Hatay’da çevre mücadelesi veren Çiğdem Arslan: Talana karşı birleşik mücadele şart
Hatay Defne’de zeytinleri için direnen Çiğdem Arslan, kentteki doğa katliamına karşı da ses çıkarıyor. Arslan, topyekün saldırılara karşı birleşik mücadelenin önemine değindi.
Fotoğraf:Çiğdem Arslan/Evrensel
Dilek OMAKLILAR
Hatay
Defne’de zeytin ağaçları için mücadele eden Çiğdem Arslan mücadelesini Hatay’da doğa katliamlarına karşı da sürdürmeye devam ediyor. Kentteki beton santrali ve taş ocağı şirketlerinin zeytin ağaçlarından, şelaleye, yollara değin tüm yaşam alanlarına dönük talanına karşı mücadele eden Aslan, “Topyekûn bir saldırı altındayız. Bu saldırılara karşı birleşerek mücadele etmeliyiz” dedi.
Defne’de Ballıöz mahallesinde TOKİ’ye giden yol için hiçbir yetki olmadan, hukuksuzca sökülen zeytin ağaçlarını korumak için mücadele eden Çiğdem Arslan, zeytin ağaçlarını kaybetse de doğa katliamlarına karşı sesini yükseltmeye devam ediyor. Arslan, Ballıöz mahallesindeki yurttaşların da zeytinlerinden olduğunu hatırlatarak hukuki mücadelenin sürdüğünü kaydetti.
"HUKUKSUZLUK HER YERDE SÜRÜYOR"
Zeytinlik alanın şuanki durumu hakkında bilgi veren Arslan, “Şu anda alana beton döküyorlar. Tarım arazisi olan yere dolgu yapıyorlar. Bölgede dolgu yapıp asfaltı dökecekler ve bu yarın yağmurlarla beraber sağlamlığı da ortaya çıkacak ne yazık ki. Ellerinde hiçbir yetki yok, devam ediyorlar. En son gözaltına da alınmıştım. Yaptıkları hukuksuzluk bir dizi. Orada yalnızca benim değil vatandaşların da zeytin ağacı kalmadı” dedi.
"KENTİN DÖRT BİR YANI TALAN"
Dikmece’den Kuruyer mahallesine kadar yurttaşın birçok sorunla baş etmeye çalıştığını ifade eden Arslan, “Dikmece’de gördük; ağaçları söktüler ve paralar ödendikten sonra biz burayı kamulaştırmayacağız paraları iade edin dediler. Böyle trajikomik şeyler oluyor. Dönüp Kuruyer mahallesine bakıyoruz, yaklaşık 9 tane taş maden ve beton santrali kurulmuş ve ellerinde yine yetki yok. Karşı çıkıyor muhtar, burası hayvancılık yaptığımız bir yer diyor. Ama 9 tane şirket ruhsatsızca devam ediyor. Antakya’daki milli parkta yaşam alanlarının içinde beton santrali var. Kentin her yeri beton santrali, taş ocakları ile talan ediliyor” diye konuştu.
DESTEK YETERSİZ, BİRLEŞME ZAMANI
Desteğin de ne yazık ki yetersiz kaldığını ifade eden Arslan, “Özellikle yerel siyasilerin sessizliğini anlamlandıramıyorum. Topyekûn bir saldırı altındayız, mahalleli muhtar ziyaretlerini yayımlayacaklarına, şehrin talanını gündeme getirmiyorlar. TOKİ’ler denetlenmiyor, yeni toplu mezarlara dönecek, zemin etütleri yanlış. Şu an birleşme zamanı” diyerek birleşik bir mücadelenin önemine vurgu yaptı.