Emine Şenyaşar'ın bir günü: Erdoğan’a "Bize bunu neden yaptın" derdim
AKP’li İbrahim Halil Yıldız’ın korumaları tarafından eşi ve iki oğlu öldürülen Emine Şenyaşar’ın, Mecliste bir aydır süren adalet nöbetinde bir günü birlikte geçirdik.
Fotoğraf: Evrensel
Kübra KIRIMLI
Ankara
AKP’li İbrahim Halil Yıldız’ın korumalarının saldırısında iki oğlu ve eşini kaybeden, bir oğlu tutuklanan Emine Şenyaşar, bir aydır Mecliste oturma eylemi yapıyor. Meclis Başkanı Numan Kurtulmuş’un, “Meclis itibarı zedeleniyor” diyerek Erdoğan’la görüştürme sözü ise yerine getirilmedi. Emine Şenyaşar’a Erdoğan’ı gördüğünde “Onu göğsünden tutar, ‘Bize bunu neden yaptın? Oğlumu serbest bırak’ derdim” diyor.
Şenyaşar ailesi Urfa’da sürdürdükleri adalet nöbetini uzun süredir Ankara’da devam ettiriyorlar. Önce Adalet Bakanlığı ardından Meclis Şeref Kapısı önünde devam eden eylemin 28. gününde, Emine Şenyaşar’ın bir gününü beraber geçirdik. Erken saatte Şenyaşar ailesinin kaldıkları adrese gidiyorum. Ben gittiğimde kahvaltısını bitirmek üzere olan Ferit Şenyaşar, hızla annesine de bir kahvaltı tabağı hazırlıyor, beraber merdiven çıkmakta zorlanan Emine Şenyaşar’ın kaldığı odaya giriyoruz. Beni Kürtçe karşılayan Emine Anne, pencere kenarındaki masasında kahvaltısını yapıyor. O kahvaltısını yaparken Ferit Şenyaşar’dan annesini anlatmasını istiyorum: “Annem 70 yaşında. Öncesinde hayat dolu bir kadındı. Neşeliydi. Başımıza bu olay geldikten sonra annemin resimlerinde de göründüğü gibi hiçbir fotoğrafta gülmüyor. Zaten psikolojisi de iyi değil. İlaç almadan uyuyamıyor. Sürekli katliam anını, özellikle hastanede yaşananları anlatıyor. Öncesinde de itirazı olan, mücadele eden biriydi. Özellikle aile arasında, babamla anlaşamadığı zamanlarda, susmaz, sözünü söylerdi.”
“GÜLİSTAN DOKU, NARİN... HER GÜN BİRİLERİNİ ÖLDÜRÜYORLAR”
O sırada kahvaltısını bitiren Emine Anne, bir poşetin içine koyduğu ekmek ile hazır olduğunu söylüyor, Meclis’in yolunu tutuyoruz. Araçla gittiğimiz yolda Ferit Şenyaşar, 846 gün Urfa Adliyesi önünde, 124 gün de Adalet Bakanlığı önünde nöbet eylemini sürdürdüklerini hatırlatıyor. Ankara’yı sevdin mi diye sorduğumda Emine Anne, “İstanbul’dan iyidir. İstanbul’un trafiği çekilmiyor” diyor. Uzun süredir kendisinden kendinden haber alınamayan Gülistan Doku’yu uzun süre takip ettiğini ifade eden Emine Anne, katledilen 8 yaşındaki Narin Güran cinayetine dair de konuşup, “Her gün birilerini öldürüyorlar” diyor. Bir diğer takip ettiği olayın Suruç Katliamı olduğunu ifade eden Emine Anne, olayın Suruç’ta yaşanmasının yanı sıra gençlerin katledilmesinden büyük üzüntü duyduğunu anlatıyor.
MİLLETVEKİLİ ARACI İÇİNDE MÜDAHALE
Urfa’da kendisini ziyarete gelen Kılıçdaroğlu’nu ayrı bir yerde tuttuğunu öğrendiğim Emine anne, CHP’nin Yeni Genel Başkanı Özgür Özel’i de sevmiş. Ferit Şenyaşar araya girerek; “Annenin güvenmediği iktidardır. Anneme güven duymasını, umudunu kaybetmemesini söylüyorum ama artık bana da inanmıyor” diyor.
Meclis giriş kapısında görevli polis memurları, Emine Şenyaşar’ın artık Meclise ziyaretçi kartı ile girebileceğini söyleyerek, araç içerisinde bulunan bizlere müdahale etmek istiyorlar. İtiraz ve tartışmalar üzerine polis memurunun, bugünlük içeri girmeye müsaade edeceklerini ifade etmesi üzerine Ferit Şenyaşar, “Lütuf buyurdunuz. Bugüne kadar kaç vekilin aracını aradınız? Yaptığınız suçtur” diyor.
Adalet Bakanı Yılmaz Tunç ile 3 kez görüştüklerini, daha önceden defalarca kendilerine söylenen “Biz çözeceğiz” vaatlerinin yerine getirilmediğini hatırlatan Ferit Şenyaşar, “Nöbet eyleminde yanımıza sayısız devlet yetkilileri geldi, bize hak verdiklerini söylediler ancak süreç gelip bir yerde tıkanıyor. Meclisin A Haber muhabirleri bile yanımıza gelerek, çizgilerinden dolayı haber yapamadıklarını ifade ettiler” diyor. Polislerin gerginliğini üzerinden atamayan Emine Şenyaşar, “Erdoğan mı talimatı verdi, o mu beni içeri almıyor? Allah onun kalbine merhamet versin” diyor.
‘AKP’Lİ YILDIZ BENİ GÖRÜNCE UÇAĞA BİNMEDİ’
“Şu an AKP MKYK üyesi olan İbrahim Halil Yıldız ile Mecliste karşılaştınız mı?” diye sorduğumda Ferit Şenyaşar, “Bir kez havalimanında karşılaştık, beni görünce geri döndü, uçağa binmedi” diyor. Herkesçe haklı bulunmalarına rağmen neden AKP’nin Yıldız’a bu kadar sahip çıktığına dair düşüncelerini sorduğumda ise Şenyaşar, “Biz de bilmiyoruz. Ancak tahminlerimiz ve duyumlarımız var. Erdoğan'ın iki yeri sevmediğini herkes biliyor. Biri Hopa, diğer yer ise Suruç. Hatırlayacaksınız Suruç’ta aracına yumurta ile saldırmışlardı. Diğer neden; İbrahim Halil Yıldız’ın bizimle yaşadığı husumet ardından kendisine ‘Bana sahip çık, senin yüzünden kardeşim öldü’ dediğini duyduk. Belki de bu yüzden onu Parti MKYK’ye aldı, bilemiyoruz” diyor.
"O KEVOK VAR YA, O ERDOĞAN’DIR!"
Şenyaşar ailesinin Meclisteki odasına giriyoruz. Poşetinde getirdiği ekmekleri dakikalarca eşit parçalara ayıran Emine anne, pencerenin kenarına bu ekmek kırıntılarını koyuyor. Emine anneye alışan güvercinler hızla pervaza üşüşüyorlar. Kuşlardan biri, diğerlerine izin vermeyerek ekmekleri bir başına yemek istiyor. Emine anne, kuşları işaret ederek, “İzin vermeyen o kevok (güvercin) var ya; o Erdoğan’dır. Açtır. Bir başına hepsini yemek istiyor” diyor.
ERDOĞAN’I GÖRSEN NE DERDİN?
Nöbet eylemi dışında sadece torunları için arada bir alışverişe çıktığını anlatan Şenyaşar, kısa sürelerle dalıp gidiyor. Kendi kendine söylendiğinde dilinde tek bir isim var: Erdoğan. Erdoğan ile daha önce hiç karşılaşmayan ama karşılaşsa ne yapacağını bir çırpıda anlatan Emine anne, “Onu göğsünden tutar, ‘Bize bunu neden yaptın? Oğlumu serbest bırak, herkes biliyor ki oğlum suçsuz’ derdim” diyor.
“EVDE DURAMIYORUM, EV ÜSTÜME ÜSTÜME GELİYOR”
4 yıldır mutfağa girmeyen, yaptığı yemeklerin herkes tarafından beğenildiği, mutfağı çok sevdiğini anlatan Emine Şenyaşar, “Evde duramıyorum. Ev üstüme üstüme geliyor. Burada yastığım, battaniyem var, arada şu koltukta uyuyorum.” diyor. Ferit Şenyaşar, annesinin gazetecileri sevdiğini, anlatırsa bu işin çözüleceğine inandığını ifade ediyor. O sırada odadaki koltuğa bir çarşaf seren Emine Anne, televizyonu açarak, hızla kanalları geziyor. Anadili Kürtçe olan, Kürtçe dışında dil bilmeyen Emine Anne, Türkçe bir kanalda ikna oluyor. Kısa sürelerle dalıp giden Emine Anne için yaşadıklarına verdiği aranın bu olduğu çok anlaşılır. Ardından az biraz Kürtçe bilmemden memnun olan Emine Anne, defalarca yaşadığı olayı anlatmaya koyuluyor. Olay anına ilişkin hastane kayıtlarının da ortaya çıktığını, haklı olduklarını anlatan Emine Anne, sık sık “Allah biliyor” diyor. Mahkemece adalet sağlanmayınca sıkça beddua etmeye başlayan Emine Anne, ilahi adalete güvendiğini söyleyerek namaz kılıyor. Namazın ardından kaldığımız yerden konuşmaya devam ettiğimiz Emine Anne’ye, “Sen namaz kılıyorsun, Erdoğan da namaz kılıyor. Bu işe ne diyorsun?”, diyorum. Sinirlenip, “O namaza kurban olsun. Vahşi…vahşi onlar” diye sayıklıyor. Çaresizlik duygusunu ağır yaşadığını ifade eden Emine Şenyaşar, “Evlatlarımı kaybettim, çok çaresizim.Adalet gelmedi, bir oğlum da içeride” diyor. Bu süreç zarfında annesinin Urfa’da Adliye önünden gözaltına alınıp, uğradığı sözlü şiddeti halen unutamadığını, yaşatılanlara kırgın olduğunu anlatan Ferit Şenyaşar, “Urfa’da öyle iken; Adalet Bakanlığı önünde, bir iki polis haricinde kimse canımızı acıtmadı. İnsanların hepsi için kötü diyemeyiz ama kötünün kötülükten vazgeçmediğini, koşulu ne olursa olsun görüyoruz” diyor.
“TEYZEYLE İLGİLİ HERHANGİ BİR GELİŞME YOK MU?”
Odadan çıkarak saat 14:00’da Meclis Şeref Kapısı önüne, eylem alanına gidiyoruz. “Adalet” yazılı bir küçük pankartı tutan Emine Şenyaşar, Şeref Meydanının bir kısmında yer alan muhalefet kapısı önünde oturarak, eylemine başlıyor. Onlarca kişinin önünden gelip geçtiği Emine Anne, kaç kişi etrafından geçip gidiyor, farkında mı bilmiyorum. Bir yurttaş, “Teyzeyle ilgili herhangi bir gelişme yok mu?” diyerek soruyor. Ardından DEM Parti Diyarbakır Milletvekili Sevilay Çelenk’in kendisini ziyaret ediyor. Kendine dönük kötü muamelelere alışkın olduğunu gördüğüm Emine Anne, bu kısa ziyaretten memnun kalıyor. Ferit Şenyaşar, “Kendisine karşı herhangi bir müdahalede ağlama krizine giriyor. Fiziki olmasına gerek yok, sözlü müdahaleye de artık tahammülü yok. Zaten eylemi bu kadar sürdürmesinin önemli bir nedeni dayanışmaydı. Gerçi direnirken hiç zorlanmadı. Yapamam dediğini hiç söylemedi. Başladık o gün bugündür devam ediyor” diye konuştu.
İKİ ADIM YÜRÜMESİNE BİLE ENGEL
Ayakları uyuşup yürümek isteyince, Emine Şenyaşar’a ilk tepki Kürtçe konuşan bir kadın polisten geliyor. Bu konuşma ardından oturmaktan ayakları uyuşan ve yürüme ihtiyacı hisseden Emine Şenyaşar’a ilk tepki görevli, Kürtçe konuşan bir kadın polisten geliyor. Şeref Meydanı’nın bir diğer kısmında kalan iktidarın kullandığı giriş kapısı kısmına yürümesine izin vermeyen polisler elleriyle etten duvar örüyor. Sadece yürüyeceğini izah etmesi üzerine, kadın polis dirense de diğer güvenlik güçleri izin veriyorlar. Önde Emine Anne, arkada o kadın polis uzun müddet yürüyorlar. Bu sırada hemen önümde duran iki trafik polisinden biri diğerine eylemin neden yapıldığını soruyor. Beni farkedene kadar anlatan trafik polisi “Eski AKP Urfa Milletvekilinin adamları, onların ailesini hastane basıp öldürmüş. Onlar da adalet istiyorlar işte” diyor.
Eylemin bitmesi ardından yemek yiyen Emine anne, son olarak şöyle diyor: “Suruç’u, evimi, mutfağımı çok özledim. Ama böyle dönemem. Ne zaman adalet sağlandı, ben de döner isot yapar, salça yaparım. Torunlarıma bakarım, ama böyle dönemem, önce adalet!”