23 Eylül 2024 18:28

Harbiye halkı: Şans eseri değil, güvenle ve insanca yaşamak istiyoruz

Hatay’da yasak olduğu halde yoldan geçen yük kamyonun freni patlamasıyla meydana gelen kazaya ilişkin eylem yapan Harbiyeliler, “Şans eseri değil, güvenle ve insanca yaşamak istiyoruz" dedi.

Fotoğraf: Evrensel

Paylaş

Hatay’ın Defne İlçesi’ne bağlı Harbiye Mahallesi’nde hafriyat yüklü kamyonun freninin boşalması sonucu trafik kazası meydana geldi. Valiliğin açıklamasına göre kazada 6 kişi yaralandı. Kaza sonrası Beytülma’nın çağrısıyla Harbiye halkı konuyla ilgili basın açıklaması yaptı. Bu kazanın ilk olmadığını hatırlatan mahalleli, ağır yük kamyonlarının geçişinin yasak olmasına rağmen harfiyat şirketlerin daha az yakıt harcamak için keyfi şekilde bu yolu kullandıklarını kaydetti. Yaşam kaybının "şans eseri" olmadığı kazada kitle, “Görünen o ki Defne’de harfiyat şirketlerin çıkarları halkın çıkarlarının üstündedir” dedi.

“Güvenli bir yaşam istiyoruz” sloganlarının sık sık atıldığı ve “Şans eseri yaşamak değil, güvenle, insanca yaşamak istiyoruz” pankartının açıldığı açıklamaya Emek Partisi, Halkevi, Kaldıraç, Antakya Çevre Koruma Derneği, KESK, Genel-İş, Hatay Tabip Odası, Defne Belediye Başkanı Halil İbrahim Özgün ve yönetimi de katıldı.

YÜK KAMYONLARININ GEÇİŞİNİN YASAK OLDUĞU YERDE KAZA İLK DEĞİL

Açıklamayı okuyan Gökhan Karateke, “Dün yaşanan, biri ağır olmak üzere 6 yurttaşımızın yaralanmasıyla sonuçlanan hafriyat kamyonu kazası nedeniyle bir aradayız. Aslında bu kaza ilk değil. Hatırlayacak olursak; depremden kısa bir süre önce yine Yayladağı yönünden gelen kamyonun aynı sebeple kontrolden çıkmasıyla çok sayıda yurttaşımız yaşamını yitirmiş ve yaralanmıştı” diyerek sözlerine başladı.

Özellikle 6 Şubat depreminden itibaren hafriyat şirketlerinin keyfiyetine terk edilen cadde ve sokakların kuralsız, güvensiz ve rastlantısal şekilde hayatta kalınabilen alanlara dönüştürüldüğünü ifade eden Karateke, “Kazanın meydana geldiği güzergah yıllardır ağır yük kamyonlarının geçişinin yasaklı olduğu bir hattır. Buna rağmen hafriyat şirketlerinin daha az yakıt harcamak niyetiyle keyfi olarak kullandığına gün gün tanık olduk, oluyoruz” dedi.

“KONTROL NOKTASINA RAĞMEN BU RAHATLIĞI NEREDEN BULUYORLAR?​”

Kaza sonrası valinin de yasağı hatırlattığını aktaran Karateke,  “Akla gelen ilk soru şu; madem ağır yük kamyonlarının geçişi yasaktı, karakol kontrol noktası da varken her gün onlarca kamyon geçiş rahatlığını nereden bulmaktadır? Anlaşılan depremi fırsat gören aklı-evvel hafriyat şirketleri ve onlara yol veren yetkililer var” diye tepki gösterdi.  

Geçen hafta hafriyat şirketinin Dekuk şelalesine verdiği zararı da hatırlatan Karateke, “Bir hafriyat şirketinin şelaleye vahşi saldırısı halk içinde yarattığı tepki henüz sıcaklığını korurken bu ‘cinayet girişimi gibi kaza’ halkımızın canını dişine takarak yaşamaya çalıştığı koşullarda bardağı taşıran bir damla olmuştur” dedi.

“ŞİRKETLERİN ÇIKARLARI HALKIN ÇIKARLARINDAN ÜSTÜN MÜ?​”

Karateke, yaşam kaybı olmayacak şekilde “rastlantı” sonucu atlatılan kazanın ve depremin üzerinden geçen zamana rağmen biriken sorunların gösterdiklerini şöyle sıraladı:

  • Defne’de hafriyat şirketlerinin çıkar hesapları halkın çıkarlarının üstündedir.
  • Daha önceki hafta Dekuk şelalesinde yaşanan vahşi doğa katliamı yine bir hafriyat şirketinin keyfiyetiyle gerçekleştirilmiştir.
  • Sadece bir kamyon sürücüsüne trafik cezası keserek olaya örtbas edilemez! Sorun sermaye çevrelerinin bölgeye dair yağmacı faaliyetidir. Bu açıdan halk bu sorunun farkındadır ve doğrudan doğruya mağdurudur.
  • Taş ocaklarının doğa katliamı derhal durdurulmalıdır. Yaşam ve tarım alanlarına uzak, sadece şehrin ihtiyacını karşılayacak sayıda ve denetlenecek şekilde faaliyet izni verilmelidir. Şu anki haliyle Darmaşta ve Dursunlu mahallelerinde yaşam bu taş ocaklarının tehdidi altındadır.
  • Ulaşım öğrenci, yaşlı, kadın, çocuk, işçi her kesimden insan için günlük bir çiledir. Büyükşehir halen meseleyi ciddiye almış değildir.  
  • Temiz suya ulaşma hakkı halen B.Şehir belediyesinin önceliği değildir. Verilen suyun steril olup olmadığı bilgisi dahi paylaşılmamaktadır.
  • Daha kış ayları başlamadan en ufak bir yağışta elektrik kesintileri başlamıştır.
  • Ulaşılabilir sağlık hizmeti bir iki kamu hastanesiyle karşılanacak bir ihtiyaç değildir. Acil Sağlık İstasyonları kurulmalıdır. Sağlık ocağı ve hekim sayısı artırılmalıdır.
  • Otoyol dışında kalan ara yolların onarımları bir an önce yapılmalıdır.
  • Eğitim, şehir merkezinde binası sağlam okullara yığılarak eğitim bilimi ve çocuklarımızın geleceği yok sayılmaktadır. Deprem sonrası ikici yılın sonuna doğru giderken halen konteyner okullar var!

Karateke son olarak,

“Defne halkı olarak insana ve doğaya yaraşır, güvenli bir şehir talep ediyoruz.  Bizler bu noktadan son kamyonun geçişini durdurana kadar tepkimizi göstermeye devam edeceğiz. Doğamıza, yaşamımıza sahip çıkıyoruz” dedi.

"DOLAYLI OLARAK DA CANIMIZA KAST EDİYORSUNUZ"

Açıklamadan sonra konuşan TTB Merkez Konsey Üyesi Ali Kanatlı da, depremden bu yana enkazların kaldırılması çalışmalarında asbest ve kansorejen toza maruz kaldıklarını, yapılmak istenen taş ocakları nedeniyle de yine sağlıklarının tehdit edildiğini belirtti. Kanatlı, “Dünkü kazada da gördüğümüz gibi denetimsizlik nedeniyle dolaylı olarak da canımıza kast ediliyor. Bizler bir an önce bunların kanunlara göre yapılmasını istiyoruz. Şehre inşaat gerekiyordur insanlar açıktadır şiarıyla bizleri zehirlemeye, canımızı tehlikeye atmanıza gerek yok” dedi.  (Hatay/EVRENSEL)

ÖNCEKİ HABER

Türk-İş’ten Tuzla’da göstermelik eylem çağrısı

SONRAKİ HABER

Birleşik Kamu-İş: Açlık sınırı 21 bin lira oldu

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa