Hastane işçilerinin okul masrafı çilesi: Ayakkabı almak için fazla mesaiye kalıyorlar
Etlik Şehir Hastanesi işçileri: "Alınan ücretler pula döndü, bir de üstüne eksik ücret alıyoruz. Öğrencilerin ihtiyaçlarına ücretler dayanmıyor, herkes kendinden kısarak evladına yetişmeye uğraşıyor"
Fotoğraf: Suna Derviş/Evrensel
Suna DERVİŞ
Melodi TAŞ
Ankara
Etlik Şehir Hastanesinde çalışan taşeron şirket işçileri, aldıkları ücretin yarısını eğitim masraflarına harcadıklarını anlatıyor. Masraflar için aylar öncesinden hazırlanmak gerektiğini vurgulayan işçiler, “Bir ayakkabı almak için fazla mesaiye kalan arkadaşlarımız var” diyor.
Ankara’daki Etlik Şehir Hastanesinde çalışan taşeron şirket işçileri ile eğitim masrafları üzerine bir anket gerçekleştirdik. Ankete katılan 50 işçiyle okulların açılması ile asgari ücretin eğitim harcamalarına yetip yetmediğini ve bir öğün ücretsiz yemek talebini konuştuk. Ankete katılanların yüzde 70’ini kadın işçiler yüzde 30’unu ise erkek işçiler oluşturuyor.
Ankete katılanların, okulların ilk haftasında eğitim için harcadığı meblağ ortalama 8 bin lira, yaklaşık asgari ücretin yarısı. İşçilerin her biri asgari ücret aldığını belirtirken ankette tüm cevaplar neredeyse aynı: “Ücretler eğitim masraflarını karşılamaya yetmiyor.” Okulların açılmasına yakın, daha çok fazla mesaiye kaldığını söyleyen bir temizlik işçisi “Mesai parası tam yatmıyor ama ele geçen üç kuruş biraz artsın diye hastane çilesine katlanıyoruz. Çocukların masrafına aylar önceden hazırlanmak gerekiyor, bir ayakkabı almak için mesaiye kalan arkadaşlarımız var” diyor. Hastanenin teknik işlerini yapan TSP Group şirketinde çalışan bir işçi aylardır işçilere hak edişlerinin yatırılmadığını belirterek, “Alınan ücretler pula döndü, bir de üstüne eksik ücret alıyoruz. Öğrencilerin ihtiyaçlarına ücretler dayanmıyor, herkes kendinden kısarak evladına yetişmeye uğraşıyor” diyor. Bir başka kadın işçi ise 8 bin liralık anaokulu parasını ödeyemediği için çocuğunu anaokuluna gönderemediğini ekliyor.
Çay molalarına denk geldiğimiz ISS bünyesinde çalışan temizlik işçileri ise ücretlere zam yapılmamasının etkisini kış aylarında daha çok hissedeceklerini söylüyor: “Benim çocuğum yok fakat etrafta sürekli okul masrafları konuşuluyor. Geçen bir çantaya 2 bin lira verilmiş, bir de bu çantanın içi doldurulacak. Asgari ücretlinin bu masraflara yetişmesi mümkün değil.” ISS’nin, işçilerin emeğini hiçe saydığını söyleyen bir işçi, “İşçilerin çoğu çalışma koşullarına dayanamayıp istifa ediyor. Çocukları olanlar okullar açıldı diye dişini sıkıyor, kimse bu koşullarda çalışmak istemiyor” diye ekliyor.
Torununun anaokuluna başladığını söyleyen temizlik işçisi, “Aileler destek çıkmazsa ihtiyaçlara yetişmek kolay değil. Bir yanda gençler çalışmak zorunda ama çocuğa bakacak kimse yok. Kreşler desen on binlerce lira para istiyor. Mecbur el birliği ile masrafları karşılamaya çalışıyoruz” derken, genç bir taşıma işçisi şunları söylüyor: “Kardeşimin dershanesini annem ve babam ödüyor. Zor durumda olduklarını görüyorum, harçlık istememek için hastanede işe başladım.”
Belediyeden sosyal yardım aldığını söyleyen temizlik işçisi ise “Büyükşehir Belediyesi Başkentkart veriyor, çocuklar kırtasiye alışverişini onunla yaptı. Kartın yettiğini aldılar, geri kalan ihtiyaçlarına yapacak bir şey yok. Çocuklara defter bile alacak güç bırakmadılar” diyerek birçok işçinin borçla ayın sonuna geldiğini anlatıyor.
"AYRIM YAPILMAKSIZIN BİR ÖĞÜN ÜCRETSİZ YEMEK SAĞLANSIN"
Anketteki “Belediyenin/ hükümetin ilgili kurumları okullarda bir öğün ücretsiz yemek sağlamalı mı?” sorusuna, katılanların yüzde 82’si “Sağlanmalı” cevabını veriyor. Ankete katılan birçok işçi çocukların okula aç gitmemesi gerektiğini, hiçbir çocuğun ayrımcılık yaşamadan sağlıklı kalması gerektiğini vurguluyor. 2 senedir hastanede temizlik işçisi olan bir kadın, okul zilinin çalmasının ilk günlerinde yaşadığını anlatıyor: “Çocukların durumu giderek kötüleşiyor. Geçenlerde oğlum simit yerken arkadaşı bir lokma istemiş, bizimkisi de kantine gidip arkadaşına da simit almış. Eve gelince harçlığını neye harcadığını sorunca anlattı, öğrendiğimden beri bizim çocuğa 2 kişilik harçlık veriyorum ki parası olmayan arkadaşlarına yardım edebilsin.”
Onkoloji’de çalışan, gece vardiyası çıkışında dolmuş beklerken konuştuğumuz bir kadın işçi de söze eğitim masraflarından girip, “Vardiyadan geç bıraktılar. Çocuk hâlâ uykuda, onu uyandırmaya gidiyorum, okula yetiştireceğim” diyor. Bugün çocuğunun beslenmesine ne koyacağını sorduğumuzda, “Şuradan patatesli poğaça aldım, onu götürüyorum mecbur” diyor. Çocuklara ayrım yapılmaksızın öğün sağlanması gerektiğini söyleyen temizlik işçisi, “Küçük yaşlardaki çocuklar beslenme saatinde ağlar oldu. Canının çektiğini yiyemeyen çocuklar, arkadaşlarından utanıyor, ailesinden utanıyor. Çok üzülüyorum bu duruma, insanın canı çok sıkılıyor” diyor.
Diğer yandan okullarda ücretsiz beslenme imkanının sağlanıp sağlanamayacağına dair konuşmalarda kadın işçiler ile erkek işçiler arasında da yaklaşım farkı olduğunu da söylemek mümkün. Ankete katılan 35 kadın işçinin hepsi bir öğün ücretsiz yemeğin sağlanması gerektiğine ikna olduğunu paylaşıyor. Anketteki 9 erkek işçi yemeklerin hazırlanma, dağıtma, muhafaza edilme problemleri üzerinden bir öğün ücretsiz yemeğin koşullarının olmayacağını ifade ediyor. Kadın işçilerin çoğu çocukların beslenme sorunları ile daha fazla yüz yüze kaldığını belirtiyor. O nedenle kadın işçiler için sağlıklı, ücretsiz bir öğün meselesi daha acil bir gündem olarak öne çıkıyor.
"MAAŞI BÖYLE VERENDEN ÜCRETSİZ YEMEK NASIL BEKLEYELİM"
“Öğrencilere bir öğün ücretsiz yemek imkanının sağlanması sizce gerçekçi mi?” sorusuna ise farklı cevaplar geliyor. İşçilerin ana ağırlığı, talebin sağlanması gerektiğini düşünürken mevcut koşulların ise bu talebin hayata geçirilmesinde gerçekçi olmadığını düşünüyor. İşçilerin çoğu, yetkililerin bu imkanı sağlayacak gücünün olmasına rağmen yapmadıklarını ve yapmayacaklarını söylüyor. Bir işçi şöyle ifade ediyor düşüncelerini: “Bu ülkede asgari ücretliyi düşünen yok. Ne kredi kartı borcumuz bitiyor ne kiraya para yetiştirebiliyoruz. Maaş daha yatmadan bitiyor. Maaşımızı böyle verenden ücretsiz yemek nasıl bekleyelim.”
Kimi işçiler; yetkili kurumların bütçesinin az olması, kasaların boş olması gibi cevaplar üzerine bu talebin gerçekleştirilemeyeceğini ifade ediyor. Anket sonuçlarına göre işçilerin yüzde 85’i belediyenin veya hükümetin kurumlarının öğrencilerin beslenmesini sağlayacak olanakları oluşturmayacağını düşünüyor.