Gebze'de, Sınıf Okulu'nda laiklik tartışıldı: "Neo-liberalizm din ile birleşerek işçiyi ezdi"
Sınıf Okulunun ikinci dersi CHP Gebze İlçe Örgütünde gerçekleştirildi. Bu derste Gazeteci Zülal Kalkandelen ve Emre Kongar sunum yaptı.
Fotoğraf: Hasret Gültekin Kozan/Evrensel
Eğitim Sen Kocaeli 2 No’lu Şubenin öncülüğünde, Gebze Emek ve Demokrasi Güçleri, Birleşik Metal-İş ve Petrol-İş'in desteğiyle hayata geçen "Sınıf Okulu" 2. haftayı geride bıraktı.
Sınıf Okulunun ikinci dersi CHP Gebze İlçe Örgütünde gerçekleştirildi. Bu derste Gazeteci Yazar Zülal Kalkandelen, "Devrimin ve karşı devrimin 100. yılında laiklik", Prof. Dr. Emre Kongar ise "İşçi sınıfını inançla ve kimlikle anlatmak" konu başlıklarıyla sunum yaptı.
"LAİKLİK İŞÇİ SINIFI İÇİN ÖNEMLİ"
Laikliğin olmadığı bir ortamda demokrasiden bahsedilemeyeceğini söyleyen Kalkandelen, "Özellikle Müslüman ülkelerde laikliğin sağlanması çok önemli. Hangi kurallara göre insanları yargılayacak, hangi düşünceye göre eğitim vereceksiniz? Laikliğin olmadığı bir ortamda demokrasinin de olması mümkün değil. Laikliğin din ve devlet işlerinden ayrılması doğru ama yeterli değil. İnanmayanların da inancını koruma altına alır. Bugün laik eğitimden uzaklaşıldığı için ÇEDES dayatılıyor. İşçinin hakkını aramaması için 'Şükredin' deniliyor. Akşam ne yiyeceğini düşünen, sabah çocuğunu okula hangi harçlıkla göndereceğini kara kara düşünen işçi sınıfı neden şükretsin ki? İşte laiklik işçi sınıfı için bu yüzden önemli" dedi.
"NEO-LİBERALİZM DİN İLE BİRLEŞEREK İŞÇİYİ EZDİ"
Bugün tarikat ve cemaatlerin tüm ülkeyi sardığını belirten Kalkandelen, "Türkiye’de karşı devrim 1950’lerde değil çok daha önceden, ilk Meclisten itibaren başladı. Sağ partilerin içinden çıkanlar laikliği dinsizlik gibi göstermeye çalışıyor. Tarikat ve cemaatlerin önünün açılmasının bir nedeni de emperyalizmdir. Özal döneminde Neo-Liberalizm din ile birleşerek işçiyi ezdi. Son 20 yılda ise AKP bir tarikatlar ve cemaatler koalisyonu olarak iktidara gelirken bugün AKP artık bir karşı devrim tarikatıdır. Laiklik, toplumun ilerici kesimleri tarafından da yeterince sahiplenilmediği için bugünleri yaşıyoruz. Geldiğimiz noktada AKP tarikat ve camaatlerin ittifakı olarak karşımıza çıkıyor. Buna karşı top yekün bir mücadele gerekiyor. Toplumun farklı kesimlerinin bir araya gelerek bu mücadeleyi sürdürmesi gerekiyor" dedi.
"KİMLİKLERİMİZDEN KURTULMAMIZ GEREKİYOR"
"İnsanlığın nasıl geliştiğini anlamadan işçilerin neoliberalizm ezildiğini anlayamayız" diyen Prof. Dr. Emre Kongar, "İlk insanlar toplayıcılıkla hayatını sürdürüyor. İnançları ise pagan. Sürüler halinde yaşıyorlar. Ardından tarım devrimi oluyor, ekip biçmeyi öğreniyor. Toprak değer kazanıyor. Yerleşik hayatla birlikte dinler oluyor. Padişah yer yüzünde Allah’ın temsilcisi. Savaşlar toprak ve din adına yapılıyor. Daha sonra sanayi devrimi olduktan sonra köylüler işçi oluyor. Kavga bu sefer hammadde adına çıkıyor. Günümüz ise bilişim devriminin iktidarı yaşanıyor. Bunlar bizim kimliklerimiz, kimliklerimizden kurtulmamız lazım. Türkiye kimliklerden henüz kurtulamadı" dedi.
İşçi ve emekçilere doğruları anlatmaya devam edilmesi gerektiğini belirten Kongar, "Her kim ki kimlik ve din üzerinden siyaset yapıyorsa 'Ona oy verme' diyeceğiz. Türkiye’de de işçi sınıfı böyle baskılanıyor. Din ile, kimlik ile baskı altına alınıyor işçi sınıfının bilinci. Dünyanın neresinde dinci kökenli sendika var? Bizim bunları anlatmamız gerekiyor" diye konuştu. (Gebze/EVRENSEL)