Beko işçisinin ücreti eğitim masrafına değil vergiye gidiyor
Beko’da işçilerin gündemi eğitim masrafı ve adaletsiz vergi sistemi. Bir işçi sözleşme kapsamında verilen eğitim yardımıyla iki çocuğundan yalnızca birine kırtasiye alışverişi yapabildiğini söylüyor.

Fotoğraf: Pexels
Zeynep DÜZ
Ceylan GEÇGİN
Ankara
Koç Holdinge ait Beko’da işçilerin gündeminde okulların açılmasıyla birlikte eğitim masrafları var. MESS Grup Toplu İş Sözleşmesi’nde var olan eğitim yardımının eğitim harcamalarına yetmediğini anlatan işçiler, ücretlerin vergiye gittiğini belirterek, “Her kalemden, defterden mümkün olan en az sayıda aldık. Alışverişi neredeyse tane hesabı yaparak hallettik, yine de 1400 TL tuttu” dedi.
İktidarın ‘kamuda tasarruf’ söylemi, işçilerin evinde çocuklarının eğitiminden tasarrufa dönüştü. Okul ihtiyaçları için verilen listelerle kırtasiyeye giden işçiler, en idareli alışverişi yapmalarına rağmen zorlandıklarını dile getirdi. Uzun senelerdir Beko’da çalışan bir işçi, iki çocuktan yalnızca birine kırtasiye alışverişi yapmış. Yaptıkları harcamaları da “Her kalemden, defterden mümkün olan en az sayıda aldık. Alışverişi neredeyse tane hesabı yaparak hallettik, yine de 1400 TL tuttu” sözleri ile artan hayat pahalılığını anlatıyor.
"EĞİTİM YARDIMI YETMİYOR"
Sözleşme gereği eğitim desteği verilen Beko’da, işçi çocuğunun öğrenci belgesini götürdüğünde bu ödeneği takip eden ayda alabiliyor. Ancak ortalama 1200 lira olan bu ödeneğin eğitim harcamalarına yetmeyeceği ortada. Bu eğitim yardımının her öğrenim kademesi için değiştiğini anlatan işçi, “Evet yetmiyor ama herkes aynı durumda” derken eşi de “Biz de idareli harcamaya çalışıyoruz” diyerek destek çıkıyor. Eskiden Erdoğan’ı desteklediklerini söyleseler de bu hayat pahalılığından, Erdoğan’ın çevresindeki isimlere ilişkin yolsuzluk iddiaları nedeniyle iktidarın bu konudaki sorumluluğuna işaret ediyorlar.
Beko işçisinin eşi “Dilan Polat ile Engin Polat serbest kaldı, hadi ben niye serbest kaldı diye sormayayım. Onlar bu noktaya kadar nasıl geldiler? Herkes yaptıklarına sustu. Ondan sonra serbest kalması ile içeride olması fark etmiyor” sözleri ile görüşlerini paylaşıyor. Bir yandan nereden geldiği belli olmayan paralar, hesabı sorulmadan duruyor; bir yandan da Beko işçinin nereye gittiği belli olmayan maaşı, kuruşu kuruşuna vergi hesabına tutuluyor. Eylül ayında yüzde 21.6 olarak açıklanan enflasyon farkını alan Beko işçileri aynı zamanda ücretinin yüzde 27’sini de vergi olarak ödeyecek. Dolayısıyla harcamaların birbirini takip ettiği eylül ayında ödenemeyen eğitim masrafları bir köşede dururken vergiler hız kesmeden ödenmeye devam ediyor.
Okula başlayan çocukları için eğitim harcamalarını sorduğumuz bir başka aile ise “Açıkçası bu sene harcama yapmadık. Geçen sene Kur’an kursuna gönderirken kırtasiye harcamaları daha fazla tutmuştu, bu sene oradan kalanlar ile okula başlamış olacak” sözleri ile tutumlu harcamaya çalıştıklarını anlattı. Geçtiğimiz aylarda kendisi de kamuda tasarruf gerekçesi ile işini kaybettiğini anlatırken, “Eşimin ücretinin önemli bir bölümü vergi kesintileri ile eriyor. Hayat pahalılığı ile bir önceki ay aldığımız para ile bir sonraki ay geçinirken zorlanıyoruz. Benim kazancım da destek oluyordu. Yine kendi adıma zor durumda değilim ama çalıştığım yerde çoğu eşinden ayrılmış, tek başına çocuk okutan kadınlar da işsiz kaldı” ifadelerini kullandı.
Kızı 8. sınıfa başlayan bir Beko işçisi de “Bu sene en önemli masrafımız dershane olacak, yine de eğitimden kısmamak, çocuğumuz geri kalmasın demek için dershaneye gönderiyoruz. Eylül ayında harcamalar artınca enflasyon farkına sevinmek nasip olmuyor, biz para ile plan yapamadan vergiye gidiyor. Türk-Metal’in Ankara’da vergiye düzenleme gelmesi için büyük bir miting planladığını duyduk. Biz de onu bekliyoruz, oraya gideceğiz” şeklinde konuştu.
"TÜRK METAL’İN ÇAĞRISI GÖSTERMELİK KALMASIN"
Masrafları kısmak için işçi aileleri ne kadar idareli olursa olsun, vergi kesintileri ve yüksek enflasyon geçimi zorlaştırıyor. Beko işçilerinin bir bölümü de Türk Metal’in vergide adalet konulu “Zordayız, geçinemiyoruz” eylemlerine çağrılarının göstermelik çağrılarla sınırlı kalmaması gerektiğini düşünüyor ki artan vergi yükü ile mücadele etmenin en önemli araçlarından biri güçlü tepkiler ortaya koyabilmek olacak.
Evrensel'i Takip Et