Genç işçi Bager'in mektubu: İnsanlık bir arada olabilmekmiş...
"Biz gençler bu günümüz ve yarınımız için As Plastik işçilerinden Akcanlar’a, MKB’den, Fernas’a işçilerle dayanışmayı büyütmeli, onların direnişini mahallemize, okulumuza, iş yerlerimize taşımalıyız"
Fotoğraf: Andaç Aydın Arıduru/Evrensel
Esenyurt’tan genç bir İşçi Bager
Merhaba sevgili Evrensel okurları. Kurtuluşunu işçilerin kurtuluşunda gören liseli, üniversiteli, işçi gençler olarak grevdeki As Plastik işçilerini ziyaret ettik. 2022’den beri fabrikada insanca çalışma koşulları için mücadele eden, sendika haklarına sahip çıkmak için işçi/sendika düşmanı patrona karşı mücadele eden As Plastik işçilerinin o zamandan bu zamana verdikleri mücadeleye tanıklık etme şansım oldu. İki yıl öncesinden bugüne, onlardan öğrendiğim ve tekrar fark ettiğim bir şey var o da şudur: Kapitalizmin, patronların barbarlığı ve yobazlığına boyun eğenler, kendilerini toplumdan, çalıştığı iş yerinden, okuduğu okuldan, yaşadığı mahalleden uzaklaştıran, yalnızlaştıranlar bu dünyada çok değerli bir şeyden uzak kalıyormuş, insanlıktan. İnsanlık bir arada olabilmek, dayanışmakmış.
Direniş çadırına sık sık gidince doğal olarak oradakilerle tanışıyorsunuz. Ekmeği, simidi, çayı paylaşıyorsunuz. Slogan atarken sesi kesilen işçiye su yetiştirme telaşı oluyor kimi zaman, kimi zaman ofisten çıkan patron çocuklarını görüp birlikte öfkeleniyorsunuz. Tanıştığım işçilerden biri 18 yaşında. Bir yıldır orada çalışıyor, sonradan iyi de birer dost olduk. Grevden ötürü evde babasıyla, fabrikada patronla/ara bulucuyla karşı karşıya. Tazminat alıp işten ayrılmayı düşündüğünü söylemişti ilk tanıştığımızda. Onu şu an tutan tek şey ise “Birlikte bir yıl boyunca mesai yaptığım arkadaşlarımı yarı yolda bırakamam” düşüncesi. Direnişin sonucunu bekliyormuş. Arada çadırda çay kahve içerken konuşuyoruz “Nasıl olur bu grevin gidişatı” diye. Cevabı çok kesin: “Kazanacağız.”
Diğer işçiler gibi o da işçinin örgütlü gücünün ve burada özelleşen bir tarafıyla da çok kuvvetli bir birliklerinin olduğunun farkında. Bu kuşaktan bir şey olmaz diyerek ümidini kesenler, ona bakmalıdırlar bence, tekrar umutlarını kazanabilmek için. Çünkü yekpare bir parça değil gençlik dedikleri. Fakat bizler işçi sınıfının genç kuşakları patronların, bizlere insanca bir yaşam yerine; çocuk işçiliğini, çalışırken ölmeyi, açlığı, yoksulluğu, sefaleti reva görmelerine karşı yekten bir irade ile karşı durmalı ve “Bu böyle gitmez” diyebilmeliyiz.
İktidar Şimşek programı ile Türkiye’deki tekelci burjuvaziyi ihya ederken, krizin faturasını ise işçilere, emekçilere ve gençlere kesiyor. Bunun sonucu olarak işçilerin ağırlaşan çalışma koşulları, aldıkları ücretin ay sonunu dahi zor getiriyor olması, çocuk işçiliğinin yaygınlaşması gibi sorunların sancısını çekiyoruz ve çekmeye de devam edeceğiz. Ancak bunun bir ilacı var, o da örgütlü mücadele. Çünkü biliyoruz ki bizleri ancak dayanışma yaşatır.
Bu yüzden gençler olarak bu günümüz ve yarınımız için As Plastik işçilerinden Akcanlar’a, MKB’den, Fernas’a işçilerle dayanışmayı büyütmeli, onların direnişini mahallemize, okulumuza ve iş yerlerimize taşımalıyız.