19 Eylül 2024 12:59
/
Güncelleme: 12:18

Film üretmeye çalışanların ortak sorunu: Bütçe!

Yönetmen Muhammet Beyazdağ ile deneyimlerine dair konuştuk. Beyazdağ, birçok sorunla karşı karşıya kalınan bir toplumda filmlerin de bu sorunlardan bağımsız olmadığını belirtti.

Film üretmeye çalışanların ortak sorunu: Bütçe!

Muhammet Beyazdağ | Fotoğraf: Kişisel arşiv

Dilek OMAKLILAR

Kısa film, Belgesel Yönetmeni Muhammet Beyazdağ genç yönetmenlerden. 1989 doğumlu Muhammet Beyazdağ, Akdeniz Üniversitesi radyo televizyon sinema mezunu. Üniversite yıllarından bu yana kısa filmler, belgeseller çeken Beyazdağ’ın 2022 yılında çektiği “Her Şey Yolunda” filmi, 44. İFSAK Kısa Film Festivali, 12. Sinepark Kısa Film Festivali, 54. SİYAD Türk Sineması Ödülleri, 1. Cudi Film Festivali, Kısa Film Yarışması, 2. Diyarbakır Kısa Film Festivali gibi birçok festivalden ödülle döndü. Üniversite yıllarında çektiği Zarok ve Çirok isimli filmleri de aynı şekilde o yıllarda ödüller aldı.

Üniversite yıllarından bu yana kısa film ve belgeseller üreten Muhammet Beyazdağ ile deneyimlerini konuştuk. Çevre sorunlarından, kent ve kırsal yaşama, çocuk haklarından, yaşam haklarına, sosyal ve ekonomik eşitsizliklere değin birçok sorunla karşı karşıya kalınan bir toplumda filmlerinin de bu sorunlardan bağımsız olmadığını söyleyen Beyazdağ, ayrıca film üretmenin zorluklarına da değindi. Özellikle son dönemlerde ülkedeki yüksek enflasyonla birlikte film üretmenin pahalı bir alan olmaya başladığını belirten Beyazdağ, bütçe sorununa da vurgu yaptı.

İlk filmi çekerken yaşadığınız zorluklar nelerdi? Nasıl bir deneyimdi?

İlk kısa belgesel film projemi 2013 yılında sınıf arkadaşlarımla gerçekleştirmiştim. Üniversiteyi okuduğumuz şehirden çok uzak bir şehirde filmi çektik. Birçok insan öğrenci olmanın dezavantaj olduğunu düşünür ama sanırım öğrenci olduğumuz için bazı şeyler bizim için daha kolaylaşmıştı. Öğrenciyim dediğinizde size yardımcı olmak isteyen bir sürü insanı çevrenizde bulabiliyordunuz.

Öğrenci olduğumuzdan dolayı değil ama filmin konusu itibarıyla bazı zorluklarla karşılaşmıştık. Küçük yaşlardayken ‘evlilik’ yapmak zorunda kalmış kadınlarla görüşmeler üzerinden ilerleyen bir belgesel filmdi. Bu meseleden dolayı bazı insanlara ulaşmak zordu, ulaştığımız insanlar vazgeçebiliyordu veya bazı kadınlarla kısıtlı bir zaman diliminde çekimler yapmamız gerekiyordu.

Sanırım en çok zorlandığımız konu buydu. Her şeyin planlandığı gibi gitmediğini fark etmek ve buna alternatif planlar veya çözümler bulmak bizim için önemli ve öğretici bir deneyim olmuştu.

Birçok yapıma imza attınız, birçok festivalde ödüllere değer görüldünüz. Bugün ne gibi zorluklarla karşılaşıyorsunuz?

Sanırım öğrenciyken film yapmak daha kolaydı. Minimal bir şekilde hareket edebiliyorduk. Fakat bugün film üretmeye çalışan birçok insanın sanırım ortak bir zorluğu var. Bütçe meselesi. Özellikle son dönemlerde ülkedeki yüksek enflasyonlarla birlikte film üretmek artık daha pahalı bir alan olmaya başladı. Fon bulmak güç. Şansınız yaver gittiğinde bulduğunuz fon ise kısıtlı oluyor.

Çekeceğiniz filmde belirleyici olan unsur neler oluyor?

İlgimi çeken veya beni rahatsız eden birçok konuyla alakalı çalışmalar yapıyorum, yapmaya da devam etmek istiyorum. Maalesef yaşadığımız bölgede birçok alanda problem yaşayan bir toplumuz. Ekolojik sorunlar, çevre sorunları, kent ve kırsal sorunlar, çocuk hakları, yaşam hakları, sosyal ve ekonomik adaletsizlikler vb. birçok sorunla karşı karşıyayız. Ayrıca giderek artıyor bu tür sorunlar. Bir film çekmek istediğimde bu tür sorunlar belirleyici olabiliyor aynı zamanda üretme isteği de motive eden bir başka unsur.

Kürt coğrafyasına mercek tutan filmleriniz de var. Kürt sinemacılar için kısa film ne anlam ifade ediyor?

Az önce bahsettiğim birçok sorun, ulaşabildiğim başka yerlerde de yaşanıyorsa kameramı oraya da çeviriyorum aslında. Ama insanların kendilerini ait hissettiği coğrafyada daha rahat hareket ettiğini ve daha iyi ifade ettiğini düşünüyorum. İnsanlarla aynı dili konuşma, benzer sorunlarla veya çözümlerle karşılaşmak sanırım bir şekilde sizi ortak paydada buluşturuyor. Ötekileştirilmiş birçok insan bazen kendini ifade edecek farklı bir dil geliştirmek zorunda kalabiliyor. Belki de Kürtler zamanında doğrudan söyleyemediği şeyleri şimdi filmleri aracılığıyla daha geniş kitlelere sözleri kesilmeden aktarabiliyorlardır. Bu sadece Kürtler için değil öteki olan birçok toplum için de böyledir diye düşünüyorum.

Öğrenciyken çıktığınız bu yolculukta sizi en çok ne besledi?

Dolaylı veya doğrudan tanık olmak ve yaşamı deneyimlemek en çok besleyen unsur oluyor. Bu bir çocukla bir yetişkinin hayat ile kurduğu bağın farklı olması gibi bir şey.

FESTİVALLERİN ÇOKLUĞU DEĞİL KÖTÜ YÖNETİLMESİ SORUN

Filmleriniz festival seçkilerinde yer alıyor. Türkiye’deki festivallerin kısa film türüne yaklaşımını nasıl değerlendiriyorsunuz?

Türkiye’de film festivalleri sayısı giderek artıyor. Fakat nicelik arttıkça nitelik kaçınılmaz olarak düşüyor maalesef. Muhakkak istisnalar ve çok iyi yönetilen festivaller var. Fakat kısa film festivalleri genellikle popüler olana oynamak zorunda hissediyor kendini. Bu tür festivallerde filmleri üretenlerden ziyade popüler isimleri daha fazla görebiliyoruz. Zaten bu mantalite ile yönetilen festivaller çok uzun soluklu olamıyorlar. Festivallerin çok olması sorun değil ama kötü yönetilmeleri kesinlikle sorun. Bunun dışında kıymetli olan kısa film festivalleri de elbette var. Gösterim alanları zaten kısıtlı olan bu tür için film festivalleri önemli bir konumda. Festivaller de bu türün festival ve şehir için önemli olduğunu film üretenlere hissettirmeli diye düşünüyorum.

EVRENSEL'İNMANŞETİ

Çocukları öğüten çark

Çocukları öğüten çark

Yoksulluğun pençesindeki ailelerin çocukları tüm dünyada acımasızca emek piyasasına çekilirken, Türkiye kapitalizmi bu konuda en önde koşuyor. Çarklar köle koşullarında dönsün diye devlet gücünü seferber etmekten geri durmayan iktidar, milyon milyon işçileştirdiği çocukların da uzun ve ağır çalıştırılmasına, onlarcasının ölüme sürüklenmesine göz yumuyor.

2.3 milyon çocuk MESEM kapsamında günde 8-10 saat çalışıp ustalık belgesi aldı

15-17 yaş grubundaki neredeyse her 4 çocuktan biri çalışma hayatında

71 çocuk 2024'te çalışırken hayatını kaybetti

BİRİNCİSAYFA
SEFERSELVİ
16 Şubat 2025 - Sefer Selvi

Evrensel'i Takip Et