Kürtçeye operasyon protesto edildi: Mücadelemiz durmayacak
Diyarbakır’da dil alanında çalışmalar yapan MED-DER ile Anka Kooperatifi ve Payîz Pirtûk kitabevine yapılan polis baskını Amed Emek ve Demokrasi Platformu tarafından protesto edildi.
Fotoğraf: Amed Emek ve Demokrasi Platformu
Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen soruşturma kapsamında Mezopotamya Dil ve Kültür Araştırma Derneği (MED-DER), Payîz Pirtûk kitapevi ve Anka Dil ve Sanat Eğitim Kooperatifine baskın düzenlenmesine karşı Amed Emek ve Demokrasi Platformu Dağkapı Meydanı’nda açıklama yaptı.
Açıklamaya kitle örgütleri ve siyasi parti temsilcisi de destek verdi. “Zimanê me hebûna me ye (Dilimiz varlığımızdır)” pankartının açıldığı açıklamada, “Bê Kurdî jiyan nabe (Kürtçesiz hayat olmaz)” ve “Bê ziman jiyan nabe (Dilsiz yaşam olmaz)” sloganları atıldı.
Platform adına açıklamayı yapan Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası (Eğitim Sen) Diyarbakır 1 No’lu Şube Eş Başkanı ve Amed Emek ve Demokrasi Platformu Dönem Sözcüsü Faruk Ercan, çok dilli ve kültürlü olan bu coğrafyanın 100 yıllık retçi, asimilasyoncu politikalar sebebiyle birer “kültür mezarlığına” dönüştürüldüğünü söyledi. Ercan, “Kürt dili ve kültürü tarihsel derinliği ve zenginliği ile bu politikalara karşı en büyük dirilişi göstermiş ve bugün hâlâ dünya üzerindeki 50 milyona yakın Kürt’ün kullandığı bir dil olarak yaşamaktadır” dedi.
Özellikle son dönemde Kürt dili üzerindeki baskılara değinen Ercan, “Bu baskılar kimseye fayda getirmeyecektir. Aksine halklar arasındaki barış ve uyumu daha fazla zedeleyecek ve toplumu gerecektir” diye konuştu.
Ana dilinde eğitim hakkının hâlâ tanınmadığını, Kürtçenin Mecliste “Bilinmeyen dil” olarak tanımlandığını hatırlatan Ercan, “Bu durumda kimse Türkiye’de eşit yurttaşlıktan bahsetmemelidir. AKP-MHP iktidarının Kürt kültürünü ve dilini soykırıma uğratma çabasını görebiliyoruz. Kürtler on yıllardır dil ve kültür mücadelesi veriyor. Bu mücadele asla durmayacaktır” şeklinde konuştu.
"BU POLİTİKALARDAN VAZGEÇİN"
“Her toplum varlığını dili ve kültürü üzerinde sağlar” diyen Ercan sözlerini şöyle sürdürdü: “Dil-kültür hakkı, her toplum için ahlaki ve vicdani bir haktır. Bu hakkın yok edilmesi, çalınması, gasbedilmesi demokrasinin de barışın da imkanlarını ortadan kaldırır. Sadece Kürt halkının değil Türkiye’deki tüm halkların, barış, demokrasi, refah ortamı içerisinde yaşamasını sağlamak için, toplumsal barışı yeniden tesis etmek için Kürt dili ve kültürü üzerinde geliştirdikleri politikalardan vazgeçsinler.” Ercan son olarak gözaltına alınanların serbest bırakılmasını, çalışmalarının önündeki engellerin kaldırılmasını talep etti. (Diyarbakır/EVRENSEL)