26 Eylül 2024 04:24

Eğitim Sen Diyarbakır 2 No’lu Şube Eş Başkanı Serhat Kılıç: Her köye okul açılmalı

Mehmet Şimşek’in ekonomi politikalarının eğitime yansımasını ve taşımalı eğitimin yarattığı sorunları Eğitim Sen Diyarbakır 2 No’lu Şube Eş Başkanı Serhat Kılıç ile konuştuk.

Fotoğraf: MA

Paylaş

Nurgül DENİZ
Diyarbakır

Tasarruf gerekçesiyle geçilen taşımalı eğitimle başta kız çocukları olmak üzere okullaşma oranı düşerken, Şimşek programı kapsamında yine tasarruf gerekçesiyle bu kez taşımaya son verilmesi ise sorunu daha da derinleştirdi. Eğitim Sen Diyarbakır 2 No’lu Şube Eş Başkanı Serhat Kılıç, “Çocukların eğitimini değil gideri referans alınca sorun daha da derinleşti. Köylerin nüfusuna bakılmaksızın her köye bir okulun sağlanması gerekiyor” dedi.

Şimşek’in ekonomi politikasının kamusal hizmetlerden yaptığı tasarrufun eğitimde ciddi sorunları beraberinde getirdiğini belirten Eğitim Sen Diyarbakır 2 No’lu Şube Eş Başkanı Serhat Kılıç, “Taşımalı eğitimde yaşanan kriz, öğretmen atamalarının hâlâ gerçekleşmemesi, okulların yaşadığı temizlik sorunu bu ekonomi programı ile ilişkili. Şimşek programının motivasyonu, halkın ihtiyaçlarını gözeten değil daha çok sermayeyi gözeten bir tutum sergilemesi. Eğitim de bu yıl krizlerle başladı. Öğretmenlerin görevlendirmesinde tutalım da kamu kurumlarındaki emekçilerin servis ihtiyacının karşılanmasına kadar birçok şey büyük krizlere dönüşerek karşımıza çıkıyor” dedi. Kılıç eğitimden, sağlıktan tasarruf edilemeyeceğini sözlerine ekleyerek halkın cebinden toplanan vergilerin amacının yine halka harcanması olduğuna dikkat çekti.

“Eğitim Hakkı Platformunun” Diyarbakır’daki çalışmalarını eğitimde yaşanan birçok sorun var. Kısa bir süre okulların temizliği ile ilgili bir eylemselliği oldu, müfredatla ilgili bir eylemselliği oldu. Önümüzdeki süreçlerde de taşımalı eğitime dönük ve  çocukların yoksulluğu sonucu beslenememe krizine dair planlamaları söz konusu. Her çocuğa bir öğün sağlıklı ücretsiz yemek ve su talebimizi de dillendireceğimiz bir yol haritamız önümüzde duruyor.”

EĞİTİM PROGRAMLARI ÖĞRENCİ ODAKLI DEĞİL

Taşımalı eğitimin uygulanmaya başlanmasından itibaren sorunların arttığına dikkat çeken Kılıç, kriz haline dönen bu sorunun tasarruf tedbirleri ile içinden çıkılamaz hale geldiğini aktardı. Öğrencilerin ruhsal durumlarının etkilendiğini, servisçilerin çok düşük ücretle çalıştırıldığını, çocukların cemaatlerin örgütlendiği yurtlara teşvik edildiğini; tüm bunların öğrencilerin eğitime ulaşımına ket vurduğu, okula devam eden taşımalı öğrenci sayısının gözle görülür biçimde düştüğünü aktaran Kılıç, “Köylerin nüfusuna bakılmaksızın her köye bir okulun sağlanması gerekiyor. Göç nedeniyle köy nüfusları azalınca bu durum bahane edildi, bütçe ve masraflar da sebep gösterilerek köy okulları kapatıldı ve taşımalı eğitime geçildi. Oradaki çocuğun eğitimini referans almayıp gideri referans alınca sorun daha da derinleşti” dedi.

TAŞIMALI EĞİTİM ÇOCUKLARIN PSİKOLOJİSİNİ OLUMSUZ ETKİLİYOR’

Eğitimin veli, öğretmen ve çocuk olarak üç paydaştan oluştuğunu vurgulayan Kılıç şöyle devam etti: “Taşımalı eğitimde veli ayağı ortadan kalkıyor, veli ile bir iletişim söz konusu olmuyor. Bu direkt çocukların hem bilişsel gelişimleri hem akademik becerileri hem de psikolojik durumlarına yansıyor. Küçük yaşlarından itibaren kendi alanında değil bunun uzağına taşınarak eğitim alan çocukların mutsuz, yalnızlaşıyor, devam ve başarı oranları düşüyor. O yaşlarda farklı köylere giden çocukların yaşadığı güvenlik sorunu da buna eklenince çocukların psikolojisi olumsuz etkileniyor. Bunu bir eğitim emekçisi olarak sahada gözlemleyebiliyorum. Farklı kültür, farklı sosyal yaşam vb. etkenler sonucunda çocukta ciddi bir içe kapanıklık söz konusu oluyor. Taşımalı eğitimin yapıldığı köylere bakalım, her daim taşımayla gelen öğrenciler ile yerleşik öğrencilerin okula devam durumu arasında fark var. Çünkü çocuklar gelmek istemiyor. Kendi köyünde okul olan çocukların okula devamı daha yüksekken taşımalı bir şekilde okula gelen öğrencilerde devamsızlık artıyor. Bu önemli bir veri.”

‘KIZ ÇOCUKLARI DAHA ÇOK ETKİLENİYOR’

Bu yıl 30 km’den uzak mesafeye taşımalı olarak götürülen öğrencilerin taşıma hizmetine ulaşamadığını ve kimi pansiyonlara ve yurtlara yönlendirildiğini dile getiren Kılıç, “30 km’den uzak mesafelerde çocukların servis ulaşımı sağlanmıyor. Bu genelde lise kademesindeki okullara tekabül ediyor. Bu nedenle öğrenciler pansiyonlara, yurtlara yönlendiriliyor. Pansiyonlara yönlendirme çok iyi niyet taşıyan bir durum değil çünkü şu an oraların birçoğu belli tarikatların, cemaatlerin faaliyet merkezleri olmuş durumda. Ailelerin çekincesi var. Bu durum da okul terki oranını artırıyor. Ayrıca erkek çocuklar pansiyonlara yönlendiriliyorken, kız çocuklar gönderilmiyor. Feodal ilişkilerin etkisi olsa da buralara güven duyulmaması önemli bir sebep. Elimizde somut veri yok ancak ilçe temsilciliklerimizden aldığımız bilgiler kız çocuklarının okula devam oranının yarı yarıya düştüğü şeklinde” diye konuştu.

‘SERVİS ŞOFÖRLERİ DÜŞÜK ÜCRETE MAHKUM EDİLMEK İSTENİYOR’

Taşımalı eğitimde yaşanan krizde şoförler açısından sorunlar olduğunu belirten Kılıç, ihalelerin hakkaniyetli yapılmadığını yahut ihalesiz doğrudan alımlara gidildiğini ve şoförlerin çok düşük ücretlere çalıştırıldığı bilgisini verdi. “Taşımalı eğitimle ilgili ihalelerin de çok hakkaniyetli ilerlemediği için ilçe bazında kimi siyasi, bürokratik ilişkileri olan ailelerin alabileceği bir şeymiş gibi ihalelere yaklaşılıyor. Burada feodal ilişkilerin, siyasi ilişkilerin yarattığı sorunlar daha fazla kriz yarattı” diyen Kılıç, şoförlerin ise düşük ücretlerle çalışmak istemediklerini dile getirdi. Burada da tasarruf tedbirlerinin karşımıza çıktığını belirten Kılıç, Servis şoförleri günlük aldığı yevmiyelerle aylık 8-9 bin liraya mahkum edilmek isteniyor. Bu şoförlere çok düşük ücretler verdiği için gerekli teknik şartnameyi sağlayan çok fazla bir servis de yok. Teknik şartnameyi yerine getirebilecek çok az sayıda servis var. Çünkü bu ücretle zaten o teknik şartnameyi sağlayamaz.”

ÇÖZÜM: EĞİTİME YETERLİ BÜTÇE AYRILSIN

Eğitimin yerinde yapılması gerekliliğinin altını çizerek bu sorunların derinleşerek büyümemesi için eğitime yeterli bütçenin ayrılması gerektiğini dile getiren Kılıç sözlerini şöyle bitirdi: “Eğitimin merkezinde öğrenci olmalı. Ancak ‘Biz nasıl buradan kısabiliriz’in kaygısı ile hareket ettikleri için örneğin Diyarbakır genelinde hâlâ ciddi bir servis problemi, temizlik problemleri yaşanıyor. Bu ülkenin kaynakları var. İtibardan tasarruf olur ama eğitimden tasarruf olmaz. Güvenlikçi politikalardan tasarruf olur ama eğitimden, sağlıktan, kamusal hizmetlerden tasarruf olmaz.”

ÖNCEKİ HABER

Mobbingciye 'mobbingci' diyen akademisyene ceza

SONRAKİ HABER

Fernas Madencilik işçileri, Soma'dan Ankara'ya yürüyüş başlattı

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa