21 Eylül 2024 04:19

"Yenebilecek ne varsa kışa saklıyoruz"

Kışın yaklaşmasıyla ev mutfaklarında kışlık hazırlıkları devam ediyor. Gıda enflasyonu durmadan artarken bir sonraki kışı geçirmek için domates soslarından konserve menemene pek çok gıda hazırlanıyor.

Fotoğraflar: Elif Turgut/Evrensel (Kolaj: Evrensel)

Paylaş

Kübra KIRIMLI

Sonbaharın gelmesiyle birlikte hemen her mutfağı saran bir telaş var: Kışlık hazırlık telaşı. Gıda fiyatlarının yüksek olması nedeniyle kadınlar yaptıkları hazırlığın keyfinin, yerini kaygıya bıraktığını anlatıyor. Uzun süredir iş arayan Aysel, Matematik Öğretmeni Sibel, İpek ve Suzan’la kışa hazırlık süreçlerini konuştuk. 

"ARTIK SOHBETLERİMİZ UCUZ MARKET ÜZERİNE"

Uzun süredir iş aradığını söyleyen 56 yaşındaki Aysel, eline geçen hemen her şeyi değerlendirmek zorunda olduğunu söylüyor. Bu yıl da her zamanki gibi kışlık hazırlık telaşına girdiğini anlatan Aysel, “Gıdada yaşanan sorunları da düşününce ‘Acaba bugünümüze muhtaç olur muyuz, bunları da bulamaz mıyız?​’ diye konuşmadan bir günümüz geçmiyor. Daha önce bir yıllık yaptığım hazırlığı artık bazen bir sonraki seneyi de düşünerek, onu da hesaba katarak yapıyorum” diyor.

Aysel aynı zamanda yoksulluğun yanı sıra kuraklık, sel, taşkın, yangın, anormal seyreden sıcaklık ve değişen iklim neticesinde gıda bulmakta zorluk yaşayacağı korkusunun da olduğunu ifade ediyor. Aysel, hazırlık yaparken tüm kadınlarda aynı ‘Malzemeleri ucuza nereden alırım’ telaşının olduğunu anlatıyor: “Bu yüzden ‘Bu hazırlıkları keyifle yapıyoruz’ dersek doğru olmaz. Tam tersine düşmeyen fiyatları görünce kaygılanıyorum. Artık arkadaşlarımızla bir araya gelince muhabbetimiz ucuz sebze-meyve adresi konuşmak üzerine oluyor.”

"PARAM OLDUKÇA ALIP, YAPABİLİYORUM"

Aysel; tarhana, reçel, erişte ve kuru yufkaları şimdiden hazır etmiş. Kuru yufkadan börek yapan da var, ekmek olarak kullanan da. Aysel börek yapmak için kullanıyor. “Elimizde bir misafir geldiğinde buyur edip ikram edilecek bir bu kaldı” diyor. Ancak kışın kullanmak için yapılacak domates konserveleri için ancak birkaç şişeyi doldurabilmiş: “Çünkü param oldukça malzeme alıp yapabiliyorum. Başka türlüsü mümkün değil. Henüz bitmedi yani konserve hazırlığım. Artan domates kabuklarını da değerlendiriyorum. Onları da salça yapıyorum. Sonra bir başka kış hazırlığım; turşu oluyor. Aslında ne bulduysam usulüne uygun saklıyorum diyebilirim. ‘Kış çetin geçer’ diye bir söz var ya; zaten işsizim, gıda fiyatları da ortada, şu an bile bir marketten, bir pazardan poşetleri dolduramıyorken kışı hiç düşünemiyorum.” 

"NE TÜKETİCİLER UMURLARINDA NE DE ÜRETİCİLER"

Aysel uzun süredir gündemi yakından takip ediyor. Aysel gıda fiyatlarından bahsederken en çok tarım politikalarından şikayet ediyor: “Tarım girdilerinin pahalılığını biliyoruz, üreticinin yaşadığı sıkıntıları biliyoruz. Biz eve bir kilo domatesi alamıyoruz, üretici de üretemiyor nesi var nesi yok yollara saçıyor. Başımızdakilerin ne vatandaş umurunda ne de üretici. Eskiden köyden gelen misafirlerimiz eli boş inmezdi, mutlaka birkaç köy ürünü evimize girerdi, ancak artık o da yok. Artık kimse kimseye misafir dahi olamıyor. İkincisi, artık köylü de üretemiyor zaten. Maliyetlerinden dolayı hayvan bile bakamıyorlar artık. Tarla ekip biçemiyorlar. Ben köye gittim yazın, birkaç ağaçtan reçel için meyve topladım o kadar. Köy bize sadece bunu verdi. Zaten bu yıl ne pazardan ne de marketten eve doğru dürüst meyve girdi. 50-100 lira arasında seyretti meyve fiyatları, nasıl girsin?​”

"KAVANOZ VE KAPAK SEBZE KADAR PAHALI"

Bu yıl en ucuz domatesi markette bulduğunu söyleyen Aysel, “Pazar-market ayrımı da ortadan kalktı, fiyatlar aşağı yukarı aynı. İnsanları kıtlık, açlık, yoksullukla karşı karşıya bıraktılar. İktidar görüyor, biliyor, asla bir şey yapmıyor, yapmak istiyorlar, olan biz kadınlara oluyor” diyor. Kış hazırlığının maliyetlerinden de yakınan Aysel, kavanoz fiyatlarına da değiniyor: “Hemen herkesin evinde kavanoz var, ancak yeni kavanoz almaya kalksan inan sebze kadar pahalı. Zaten cam çok pahalı artık. Konserve yaparken hem yaptığımız hazırlık ziyan olmasın hem de zehirlenmelerin önünü alalım diye yeni kapak kullanmak gerekiyor. Onun da paketi 20 liranın üstünde. Bir pakette 5 adet oluyor. Ucuz bir şey yok” diyor. 

"MEVSİMİNDE SEBZE YEMEK İÇİN SAKLIYORUM"

Aysel’in ardından Matematik Öğretmeni Sibel’le sohbet ediyoruz. Kışlık hazırlığı yapma ihtiyacının sebze ve meyveyi mevsiminde tüketmek, sera ürünü tüket istememek olduğunu ifade eden Sibel, “Mevsiminde ürün kullanmak için hazırlık yapıyorum. Sera ürünü kullanmak istemiyorum. Bir başka sebep de pratik olması. Okuldan eve geliyorum, çocuklarım da ben de acıkmış oluyoruz. Hızla tava-tencerede çevirdiğim soğana yazdan hazır ettiğim konserve ya da diğer hazırlıkları ekleyebiliyorum” diye anlatıyor.

Kendisinin de konserve domatesin yanı sıra mevsiminde bamya, yeşil fasulyeyi buzluğa attığını söyleyen Sibel, bakliyatı da haşlayarak buzluğa kaldırdığını anlatıyor. Kışın bütçesini korumak için yazın yaptığı masrafları ise şöyle anlatıyor: “Domatesi uyguna aldığımı düşünüyorum, 8 liradan aldım. Ancak diğer fiyatlar el yakıyordu, buna rağmen stokladım. Özellikle bamya çok pahalıydı bu yıl, taze fasulyeyi kaçtan aldım hatırlamıyorum. Yazın böyle ise kışın bütçemiz daha fazla zorlanmasın diyerek aldıkça buzluğu doldurdum.” 

HERKES UCUZ DOMATES PEŞİNDE

Uzun süredir çalışmayan, iki çocuğu olan İpek de Sibel gibi hem pratik hem de ucuz olsun diye kışlık hazırlığı yapıyor: “Kışın hem daha pahalı hem de lezzetsiz ürünler yemek zorunda kalıyoruz kışlık yapmazsak. Gerçi hayat pahalılığına alışmadık desek de yalan olur. Uzun süredir her şey çok pahalı. Pazarda, markette uygun fiyata bir tek ürün bile bulunmuyor.” 

İki çocuğu olan bir kadın olarak hazırladığı ürünleri kullanmanın onu ev içindeki iş yoğunluğunu azalttığını anlatan İpek, “Hazır ürünleri kullanmak kolay oluyor. Bir yaz boyunca kışlık hazırlığı yaptım ben. Uzun sürüyor yapmak. Ucuza düşünce meyveler; çilek ve vişneden reçel yaptım önce. Ardından fiyatı düşünce de sebzeleri buzluğa attım. En son da domates konservesi. Kışın rahat edelim diye bir yaz boyunca sürekli bu hazırlıklar sürdü yani. Önceden keyif alırdım ama bu kadar ucuz ürün kovalamacasında keyif de alamadım. Sebebini bilmediğim bir keyifsizlik hali var. Çevremdeki herkes böyle. Ne yapsak bir keyifsizlik hali” diyor.

Son olarak buzluğa pazarda kolay bulunmayan yöresel otlardan da bolca koyduğunu söyleyen İpek, “Hem ekonomik oluyor hem de çeşit oluyor. Kendiliğinden dağda tepede biten otlar bunlar. Sofraya gelen tek bedava şey de bu otlar oluyor zaten. Bunun yanında tarhana yaptım çokça. Bereket deyince tarhana geliyor zaten. Ege’den zeytin, zeytinyağı istedim. Bunları da stokluyoruz artık. Zeytinyağı bir önceki yılın hasatıydı, ucuzdu diye aldım. Köyde pekmez yaptım, cevizli sucuk da annemden geldi. Böyle, mutfağın telaşı bitmez. Hazırlıklara devam” diye anlatıyor. 

ASGARİ ÜCRETLİNİN HEM ZORU HEM ZORUNLULUĞU

Suzan’ın evine tek bir asgari ücret giriyor. Bu nedenle Suzan için evinde kışlık hazırlamak çok zor ama kışı rahat geçirebilmek için de zorunluluk. Suzan kışlık hazırlama sürecinde yaşadığı zorlukları şöyle anlatıyor: “Annem de eşimin annesi de köyde yaşıyor. Erzurumluyuz biz. Eşim de ben de. Yağ, peynir köyden geliyor. Et de öyle. Zaten eti dışardan almak mümkün değil. Eşim kapıcı. Tek bir asgari ücret eve giriyor. Kış için hazırlığımız şehirde olmaz bizim, köyde hazırlarız. Şehirde hazırlık yapmak, sebzeye para vermek bizim için çok zor. Bu yaz da öyle oldu, köye gittik, sebze konserveledik, sonra reçel ve pekmez getirdim dönerken. İkisini de ben gidene kadar yapmışlardı. Kuru fasulyemiz olur ondan gönderirler bolca vakti gelince, zaten bakliyat evimizin temel yemeği. Kışın sebze falan neredeyse çok az alırım ben. Olanı yettirme gayreti benim ki."

ÖNCEKİ HABER

Emine Şenyaşar bir aydır Meclis'te adalet arıyor

SONRAKİ HABER

Özkan Gold City Blokları davası: AKP’li Mehmet Özkan'ın tutuklanması talebi reddedildi

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa