19 Eylül 2024 12:26

Hatay'da beton santrallerine tepki: Şehir parsel parsel madenciliğe bırakıldı

Hatay’ın Antakya ilçesinde 11 taş ocağı, 9 beton santrali, 7 parke taşı fabrikası ve 3 asfalt tesisine tepki gösteren vatandaşlar, “Şehir parsel parsel madenciliğe bırakıldı” dedi.

Fotoğraf: ANKA

Paylaş

Hatay'ın Antakya ilçesi Kuruyer Mahallesi'nde faaliyet gösteren 11 taş ocağı, 9 beton santrali, 7 parke taşı fabrikası ve 3 asfalt tesisine bölgedeki vatandaşların ve çevrecilerin tepkisi sürüyor. Antakya Çevre Koruma Derneği Başkanı Nilgün Karasu, "Şehir parsel parsel madenciliğe bırakıldı ve taş ocakları bölgemizin ikinci deprem felaketi oldu" dedi. 

Hatay'da vatandaşlar, beton santrallerine karşı tepkilerini sürdürüyor. Antakya Çevre Koruma Derneği Başkanı Nilgün Karasu ve dernek üyeleri, Antakya ilçesi Kuruyer Mahallesi'ndeki vatandaşlarla bir araya geldi. Kuruyer Mahalle Muhtarı Yusuf Çoban, mahallelerinde 11 taş ocağı, 9 beton santrali, 7 parke taşı fabrikası ve 3 asfalt tesisi olduğunu belirtti. 

"YAŞAM ALANLARIMIZ, GEÇİM KAYNAKLARIMIZ ELİMİZDEN ALINIYOR"

Karasu, depremden sonra mahalleye birçok beton santrali açıldığına dikkat çekerek,

"Yoğun biriken toz başta çevre ve halk sağlığımızı olumsuz etkilediği gibi buradaki yaşamımızı da gasp etmektedir. Mahallede 11 taş ocağı ve 9 beton santrali faaliyete geçmiş ve yaklaşık 800 dönümlük mera alanı taş ocaklarına teslim edilmiştir. Mahallenin geçim kaynağı genellikle küçükbaş-büyükbaş hayvancılık, çiftçilik, zeytinciliktir. Hava kirliliğinin bu kadar yoğun olduğu bir bölgede meralar talan edilmişken insanlar nasıl geçinecek bu kirlilikte çiftçilik yapmak mümkün mü? Sadece yaşam alanlarımız gasp edilmedi geçim kaynaklarımızda elimizden alınıyor” dedi.

Karasu, Zeytinciliğin Islahı ve Yabanilerinin Aşılatılması Hakkında Kanun’un "Zeytinlik sahaları içinde ve bu sahalara en az 3 kilometre mesafede zeytinyağı fabrikası hariç zeytinliklerin vegatatif ve generatif gelişmesine mani olacak kimyevi atık bırakan, toz ve duman çıkaran tesis yapılamaz ve işletilemez" maddesini hatırlattı.

Kuruyer Mahallesi'nde üst solunum yolları, astım ve akciğer kanseri gibi hastalıkların arttığını belirten Karasu, "Taş ocaklarının yaydığı bu tozlar kanserojen içermekte sadece tozun kendisi insanın ölümüne neden olacak derecede kansere sebep olabiliyor. Taş ocakları çevremizi ve sağlığımızı bunca tehdit ederken bir de beton santralinin olumsuzlukları eklendi. Beton santrali üretim sırasında yoğun enerji kullanımı ve başta sülfür oksitleri, nitrojen oksitleri, partikül madde ve karbondioksit olmak üzere emisyonu ile çevre kirliliğine neden olmakta bu da sağlığımızı olumsuz derecede tehdit eden bir başka tehlikedir. Çimento endüstrisi yüksek düzeyde kirletici olup en önemli çevresel etkisi de hava kirliliğidir" ifadesini kullandı. (ANKA)

ÖNCEKİ HABER

Caner Cindoruk: ‘Sanat varoluşun karmaşıklığında bir anlam arama çabası’

SONRAKİ HABER

BM: Gazze'de insanlar ortalama iki günde bir yemek yiyor

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa