyor. Almanya'daki asgari ücret, sektörel ücret artışları dikkate alınmadan 2 bin 54 avro olarak kabul edildiğinde paketin fiyatı Almanya'da asgari ücretin yüzde 1.94'üne denk geliyor. İşçilerin oldukça küçük bölümünün asgari ücret ile çalıştığı Almanya’da asgari ücretli bir işçi dahi yaklaşık üç buçuk saatte faturasını ödeyebiliyor.
Türkiye'de yine Vodafone'un 50 GB içeren gençler için indirimli internet paketi incelendiğinde ilk 3 ay için 760 TL, sonraki 9 ay için 880 TL olduğu görülüyor. Fiyat kur bazında Türkiye'de daha uygun gibi gözükse de Türkiye'de bu miktar asgari ücretin yüzde 5'ine denk geliyor. Türkiye'de ise 88.9 TL olan saatlik asgari ücretle hesap yapıldığında asgari ücretli bir işçinin bu paketi ödemek için 10 saat çalışması gerekiyor.
Yani Türk Telekom CEO'sunun iddiasının aksine Türkiye'de internet sudan ucuz da, Avrupa'dan daha erişilebilir de değil.
VODAFONE, TURKCELL, TÜRK TELEKOM VERGİ ÖDEMİYOR
Üç tekel haline gelmiş bu operatörler; iddianın aksine tarifeleri yurt dışına kıyasla daha zor erişilebilir fiyatlara satarken vergi ertelemelerden yararlanıyor, vergi ödemiyor, her sene net kâr miktarını artırıyor. Bu sırada yurttaşın telefon faturasına 4 kalem vergi yansıyor. Her ay 14.98 TL telsiz kullanım bedeli, faturanın yüzde 20’si oranında KDV, yüzde 0.948 damga vergisi, tek sefere mahsus 179.28 TL telsiz ruhsatname ücreti, tek sefere mahsus 2024’te yüzde 53.8 oranında artırılarak 260 TL’den 400 TL’ye çıkarılan özel iletişim vergisinin yanı sıra 1999’daki Gölcük depreminin ardından getirilen, ‘deprem vergisi’ olarak da anılan, depreme bağlı hasarın önlenmesini amaçlayan ve her depremin ardından akıbeti sorulan özel iletişim vergisi de yüzde 10 oranında faturaya yansıyor. Örneğin toplam 172 lira olarak gelen bir faturanın 51 TL’sini alınan vergiler oluşturuyor.
Üç haneli faturalardan neredeyse faturanın üçte birini oluşturacak şekilde vergi alınırken operatör şirketler burada da yurttaştan daha imtiyazlı. Örneğin Turkcell ve Türk Telekom 2021, 2022, 2023 senelerinde hiç vergi ödemedi. Vodafone 2023’te vergi ödemedi.
ŞİRKET KÂRLARI DEVASA
Bu vergi imtiyazları ve fahiş tarife ücretleri ise operatörlere her sene artan net kâr olarak geri dönüyor. Örneğin Turkcell, 2021’den itibaren net kârını sırasıyla 5 milyar 31 milyon TL, 11.05 milyar TL, 12 milyar 553 milyon TL şeklinde artırdı. 2024’ün ilk 6 ayında ise şirket 5.7 milyar TL net kâr elde etti. Türk Telekom ise aynı üç senede sırasıyla 5.8 milyar TL, 4.1 milyar TL, 2023’te bir önceki yıla göre yüzde 137.7 artışla 16.4 milyar TL kâr elde etti. 2024’ün ilk yarısında ise net kârı 2.5 milyar TL oldu.
Britanya sermayeli Vodafone’nun Türkiye’de 20 milyon abonesi var. Nisan 2023 - mart 2024 arası döneminde Vodafone’un, faiz, amortisman ve vergi öncesi kârı (FAVÖK) ise 17.5 milyar TL olarak gerçekleşti.
YÖNETİM KURULLARI ‘YILDIZLAR GEÇİDİ’
Turkcell ve Türk Telekom’un yönetim kurulları ise en az çift maaşlı, devletin birbirinden alakasız pek çok kademesinde ışık hızında değerlenerek kademe atlamış kişilerden ulaşıyor. Cumhurbaşkanı başdanışmanından Boğaziçi Üniversitesinin atanmış rektörüne kadar pek çok isim bu yönetim kurullarında yer alıyor. Turkcell’in yönetim kurulu üyelerinin bazılarının öz geçmişleri şöyle:
- Şenol Kazancı (Başkan): 2011-2014 yılları arasında başbakan başdanışmanlığı, 2014 yılında cumhurbaşkanı başdanışmanlığı görevlerini yürüttü. 2014-2021 yılları arasında AA Genel Müdürü olarak görev yaptı.
- Ayşenur Bahçekapılı: 2007’de AKP’den İstanbul 2. bölge milletvekili seçildi, 2009-2013’te AKP grup başkan vekilliğini yürüttü, 2020-2023’te cumhurbaşkanlığı başdanışmanlığı yaptı, halen Cumhurbaşkanlığı Hukuk Politikaları Kurulu üyesi.
- Salim Arda Ermut: 2005’te başbakanlık basın ve halkla ilişkiler müşaviri, 2015’te türkiye yatırım destek ve tanıtım ajansı başkanlığı, 2019-2021 arasında Türkiye basketbol federasyonu asbaşkanlığı, 2019-2021 yılları arasında Türk Hava Yolları Yönetim Kurulu üyesi ve Türk Hava Yolları İcra Kurulunda da üç üyeden biri, 2018-2020 Türkiye Varlık Fonu Yönetim Kurulu üyesi, mart 2021’den itibaren Türkiye Varlık Fonu genel müdürlüğü ve yönetim kurulu üyesi
- Naci İnci: Atanmış Boğaziçi Üniversitesi Rektörü
- Figen Kılıç: 2019'da Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığında hizmet sunumu genel müdürü, halen TÜBİTAK BİLTEG Danışma Kurulu Üyesi
- Nail Olpak: MÜSİAD Yüksek İstişare Heyeti Başkanı
- İdris Sarısoy: Hazine ve Maliye Bakanlığı Vergi Konseyi Üyesi
Türk Telekom yönetim kurulunda ise şöyle örnekler var:
- İsmail İlhan Hatipoğlu (Başkan): 2009 bütçe ve mali kontrol genel müdürü, 2016-2018 maliye bakanlığı müsteşar yardımcısı, 2018 sonrası bakanlık müşaviri ve vergi başmüfettişi, 2023’te hazine ve maliye bakanı yardımcısı
- Ömer Fatih Sayan: 2007-2014 başbakanlık müşavirliği, Ocak 2014'te Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu kurul üyesi, 2015-2018 bilgi teknolojileri ve iletişim kurumu başkanı, 2018'den beri Ulaştırma ve Altyapı Bakan Yardımcısı
- Yiğit Bulut: 2014'ten beri Cumhurbaşkanı Başdanışmanı
- Yunus Arıncı: 2007 başbakanlıkta başmüfettiş, 2007-2208 TÜBİTAK daire başkanı, 2009 Başbakanlık Teftiş Kurulu başkanı, 2015 Cumhurbaşkanlığı Devlet Denetleme Kurulu başkanı, Vakıfbank Denetim Kurulu üyesi, 2016 Borsa İstanbul Yönetim Kurulu üyesi ve başkan vekili
- Deniz Yılmaz: Hazine ve Maliye Bakanlığı Finansal Piyasalar ve Kambiyo Genel Müdürü
- Enver İskurt: Ulaştırma ve Altyapı Bakan Yardımcısı
- Ümit Önal: Turkuvaz Medya Grubunda ATV Genel Müdürü, Reklam Grup Başkanı ve İcra Kurulu Üyesi, 2015’te Digitürk Yönetim Kurulu üyesi ve genel müdürü
- Selim Dursun: 2012-2015 ulaştırma bakanlığı bakanlık müşaviri, 25. ve 26. dönem Sivas milletvekili
- Mehmet Reşat Bahçeevli: 1991 Refah Partisi İstanbul İl Yönetim Kurulu üyesi, 1992 İstanbul il başkan yardımcısı, 1994 yerel seçimlerinde Recep Tayyip Erdoğan'ın seçim kampanyasını yürüttü, 1994 İstanbul İl Genel Meclisi grup başkanı, 1999-2004 Fazilet Partisi ve AKP Beykoz Belediye Meclis üyeliği.
MOBBİNG, DÜŞÜK ÜCRET, PERFORMANS BASKISI...
Operatörlerin çağrı merkezi çalışanları ise durmadan yükselen kârlardan payını almadığı uzun çalışma saatleri boyunca mobbing ve düşük ücretle çalışıyor. Taşeron firma Assitt altında çalışan Türk Telekom çağrı merkezi çalışanları, iş koşullarının giderek zorlaştığını ve çalışan haklarının ihlal edildiğini anlatıyor. Çalışanlar, operatörlerin fiyatlarına zam yapmasına rağmen kendilerine herhangi bir zam yapılmadığını, bu durumun iş yerinde mobbing ve performans baskısına yol açtığını belirtiyor.
Bir Türk Telekom çağrı merkezi çalışanı durumu şöyle anlatıyor: “Operatörler fiyatlarını artırırken biz çalışanlara herhangi bir zam yapılmıyor. Aksine, artan fiyatlar nedeniyle satış yapılamadığında başarısızlık olarak görülüyor ve mobbing uygulanıyor. Performans nedeniyle tutanaklar tutulup, tazminat hakkımızı kaybederek işten çıkarılmamız yönünde adımlar atılıyor.”
Türk Telekom'dan gelen prim ve yemek desteğinin kendilerine tam ve vaktinde yatmadığını ifade eden çalışan, “Taşeron firma, Türk Telekom’dan gelen prim ve yemek parası desteğini bize yüzde yüz aktarmıyor. Yemek ücretimiz 2 bin TL’yi bulmuyor” diyor. Çalışma saatlerinin uzunluğu ve molaların yetersizliği de işçilerin bir diğer şikayeti. Sabah 09.00 ile akşam 19.00 arasında çalışan çağrı merkezi personeli, sadece 30 dakika yemek molası ve 30 dakika ara molası yapabiliyor. Haftada 5 gün 12 saat çalışan çağrı merkezi çalışanlarının ücreti ise asgari ücreti geçmiyor: “Satış primlerinde başarı endeksi adı altında belirli bir oranın altında satış yapılırsa prim birim fiyatı düşürülüyor. Günlük olarak görüştüğümüz müşteri sayısı 150’nin üzerinde ve konuşma süresi 6 saati aşıyor.”
Yıllık izin kullanımı da başka bir sorun. Yıllık izni hiçbir zaman istedikleri gibi kullanamadıklarını belirten çağrı merkezi çalışanı, izinlerini parça parça kullanabildiklerini söylüyor. Sendikalaşma konusunda ise sürekli bir baskıyla karşılaştıklarını, sendika üyeliğinin işten atılma riski taşıdığını dile getiren çalışan, “Sendika üyesi olmak bile riskli. Farklı bahanelerle sendika üyesi çalışanlara mobbing yapılıyor ve işten çıkarılmaları sağlanıyor” diyor.